Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Prof. Sait Erdal Dinçe kurumun açıkladığı ve tartışmalara neden olan enflasyon, işsizlik, büyüme gibi istatistikler ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na randevu verilmemesi konularına ilişkin konuştu.
Habertürk'ten Kemal Öztürk'e açıklamalarda bulunan Dinçer, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmeyi kabul etmediniz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Kurumu siyasi tartışmaların bir parçası haline getirmek istemedim. Bu kurum siyasetten uzak, tartışmalardan uzak kalıp, ülkenin en kritik verilerini üretmeli. Çok hayati bir iş bu. Görüşmeme nedenimiz budur"
Dinçer, "Ancak görüşmeyerek sanki sakladığınız bir şey varmış gibi imaj yarattınız. İnsanların kuruma güveni sarsıldı" ifadelerine ise "Biz aslında Aralık ayı içinde kurumu basına ve konu uzmanlarına açmayı planlıyorduk. Hatta alternatif enflasyon ölçen Prof. Veysel Ulusoy ve ekibini de davet edecektik. Kendisiyle görüştüm. Zaman planlaması yapıyorduk. Sonra da ekonomi ve finans yazarlarını, uzmanları davet edecektik. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu’nun aniden talebi tüm bu çalışmaları ertelememize neden oldu. Ben gerçekten hayatım boyunca hiç siyasetle uğraşmadım. Tüm hayatım akademi. Kurumu da siyasi tartışmaların parçası olmaması için korumaya çalıştım. Belki sonuçları farklı oldu. Ancak niyetim kurumu dışa kapatmak asla değildir" şeklinde yanıt verdi.
'ENAG İLE YÜZLEŞME OLACAK'
Özer ayrıca, yazısında, "Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Prof. Veysel Ulusoy başkanlığında bir süredir bağımsız enflasyon ölçümü yapıyor. Onların bulduğu enflasyon oranı % 58, TÜİK’in ise %21. Arada büyük bir uçurum var" ifadelerini kullandı.
TÜİK ile ENAG'ın yüzleşeceğini aktaran Özer, "Başkan Dinçer, ENAG Başkanı Veysel Ulusoy ile ekibini kuruma çağırıp, uzamanlar olarak nasıl hesaplama yaptıklarını, hatanın nerede olduğunu tartışmak istiyor. Önümüzdeki günlerde bu yüzleşme gerçekleşecek" bilgisini aktardı.
Başkan Dinçer'in, 21 yıldan beri enflasyonu hesaplayan daire başkanı dahil, kurmay ekibiyle yaptığı toplantıya kendisini de dahil ettiğini belirten gazeteci Özer, şu soruları yöneltti:
Şimdi enflasyonu hesaplayan ekip rakamı buldu. Başkan’ın önüne koydu. Başkan’a da, ‘Enflasyonu yüksek göstermeyin’ diye siyasilerden baskı oldu. Başkan da size dedi ki, ‘Rakamı düşürün.’ Böyle bir şey olmaz mı?
Başkan Dinçer: Böyle bir talimatı buradaki hiçbir yönetici kabul etmez. Bu insanlar böyle değişikliğin altına asla imza atmaz. Buna yüksek sesle itiraz ederler ki siz bile duyarsınız. Enflasyon hesaplama ekibi, bir istatistikçi, toplanmış verilerin yayınlanmadan önce son anda düşük gösterilemeyeceğini bilir. Çünkü onu geriye doğru tüm verilerini, ürün fotoğraflarına kadar değiştirmeniz gerekir, ki bunun imkansız olduğunu anlattık. Çıkan enflasyon rakamı açıklanmadan bir gün önce Başkan tarafından görülüyor. Bir günde geriye dönük rakamları değiştirmek zaten mümkün değil.
Peki yukarı doğru fiyat artışını görmeyen 'trimming' sistemini devreye sokarsanız durum değişmez mi?
Eurostat kuralları gereği trimming sistemini kullanmıyoruz.
Peki ENAG ile sizin enflasyon rakamlarınız arasında nasıl bu kadar fark olabilir?
Biz onların yaptığı araştırmaları inceledik. İnternet üzerinden topladıkları verilerde ciddi hatalar tespit ettik. ENAG yanlış veri topladığı için sonucu böyle buluyor.
Peki diyelim ki ENAG yanlış hesaplıyor ama biz de vatandaş olarak öyle olmadığını düşünüyoruz. Hissettiğimiz enflasyon başka, sizin açıkladığınız başka. Bu nasıl oluyor?
İnsanlar genelde sık satın aldıkları ürüne bakarak enflasyonu algılıyor. Gıdaysa mesela onu baz alıyor. Oysa biz tüm Türkiye’yi, tüm ürünleri baz alınca ortalama farklı oluyor. Bu sorun tüm dünyada tartışılıyor. Almanya’da, İtalya’da, İspanya’da vatandaşlar benzer itirazları yapıyor. Tartışma o kadar arttı ki, Avrupa Merkez Bankası, vatandaşın hissettiği enflasyonla, gerçek enflasyonunun neden farklı olduğunu detaylı bir şekilde açıkladı.