GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay'dan adaylaşma sürecinde ortaya atılan 'Mehmet Cengiz' iddialarına yanıt geldi.
- CHP'NİN İZMİR ADAYI TUGAY'DAN İLK MESAJLAR!
CHP'nin İzmir Büyükşehir Adayı Tugay'dan Bir arazi satışı nedeniyle '5'li çete' çıkışlarının gölgesinde tartışmalara yol açan arazi satışı hakkında detaylı açıklama geldi.
Gazeteci İsmail Saymaz, Tugay'la konu hakkında yaptığı görüşmeyi ve CHP'nin İzmir Büyükşehir Adayı'nın konu hakkında mesajlarını Sözcü TV ekranlarındaki yayında aktardı.
SÜRECİ ANLATTI
Saymaz'ın haberine göre Tugay şu mesajları verdi: 2019 yılında ben göreve geldiğimde Mehmet Cengiz'in ilçe sınırları içerisinde konut projesi olarak almış olduğu bir arazi vardı. Sanırım 22 bin metrekarelik bir arazi. Burada Mavişehir adlı bir projeyi yapacaktı. Bu arazi sınırları içinde belediyenin 2 dönümlük bir parseli kalmış. Ben de iş başına geldiğimde belediyenin kaynağa ihtiyacı vardı, borçları kapatmak durumundaydım ve esasen de acemi olduğum bir dönemdi. O dönem çalışanlar böyle bir arazi olduğunu bana söylediler, 'Bunu satarsak gelir elde edebiliriz' dediler.
YASA ENGELİ VURGUSU!
Bu araziyi süreçte Mehmet Cengiz'e değil de bir başkasına satmayı planladım ancak bir yasal engel vardı. Bu arsa davalarında eğer bir yeri satacaksanız o arsada daha çok hissesi olanın önceliği var. Dolayısıyla itiraz etmesi durumunda satış gerçekleşmiyor.
GEÇMİŞ DÖNEMDEN KALMA BİR PROBLEM!
O nedenle biz başka bir kişiye satamadık. Mehmet Cengiz tarafı mahkemeye gidebileceklerini ve belediyenin bu durumda daha az gelir elde edebileceğini söyledi. Ben de bunun üzerine onlarla mahkeme yoluna gitmeden pazarlık yaptım ve burayı sattım. Bunun karşılığında mahkeme yoluyla alacağımdan daha fazla para aldım. Ancak bu problem benden önce başlamış, benim dönemime yansımış bir problemdi. Ben bunu satınca benim muhaliflerim bunu CHP Genel Merkezi'ne taşıdılar.
Öte yandan Tugay bu mesajların ardından konuyla ilgili bir de yazılı açıklama yaptı. Bu açıklamada da süreç tüm detaylarıyla anlatıldı.
İŞTE O AÇIKLAMA:
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterilmem nedeniyle, öncelikle art niyetli olduğu herkesçe bilinen çeşitli çevrelerce ortaya atılıp daha sonra kamuoyuna yayılan bir bilgi kirliliği nedeniyle açıklama yapma zarureti doğmuştur.
Öncelikle belirteyim ki, hayatım boyunca ne Mehmet Cengiz’le ne Cengiz İnşaat’la ne de “5’li Çete” olarak tabir edilen diğer firmalarla ve sahipleriyle hiçbir ilişkim olmamıştır. Karşıyaka Belediyesi’ni yönettiğim 5 yıllık süre içerisinde; ranta, talana, hukuksuzluğa geçit vermediğim gibi hiçbir kişi ya da kurumla çıkar ilişkim de olmamıştır.
Karşıyaka Belediyesini yönettiğim süre boyunca Cengiz İnşaat Mavişehir’de hiçbir inşaat yapmamıştır. Belediyenin Cengiz inşaatla hiçbir özel ilişkisi, yakınlığı, verdiği bir ruhsat, yaptığı bir plan değişikliği vesaire hiçbir şey yoktur.
Hatta, Belediye bahsi geçen şirkete, Mavişehir’de başka bir alanın yetkisiz kullanımı ile ilgili olarak ceza kesmiş ve ödetmiştir.
Yani kamu çıkarları gözetilerek, hukuksuzluklara ve usulsüzlüklere göz yumulmadan muhatabı kim olursa olsun üzerine gidilmiştir.
İddialara konu edilen yaklaşık 4,5 yıl önce gerçekleşen ancak bugüne kadar gündem edilmeyip bugün maksatlı şekilde çarpıtılmak istenilen olay ise şu şekilde gelişmiştir:
Cengiz İnşaat, benim görev süremden çok önce, 2010-2013 yılları arasında Karşıyaka Mavişehir’de TOKİ’den farklı konumlarda çok sayıda arsa satın almış, bunlardan birbirine komşu 3 parsele yine geçmiş dönemlerde Tevhid (birleştirme) işlemi yapılmış ve bu işlem sonucu tek parçaya dönüşen 27 dönümlük bir parsel içinde Belediyemizin 2 dönümlük hissesi kalmıştır. İddialara konu alan, 27 dönümlük büyük bir arsanın içinde yüzde 8’lik orandaki bir hissedir.
Belediyecilikle ilgili herkesin bileceği üzere, vatandaşlara ait arsaların içinde sık olarak, değişik nedenlerle oluşmuş farklı büyüklüklerde kamuya ait hisseler kalmaktadır. Bu hisseler genellikle büyük hisse sahibi vatandaşa belirlenen bir bedel karşılığı devredilir. Belediyemizin, diğer 25 dönümle ilgili tasarrufta bulunabilecek maddi imkânı olmadığı gibi göreve geldiğimizde ödenmesi gereken borçlardan kaynaklı olarak maddi imkânsızlık içerisinde olduğundan, bu hissenin de er ya da geç devredilmesi kaçınılmazdı. Nitekim buna dair satış kararı da benim görev süremden önce Belediye Meclisi tarafından alınmıştır.
Benzer hisse satışları Türkiye’nin ve İzmir’in hemen her köşesinde yapılmasına rağmen, adı geçen firmadan kaynaklı olarak ve hem beni hem de partimizi yıpratma amacıyla algı operasyonu kurgulanmıştır. Ancak bu
işlem, diğer hissedarı Cengiz İnşaat olduğu için yapılmadığı gibi, başka bir firma olsa idi yine yapılacak bir işlemdir.
Bu satış, halen o bölgede yapılmış en yüksek bedelli satış olup elde edilen gelir bütçeyi rahatlatıcı önemli bir kaynak elde edilmesini sağlamıştır.
Hisse satışı sonrası itirazlar olmuş, bir vatandaşın başvurusuyla dava konusu olmuştur. Ancak mahkeme hiçbir kamu zararının oluşmadığına hükmetmiş ve itiraz başvurusunu reddetmiş, satışı onaylamıştır.
Asıl mesele, Cengiz İnşaat’ın bölgede TOKİ’den arsa toplayıp Belediye arazisini eritecek şekilde taşınmaz edinmesidir. Nitekim, görev sürem boyunca benzer bir durumun yaşanmaması adına mücadele ettiğim kamuoyunca da bilinmektedir. 9 Temmuz 2020 günü Ankara’da TOKİ tarafından gerçekleştirilen benzer satışın olmaması adına hem öncesinde hem de satış anına kadar hukuki ve fiili mücadeleyi sürdürdüğüm ve bu taşınmazların da toplanmasını engellemeye çalıştığıma dair haberler açık kaynaklarda yer almaktadır.
Ayrıca gerek bu hisse satışı gerekse ranta karşı verdiğimiz diğer mücadelelerle ilgili olarak o dönemki genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na gerekli bilgi verilmiş ve durum detaylarıyla
açıklanmıştır.
SONUÇ İTİBARİYLE;
BU BİR HİSSE SATIŞIDIR. DİĞER MALİK CENGİZ İNŞAAT OLDUĞU İÇİN YAPILAN BİR SATIŞ DEĞİLDİR, DİĞER HİSSEDAR BAŞKA BİR ŞİRKET DE OLSA MECBUREN YİNE YAPILACAK OLAN VE BENZERLERİ HEMEN HER GÜN TÜM BELEDİYELERDE YAPILAN BİR DEVİR İŞLEMİDİR. CENGİZ ŞNŞAAT 25 DÖNÜMLÜK HİSSESİNİ BELEDİYEMİZDEN DEĞİL, TOKİ’DEN TOPLAMIŞTIR. BİZİM YÖNETİMİMİZDEN ÖNCEKİ YILLARDA MECLİS KARARIYLA SATIŞ KARARI ALINMIŞTIR. SATIŞ ENCÜMEN KARARLARIYLA YAPILMIŞTIR. BAŞKANIN KİŞİSEL TASARRUFU KESİNLİKLE SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. YAPILAN SATIŞ DÜŞÜK RAYİÇLE DEĞİL BUGÜNE KADARKİ EN YÜKSEK BEDELLE YAPILMIŞTIR. KAMU ZARARI KESİNLİKLE OLUŞMAMIŞTIR, KAMUYA KAYNAK SAĞLAYAN VE KAMU YARARI YARATAN BİR İŞLEM OLMUŞTUR. BENZER ŞEKİLDE HİSSE TOPLAMA OLAYLARI YAŞANMASIN DİYE TARAFIMCA HER TÜRLÜ HUKUKİ VE FİİLİ MÜCADELE VERİLMİŞTİR. BUNDAN SONRA DA AYNI DUYARLI YAKLAŞIMIM DEVAM EDECEKTİR.