MENÜ
İzmir
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tugay'dan iklim krizi çıkışı: Mahvettik dünyayı, utanıyorum... İnşallah yapay zeka bizi kurtarır!
Yerel Yönetimler
26 Kasım 2025 Çarşamba 14:06

Tugay'dan iklim krizi çıkışı: Mahvettik dünyayı, utanıyorum... İnşallah yapay zeka bizi kurtarır!

“İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Çalıştayı” gerçekleştirildi. Çalıştay'da konuşan Tugay, "Mahvettik dünyayı. Yönetenlerin çapsızlığı içinde bir çağda olmak istemezdim. Umarım yapay zeka bizi kurtarır (!)" diye sitemde bulunarak enerji tüketimi ve sürdürülebilir geleceğin toplumda bir kültür olarak benimsenmesi konusunda çağrıda bulundu.

Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Çalıştayı” Alsancak’taki Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Çalıştayda, İzmir’in enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler detaylı şekilde ele alındı.

UZUNOĞLU'NDAN GÜÇ BİRLİĞİ VURGUSU

İZENERJİ YK Başkanı Erhan Uzunoğlu, şubat ayında yapılan enerji çalıştayında değinerek SECAP çalışmalarının yaygın olmadığına vurgu yaptı. İZENERJİ'nin İstanbul Enerji ile SECAP çalışmalarında paydaş olarak hareket ettiğini belirten Uzunoğlu, "Bu çalışmaya yaptığım katkı güç birliği çerçevesinde ele alınmak durumunda. Üç hususa dikkat çekmek istiyorum. İklim Kanunu'na bağlı olarak yönetmelik taslağı var. SECAP'ı zorunlu kılan bir gösterge halşne getirecek, bizlerin sorumluluk alanları artacak. Tüm ilçeleri kapsayan bir çalışma içine gireceğiz. İkincisi, enerji yoksulluğu teması. Enerjiye erişimin bir insan hakkı olduğunu bildiğimiz için SECAP çalışmaları bu açıdan da önemli. Sonuncusu ise, 2026 Kasım'da COP31 yapılacak ve bu çalışmalar hızlanacak. Ülke olarak görünürlüğümüz açısından öncü kurumların orada bir sözü olacak. Bu hususlar ele alınacaktır" dedi.

İstanbul Enerji AŞ Genel Müdürü Yüksel Yalçın ise, toplumun tüm katılımıyla omuz verilmesi gereken bir çalışma olduğunu belirtti. Yalçın, Sanayi Devrimi sonrasında artan üretim kapasitesi ile enerji tüketiminin artması sonucu iklim değişikliğinin meydana getirdiğini kaydetti.

DIŞ TİCARET AÇIĞININ YÜZDE 50'Sİ ENERJİDEN KAYNAKLANIYOR
Yalçın şöyle konuştu: "Artık kendi enerjisi, gıdası ve suyunu üretecek ülkeler bağımsızdır. İzBB de İBB ile Türkiye'deki diğer iller içinde emisyonu azalatacak ve 2050'de karbon nötr olacak imzası var. Bu İzmir'in katılımı ile çözülecek bir program. Çünkü başkanlık binası bu dünyayı bu hale getirmedi, hepimiz getirdik. Sanayi tesisi kurulurken kendi enerjisini üreten bir tesis kurması gerektiğini biliyordur. Her yeni binanın yeşil bina olarak yapılması gerekiyor. Enerjiyi yerinde üretmek gerekiyor. Depremde 100 binlerce kişi enerjisiz kaldı. Güneş enerjisi ile tedbir alamadık. Geleceğin enerjisini nasıl üretebileceğimizi sormalıyız. Enerjiyi dönüşebilir hale getirip enerji finansmanı erişilebilir yapıya dönüşmeli. Türkiye dış ticaret açığının yüzde 50'sini enerjiye veriyor. Her il kendi enerjisini üretmeli. İzmir SECAP çalışmasına 2016'da başladı. Torunumu nasıl bir dünyanın beklediğini bilemiyorum."

Yalçın, enerjinin birleşik bir kavram olduğunu hatırlatarak İstanbul'da yapılan çalışmaları anlattığı sunumda "Silivri'den Tuzla'ya" aydınlatma sistemini anlatırken Ekrem İmamoğlu ve tutuklu belediye başkanlarına selam göndererek "demokratik ve iklim dostu kent" vurgusu yaptı.  

TUGAY'DAN TOPLUMA ÇAĞRI

Yalçın'ın ardından konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay şu ifadeleri kullandı: “Yerel yönetimler eliyle çalışmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Doğruları tepelerde konuşmak sorunu çözmüyor yerelde uygulamak lazım. Bunu başarmadıkça çoğu hedef boşta kalıyor. Uygulama yerelleştikçe başarılı olur. Hükümet olsak söylemeliyiz diye parti programında mutlaka olmalı dedi. Merkezileşmiş yönetimler başarısızdır. Bunu sağlamamız lazım. 2020'de yapılmış ama eksik bulduğumuz eylem planında bu çalıştay planlanmıştı. Konuştuğumuz konu düşünmekten yorulduğumuz bir konu. Adım atıp ilerlemekte zorlandığımız bir konu. Herkes konunun hayati olduğunu biliyor ama hareket etmekte zorlanıyoruz. Alınması gerken önlemlerin alınıp uygulanması ya katı uygulamalarla cezalarla olabilir yanda toplum olarak bu işin eğrisini doğrusunu öprenip kültür olarak benimseriz. Doğru olan belli. Sivil toplumla bunları konuşup kültür oluşturmaya çalışıyoruz. Araştırmalarda dünyada iklim krizi diye bir şey olmadığına inanan yüzde 30'luk bir insan grubu var. Muhtemelen azalmıştır. Problemler belirginleşiyor. Krizi kim çözecek sorusuna birileri çözer herhalde yanıtını verenlerin sayısı da hayli fazla. Gerçek şu: Geri dönüşümsüz noktaya ya vardık ya varacağız. Dünya cennet gibi bir yerdi, karbon dengesi vardı. Biz cenneti aldık, konfor olsun dedik. Böyle tüketmek istiyoruz, her taraftan elektrik yakalım, çiftçiler üretin yarısını çöpe atacağız. İşte biz buyuz. Bugün gelinen kültür bu. Bunu biz istedik, bize bunu sevdirdiler. Daha çok ye şişmanlayabilirsin sorun yok, daha çok al, daha çok tüket... Tropikal iklimlerde olan sivrisinekler artık İzmir'de de var. Yüz binlerce kaybolan canlı türünü mü anlatalım?

MAHVETTİK DÜNYAYI
Mahvettik dünyayı ve bugün geri dönüşümlü noktada olup olmadığımızdan emin değilim. Biraz yürüyelim zahmet olmayacaksa. Bunları söylemenin ne kadar anlamı var gerçekten emin değilim. Kurumlar bu gerçeği söylemeli dünyaya. Gıda ve su bulmakta zorlandığımız bir laboratuvar hayvanı gibi yaşacağımız bir dünya olacaksa bunu bilelim. Ben buna sebep olmuş bir çağın insanı olmaktan utanıyorum. 

YÖNETENLERİN ÇAPSIZLIĞI İÇİNDEKİ BİR ÇAĞDA OLMAK İSTEMEZDİM
Yönetenlerin çapsızlığının bir parçası içindeki çağda olmak istemezdim. İzmir olarak kamuda, özel sektörde, sivil toplumda koyduğumuz bir 2030'da karbon nötr olma hedefimiz var. Olmaz diyenler var ama ben olacağını düşünüyorum. Karbon emisyonunu düşürelim, karbon yutaklarını artıralım. Karbon emisyonuna yüzde 70 elektrik sebep oluyor. Konut tüketiminde de cidden oran var. Çöpleri yakıp elektrik üreteceğiz, biz de yapacağız. 44 megawattlık üretim için tesisisn kurulum bedeli 500 milyon dolar. Bazı ülkelerde akşam belli bir saat sonra ışıklar kapatılıyor. Biz güvenlik vurgusu yapıyoruz ama asıl güvensiz olan biziz. Sensörlü sokak aydınlatması çok rahat kurulabilir. Toplam karbon emisyonunun sadece yüzde 1'i ulaşımdan. Bu konu sürekli gündemde tutulmalı. İnsanlara ekonomik çözüm getiren modellerle çalışılmalı. Kooperatifler, teşvikler yapılmalı. Acil bir şekilde sağlamamız gereken işler bunlar. İklim krizi konusu ile ilgili bilinçlendirme çalışması şart. Bu salondaki insanların bunu bilmesiyle bu işi çözemeyeceğimiz gerçek. İnşallah yapay zeka bizi kurtarır (!) Umuyorum durdurabiliriz, hep beraber yaşamaya devam edebiliriz. Umarım bizden sonraki nesil yapay zekaya bizden önceki nesiller nasıl insanlardı diye sormazlar. Biz de bu utançla dünyayı terk eden insanlar olmayız. Böyle bir nesil olmayı onursuzca buluyorum. Yapabilir miyiz? Yapabiliriz.

TUGAY'DAN PERSONELE 'KLİMA' FIRÇASI!

Tugay, konuşması esnasında içerinin fazla sıcak olduğunu belirterek "Klima kaç derecede çalışıyor?" diye sordu. Personelden "28 derece" yanıtını alan Tugay "Onu 24'e indirelim" yanıtını vererek "İhtiyacımızdan fazla enerji kullanıyoruz" eleştirisinde bulundu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Gerçek İzmir