MENÜ
İzmir 17°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tabip Odası'ndan sağlıkta şiddet çığlığı, hükümete etkin yasa çağrısı!
Sağlık
19 Kasım 2021 Cuma 13:22

Tabip Odası'ndan sağlıkta şiddet çığlığı, hükümete etkin yasa çağrısı!

İzmir Tabip Odası, görev yaptığı esnada birlikte çalıştığı sağlık çalışanının eski eşi tarafından bıçaklanan Dr. Aynur Dağdemir’in ölüm yıldönümünde sağlıkta şiddete dikkat çekti. Sağlıkta şiddetin önüne geçebilmek için etkili yasa talebinde bulunan Oda, İstanbul Sözleşmesi çağrısı da yaptı.

GERÇEKİZMİR - İzmir Tabip Odası, Samsun’da 6 yıl önce görev yaptığı esnada birlikte çalıştığı sağlık çalışanının eski eşi tarafından bıçaklanan Dr. Aynur Dağdemir’in ölüm yıldönümü dolayısıyla düzenlenen basın açıklamasında sağlıkta şiddete dikkat çekti. 2020 yılında 12 bin beyaz kod verilen sağlıkta şiddeti olay yaşandığı belirtilen açıklamada, Oda tarafından yapılan ankete göre hekimlerin yüzde 84’ünün daha önce hasta veya hasta yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığı hatırlatıldı. “Bu olay sağlıkta şiddetin ve kadına yönelik şiddetin en can yıkıcı noktasında duruyor” denilen açıklamada, sağlıkta şiddetin önüne geçebilmek için Türk Tabipleri Birliği’nin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılması ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konularak etkin uygulanması çağrısı yapıldı.

ŞİDDETİN EN AĞIR GÖSTERGESİ
Açıklamayı okuyan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, Aynur Dağdemir’in çalışma arkadaşını şiddetten korumak isterken öldürüldüğünü belirterek, “Bu olay sağlıkta şiddetin ve kadına yönelik şiddetin en can yıkıcı noktasında duruyor” dedi. 

Yüksel, “Hiçbir kamu kurumuna hatta alışveriş merkezlerine kontrolsüz girilemezken hastanelere akla gelebilecek her türlü zarar verici alet ile girilebilmesini kabul etmiyoruz. Klinikler, yoğun bakımlar, acil servisler, ambulanslar, polikliniklerdeki fiziksel şartlar şiddetin önünü açmaktadır. Bu nedenle güvenli çalışma alanları oluşturulmasının ivedi gereklilik olduğunu ve bütün yöneticilere sağlık çalışanları için güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması konusunda sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz. Şiddete, yalnızca hastaneye başvuranlar tarafından değil ekranlardaki dizilerde, gazetelerdeki köşe yazılarında, politikacıların sözlerinde, idarecilerin baskılarında da tanıklık ediyoruz. Çıkarılan SABİM hattı ile de tüm hekimler Sağlık Bakanlığı tarafından psikolojik şiddete, ağır duygusal yüke maruz bırakılıyor. Acil asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM’e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobbinge maruz kaldığı için canına kıyan Dr. Melike Erdem, ne yazık ki bu şiddetin en ağır göstergesi olmuştur. Görevini yaptığı sırada şiddete uğrayan hekimlerin şikâyetlerine yönelik hiçbir adım atmayan yönetenler, gereksiz başvurular ile hekimler üzerinde baskı yaratmakta, hekimlerin saatlerini en basit şikâyetlere cevap yazmakla harcatmaktadır. Üstelik şikâyetlere konu olan sorunların tamamına iflas etmiş sağlık sistemi neden olmaktadır. Randevu alamayan, 5 dakikada bir muayene olmaya zorlanan, özel hastaneye başvurmak zorunda bırakılan, her sağlık başvurusunda cebinden parası alınan yurttaşlar sistemin tüm sorunlarını karşılaştığı sağlık personeline yansıtmaktadır. Hâlbuki sistemden ne hekim ne hemşire ne de sağlık personeli sorumludur. SABİM hatları ile sorumluluğu üzerinden alıp hekimlere atmak isteyenlere karşı hastalarımız da artık gerçekleri görmelidir” ifadelerini kullandı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ÇAĞRISI 
Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemediklerini dile getiren Yüksel, “Sağlıkta şiddet, genel şiddet ikliminden, siyasetçilerin şiddet üreten politikalarından da ayrı düşünülemez. Özellikle son yaşanan olaylarda erkek hastalar tarafından kadın sağlık çalışanlarına yönelik art arda gelen saldırılara tanıklık ediyoruz, elbette bunların tesadüf olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilişkili olduğunu biliyoruz. Bir yandan kadına yönelik şiddete dur demek için İstanbul Sözleşmesi’ni savunurken; diğer yandan hekime, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonlanması için etkili ve caydırıcı yasaların çıkması için mücadele veriyoruz. Birlikte çalıştığı sağlık personelinin eski eşi tarafından öldürülmesine engel olan, sevgili Aynur Dağdemir’in cesaretli dayanışmasını büyütmek ve şiddeti bitirmek için birlikte mücadele ediyoruz. Hekimlerin gördüğü her şiddette, yaşamdan hoyratça koparılan her kadında yüreğimiz ve aklımızla söz veriyoruz sana Aynur! Söz veriyoruz Melike’ye, Ersin’e, Kamil’e, Gülnur’a… Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok! Sağlıkta şiddetin ana kaynağı olan neoliberal sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini, sağlıkta şiddet için Türk Tabipleri Birliğinin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılmasını, sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılmasını, güvenli işyerleri oluşturulmasını, tüm işyerlerinde kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konup etkili bir şekilde uygulanmasını, İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesinin imzalanmasını talep ediyoruz. Sağlıkta, sokakta, evde şiddetsiz sağlıklı bir dünya için mücadeleye devam edeceğiz!” açıklamasında bulundu.

İSTERSENİZ EKMEK BIÇAĞI İLE GİRERSİNİZ!
Açıklamanın ardından konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Süleyman Kaynak ise, şunları söyledi: “Hastaneye girerken herhangi bir bariyer yok; isterseniz ekmek bıçağı veya silahla girebilirsiniz. Sağlık kurumlarında giriş çıkışların emniyet kontrolü içinde yapılması gerekiyor. Hemşireler sabaha kadar çalışıyorlar, gece saatlerinde hiçbir korunmaları yok. Hastanelere elini kolunu sallayarak girebiliyorsunuz. Vatandaş elbette gelsin ama bir emniyet çerçevesi içinde olmalı. Vatandaş ceza alsa da ertelenebileceğini biliyor. Bu da işini zor kullanarak yaptırma algısını kolaylaştırıyor. Hasta derse ki ben 5 dakikada çıkmıyorum hekim ne yapabilir? 5 dakika uygulaması bile şiddet doğurabilecek bir unsur. Hem tedbir hem de yasal düzenleme olmalı.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir