MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
TMMOB’dan İnciraltı çıkışı: Yine seçim, yine umut tacirliği!
Güncel
19 Nisan 2023 Çarşamba 09:33

TMMOB’dan İnciraltı çıkışı: Yine seçim, yine umut tacirliği!

İzmir’de uzun yıllardır çözülemeyen İnciraltı planları konusu yeniden gündeme gelirken TMMOB’dan önemli bir açıklama geldi. Açıklamada siyasilerin İnciraltı bölgesini seçim malzemesi haline getirerek ‘umut tacirliği’ yaptığının altı çizildi.

GERÇEKİZMİR - İzmir’de uzun yıllardır kent gündeminde yer alan İnciraltı’nın planlanması konusu siyasilerin açıklamaları ile yeniden konuşulmaya başlarken konuya ilişkin Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği(TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu’ndan(İKK) çarpıcı bir açıklama geldi.

Siyasi partilerin İnciraltı bölgesi ile ilgili açıklamaların ‘umut tacirliği’ olduğunun altının çizildiği açıklamada 12 maddede yapılması gerekenler sıralandı.

Açıklamada, ‘’ Halkımızın geleceğini tehlikeye atacak hiçbir  kent suçuna karşı sessiz kalmayacak, toplumun ortak yararı için mücadelemize inatla  devam edeceğiz’’ sözlerine yer verildi.

TMMOB’un açıklamasının tamamı şöyle;

YİNE SEÇİM, YİNE İNCİRALTI! UMUT TACİRLİĞİ YAPMAKTAN VAZGEÇİN!

Ülkemizde uzun yıllardır yürütülen ekonomik ve siyasi politikalar nedeniyle halkımız açlık,  yoksulluk ve barınma kriziyle karşı karşıya iken korunması gereken doğal ve kültürel  alanlarımız ise bir avuç azınlığın mutluluğu için ranta kurban edilmiştir/edilmektedir. Bilimsel  bilgiyi dikkate almayan sermaye odaklı bu politikalar sonucunda; 6 Şubat 2023 tarihinde  yaşanan depremler, resmi rakamlara göre elli binin üzerinde yurttaşımızın kaybedilmesine,  yüz binlercesinin evsiz kalmasına/göç etmesine ve kentlerimizin yerle bir olmasına neden  olmuştur. Yaşanan bu felaket, açlık ve yoksulluğun gölgesinde 14 Mayıs 2023 tarihinde  yapılacak genel seçimler öncesi İnciraltı bölgesinin her seçimde olduğu gibi yine siyasi  partilerin adayları tarafından karşılıklı seçim malzemesi haline getirilmesi, en hafif deyimle  “umut tacirliği”nden başka bir anlam taşımamaktadır. Her seçim öncesinde olduğu gibi  bilimsel bakış açısından yoksun ve manipülatif olan söylemler aracılığıyla yeniden gündeme  getirilen İnciraltı tartışmaları nedeniyle TMMOB’nin geçmişten günümüze bilimsel ilkeler  çerçevesinde savunduğu duruşu ve düşüncelerini kamuoyuyla bir kez daha paylaşma  zorunluluğu doğmuştur.

TMMOB, uzun yıllardır İnciraltı bölgesine ilişkin kurum/kuruluş, siyasi partiler ve sermaye  çevrelerinin kamu yararını dışlayan rant odaklı girişimlerine karşı bilimsel bilgiler  doğrultusunda Anayasa, kanun ve yönetmeliklerin meslek odalarına tanımladığı görev ve  yetkiler kapsamında halkın ve doğanın ortak yararı için mücadelesine devam etmektedir.

Plansız programsız, ‘ben yaptım oldu’ anlayışıyla, kamu yararı ve hukuk ilkelerini hiçe sayan  ve ranta hizmet eden politikalara da her zaman karşı çıkmıştır. Bu karşı çıkışlarda bilimi temel  almış, bireysellikten uzak, çiftçinin, köylünün ve kırsalın, kentin ve kentlinin yararına tüm  projelerin yanında yer almış, yaşama geçmesinde çaba harcamıştır.

İnciraltı, Üçkuyular Vapur İskelesinden başlayan İzmir – Çeşme Otoyolunun kuzeyinde kalan  yaklaşık 8500 dekarlık "yoğun tarımsal faaliyetin yapıldığı" bir alandır. Bu alandaki tarımsal  faaliyetler arasında; narenciye bahçeleri, örtüaltı (sera) tarımı ve çeşitli meyve bahçeleri yer  almaktadır. Kentimizin batı gelişme aksında bulunan içinde bir lagün gölü de bulunan doğal,  estetik, turistik, kültürel ve ekonomik anlamda önemli değerler içeren İnciraltı, kent için en  önemli açık ve yeşil alan olma özelliğine sahip bölgesi konumundadır. Bu bölgenin mevcut  sorunlarının çözümü için acil plan kararlarının alınması gerekliliği herkesçe hemfikir olunan  bir konu olmakla birlikte yapılaşmaya ve betonlaşmaya onay veren plan kararlarının değil;  bugün ve gelecekte İnciraltı’nın özelliklerini ve geçmiş ile ilişkisini koruyan ve süreklilik  gösteren planlama kararlarının yaşama geçirilmesi temel amaç olmalıdır.

Bu kapsamda;

1. Planlama yapılmak istenen alan "Mutlak Tarım Arazisi" ve "Dikili Tarım Arazisi"dir.  Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan son etüt raporlarında bu alan aynı şekilde  geçmektedir. Bu yüzden tarımsal amaç dışında ne çeşit bir uygulama olursa olsun  kullanımı yasalara uygun değildir.

2. Bir alanın tarım dışına çıkarılması şartları kanunlarda belirtilmiştir. Sadece bölgede  alternatif bir alanın olmaması ve kamu yararı olması gerekçeleri ile tarım dışına  çıkarılabilir. 

3. Bölge için tarım dışı kullanıma dönük henüz onay almış bir "Kamu Yararı Kararı"  yoktur. Buna karşın belli bir kesimin faydalanmasına yönelik turizmin kamu yararı  sayılması bölgenin tarihsel geçmişine, bilimsel ve sosyolojik kriterlerine de aykırıdır.

4. Alanın kuzeyindeki doğal sit alanı ile güneyindeki kentsel alan arasında tampon görevi  görmekte, kentsel kullanımların sulak alan üzerindeki etkilerini düşürmektedir. 5. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ve Toprak Koruma Kanunda mevcut tarımsal  alanların üretim özelliklerini korumak ve iyileştirmek devletin ve kurumlarının  sorumluluğu olarak tanımlanmaktadır. 2006 yılından bu yana tarımsal bir alan olan  bölgede tarımı etkileyecek uygulamaların yapılmasına izin verenler ve bölgenin toprak  özelliklerinin iyileştirilmesi için görevlerini yerine getirmeyenler için de sürecin özel  olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

6. Alanın olası bir toprak veya su kalitesindeki bozunumunda, Toprak ve Su Islah  projeleri ile rahatlıkla bunun önüne geçilebilir. İklim değişikliği dahil olmak üzere  tarımsal arazilerin korunması ve iyileştirilmesi devletin ilgili kurumlarının  sorumluluğu altındadır.

7. 2006 yılından beri vurguladığımız gibi bölgenin doğal niteliklerini ve ekolojik  hassasiyetlerini dikkate alarak, yapılaşmayı düşünmeden düzenlenmesi temel ilke  olmalıdır. Bölge geneli jeolojik açıdan yoğun fay kırıklarına ve yapılaşma için uygun  olmayan bir alt yapıya sahiptir. Bu sebeple bölgeyi, yoğun ya da seyrek olsun bir  şekilde yapılaşmayı hedefleyen gizli rant hesaplaşması için manivela olarak kullanmak  isteyenlere izin verilmemelidir.

8. Bölgedeki kaçak yapılaşmalar, alanın yapılaşmaya açılması için gerekçe  gösterilmektedir. Yasal dayanaktan yoksun uygulamalar planlamaya atlık teşkil  edemez, mevzuatın kurumlara tanımladığı görev ve yetkiler kapsamında aykırı tüm  uygulamalar ivedilikle kaldırılmalıdır. 

9. Siyasilerden beklenen kendi istekleri doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarının  görüşlerini yorumlamamaları ve halka beyanat verirken de çarpıtmadan sunmalarıdır.  Tarım İl Müdürlüğü`nün bölgedeki tarımsal faaliyetler ile yaptığı çalışmalar sürekli  olarak kurumun kendi haber ve paylaşımlarında görülmektedir. Marjinal Tarım  Arazisi olarak sınıflandırılan bölge uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınmış  sulak alan olan Doğal Sit Alanıdır. 

10. İnciraltı Türkiye`nin 3. büyük kenti olan ve yeşil alan bakımından sıkıntılı olan İzmir  için vazgeçilmez bir yeşil alandır. Alanda yapılacak her müdahale bölgenin bütünsel  koruma anlayışından uzaklaşılarak bitişiğinde bulunan İnciraltı Kent Ormanı ve  İnciraltı lagünü için bir tehdit oluşturacaktır. Bölgedeki sulak alanlar (lagünler) su  dengesini koruyan birer tampon niteliği taşımaktadır. Bu hassas dengenin yapılaşma  ile daha çok bozulacağı bir gerçektir. Bu durumda olası baskınlar bölge için ciddi  tehdit oluşturacak noktaya gelecektir.

11. Tarım arazileri ve sulak alanlar üzerine yapılan yapılar nedeniyle henüz yaralarını  saramadığımız deprem gerçeğinin İzmir için de var olması ve ısrarla tarım alanlarına  yapılaşma istenmesi yaşadığımız afetlerden ders çıkarılmadığını göstermektedir.

12. Tarım, doğa, planlama, mühendislik bilimi görmezden gelinerek turizm odaklı rant  hedefi ile İzmir için eşsiz bir değer olan İnciraltı’nın tahribine izin verilemez.

İnciraltı’nın tarımsal potansiyeli dikkate alınarak, bölgedeki hak sahiplerinin  sürdürülebilir bir şekilde arazilerinden gelir elde edebilecekleri bir uygulama kararında  TMMOB`a bağlı odalar olarak tüm desteği vereceğimizi, ancak bölgede yapılacak ranta  yönelik tüm uygulamaların da karşısında mücadeleyi kamu yararı, kent ve İzmirli  yurttaşlarımız için büyüteceğimizi kamuoyu ile bir kez daha paylaşıyoruz.

Siyasi partilerin adaylarını, kentin korunması gereken alanları üzerinden rant yarışına  girmek yerine başta depremsellik olmak üzere kentimizin hali hazırda sahip olduğu  diğer ivedi sorunlarına kamu yararı çerçevesinde çözümler için çaba harcamaya davet  ediyoruz.

Sonuç olarak; faili kim olursa olsun, Anayasa’nın 135. maddesinde TMMOB’a  tanımlanan yetki ve görevler kapsamında halkımızın geleceğini tehlikeye atacak hiçbir  kent suçuna karşı sessiz kalmayacak, toplumun ortak yararı için mücadelemize inatla  devam edeceğiz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir