İzmir'in Bornova ilçesinde oturan ve yüksek öğrenimini siyaset bilimi üzerine yapan Yeliz Bulgurcu, üniversite yıllarında, müziğe ilgi duydu. Basgitar ve bateri çalan Bulgurcu, aynı zamanda ahşap işçiliğine de merak sardı. Ahşap işçiliği sırasında, makineye kaptırdığı sol elinin yüzük parmağı ucundan koptu. Bu nedenle basgitar ve bateri gibi enstrümanları çalmayı bırakan Bulgurcu, alternatif bir müzik arayışına başladı. O sırada izlediği bir yabancı filmde, testere ile müzik yapıldığını gördü. Daha sonra katıldığı bir etkinlikte de enstrümanlara bakarken, Fransız bir konservatuvar hocasının yönlendirmesi ile müzikal testere almaya karar verdi. Türkiye'de bulunmadığı için İngiltere'den aldığını belirttiği testere ile bir yıl önce müzik yapmaya başladı.
Zaman zaman sokak müzisyenleri grubuna katılarak dışarıda da türküleri testere ile çalmaya başlayan Yeliz Bulgurcu, kendisini görenlerin şaşırdığını, özellikle testereye bakmak için yanına gelenlerin olduğunu söyledi. Müziği sevdiğini ve terapi amacıyla müzik yapmayı istediğini söyleyen Yeliz Bulgurcu, "Her enstrümanın farklı bir frekansı, farklı bir sesi var. Onun da şifalı olduğu farklı alanlar olduğunu düşünüyorum. Testere batıda kullanılıyor, caz grupları çalıyor ama doğu müziğinde testere ile müzik yapılmıyor. Ben makamsal müziği ve halk müziğini ilk kez testere ile çalıyorum. Biraz da daha geleneksel anlayışın dışına çıkarmak, müziğin evrensel boyutunu vurgulamak için farklı bir enstrümanla müzik yapmaya karar verdim" dedi.
TESTEREYİ GÖRENLER ŞAŞIRIYOR
Testere ile farklı müzikler de yaptığını anlatan Yeliz Bulgurcu, "Müziğin evrensel boyutuna vurgu yapmak istiyorum, çünkü müzik, milliyetçilik ideolojisinin bir aracı olarak da kullanılıyor. Onun dışına çıkarmayı da hedefliyorum. Halk müziğinin de ayrıca belli bir inancı, duyguyu, kültürler arası aktarma aracı olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Popüler müziğin bizi kalıp duygu, düşünce ve inançlara hapsettiğini düşünüyorum. Bunun dışına çıkmak için bir vesile olarak görüyorum" diye konuştu.
Henüz beste yapmaya cesaretinin olmadığını da söyleyen Bulgurcu, kendisini testere ile görenlerin şaşırdığını, sesini duyanların bundan etkilendiğini söyledi. Bulgurcu, "Dışarıda müzik yaparken, özellikle çocukların testereye ilgi gösterdiğine tanık oldum. Çünkü Türkiye'de bilinen bir enstrüman değil" dedi.
'MÜZİK TERAPİSTİ OLACAĞIM'
Testereyi, müzik terapi kapsamında kullanmak gibi bir niyetinin olduğunu da ifade eden Bulgurcu, şunları söyledi:
"Şu anda mültecilerle ilgili gönüllü çalışmalar yürütüyorum. Savaştan kaçarak buraya gelen, Türkiye'deki ortama uyum sağlamaya çalışan insanlar var. Onun haricinde pek çok şiddet olayına maruz kalan kadın ve kız çocukları, ciddi anlamda travmatize olmuşlar. Bu alanda çalışan gönüllüler de farkında olmadan sekonder travma yaşıyorlar. Çünkü çok ağır hikayeler dinliyoruz. Çok zor koşulları görüyoruz. Ve farkında olmuyoruz genelde ama iki taraflı bir müzik terapi etkinliği düzenlemeyi planladım. Müzik terapisti olmak için yasal bir düzenleme var. Yasal olarak tüm engelleri aştıktan sonra müzik terapisti olacağım. Bunu başardıktan sonra testere ile müzik terapi yapmayı planlıyorum."
Çello yayı ile çaldığı testerenin sesinin çıkması için, ona 'S' harfi gibi bir açı verdiğini anlatan Yeliz Bulgurcu, "Perdesiz bir enstrüman, notaların yerlerini deneme yanılma yöntemi ile buluyorum. Çaldıkça notaların yeri hafızaya işliyor. Bol bol çalmak ve pratik yapmak gerekiyor. Çok özgün bir sesi var" diye konuştu. (DHA)