Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Edirne'de Selimiye Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Trakya'da mevcut doğal gaz üretimimizi 2 katına çıkaracak 3 milyar metreküp rezerve sahip yeni gaz sahaları keşfettik. Bu rakam, 300 bin hanenin 10 yıllık gaz ihtiyacını karşılayacak düzeydedir."
"Edirne ve ilçelerini Fatih Sultan Mehmet'e layık olanların yönetmesi lazım."
"Tevazu, samimiyet ve gayretle memleket işi gönül işi diyerek Edirne'nin önünde yeni bir ufuk açıyoruz. Edirne, bir CHP klasiği olan çöp, çukur, çamur zilletinden inşallah 31 Mart'ta kurtulacaktır diye inanıyorum."
"Edirne'nin bölünmüş yol uzunluğunu 259 kilometreye ulaştırdık."
"Halkalı-Kapıkule hızlı treni için alt yapı hazırlıklarımızı tamamladık."
"Edirne'nin içme suyu problemini biz çözdük. 3 baraj ve 2 göletin inşası devam ediyor."
"Bay Kemal ne diyor? 'Çiftçi aç, çiftçinin topraklarına el konuldu' diyor. Eline diline dursun. Hangi topraklara el koyduk? 2,6 katrilyon çiftçilerimize tarımsal destek verdik? Bunlar resmi hesaplar. Sen neye göre konuşuyorsun?"
"Edirne'nin içme suyu problemini biz çözdük. Edirne'ye 6 baraj, 31 gölet inşa ettik. 3 baraj ve 3 göletin inşası devam ediyor. Yaptığımız sulama tesisleriyle 454 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. İnşaatı devam eden sulama tesisleriyle, 367 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız."
"Edirne'yi taşkınlardan korumak için Kanal Edirne Projesi'ni hayata geçiriyoruz. Bu sene içinde devreye alacağımız projeyle Edirne, Meriç Nehri taşkınlarından korunacak."
"Enerjide yerli kaynak kullanımını en üst düzeye çıkarmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyoruz. 2017 yılında yerli kaynaklardan elektrik üretimimiz yüzde 45'ti. Bu oran şimdi ne oldu biliyor musunuz? Yüzde 60'ı buldu."
"Batı Trakya'da Türk ismine dahi tahammül edemiyorsunuz. Bizim öyle bir derdimiz yok."
"Milletimizin diğer halklarıyla birlikte inanç ve ibadet hakkını savunduğumuzu gayet iyi bildikleri halde laiklik feveranıyla işi tersine çevirmeye çalışmalarının da sebebi buydu. Halbuki Türkiye hangi dinden, hangi mezhepten hangi meşrepten olursa olsun, tüm vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini en geniş şekilde yaşayabildiği döneme bizimle girmiştir. Başı açık, başı kapalı, nasıl giyinirse giyinsin. Bunlara bizim müdahale yetkimiz, hakkımız yok."
"Bu ülke, tüm renkleriyle, tüm zenginlikleriyle, tüm farklılıklarıyla 82 milyon vatandaşımızın ortak vatanıdır. Bu ülkede herkes, diğerlerinin hakkına, hukukuna saygılı olmak şartıyla dilediği gibi inanabilir, dilediği gibi yaşayabilir, dilediği gibi iş yapabilir, dilediği gibi düşüncelerini ifade edebilir." (NTV)