İzmir'de liseyi bitirdikten sonra 19 yaşındayken evlenen Betül Sezgin, 2 çocuk sahibi oldu ancak meslek sahibi olma hayalinden vazgeçmedi. 31 yaşında üniversite sıralarına oturmaya başlayan Sezgin, kızlarından biri anaokuluna diğeri ilkokula giderken onlarla birlikte öğrenci oldu. İç mimar olarak hayalini gerçeğe dönüştüren Sezgin, "Evlenirken hayalimde hep üniversite okumak vardı. Arka arkaya hamilelik yaşayınca bu hayalimi ertelemek zorunda kaldım. Ancak vazgeçmedim. Oldukça ağır bir bölümü 4 yılda bitirdim.1 yıl hazırlıkla birlikte 5 yıl üniversiteye gittim. Ev işi, çocuklar ve öğrencilik bir arada çok yoğun bir dönem geçirdim. 5 yıl grip bile olmadım. Çocukları ve evimi ihmal etmemek için çok çabaladım. Okul bitince hemen iş hayatına başladım" dedi.
'KEŞKE KADINLAR DA USTA OLSA'
Dokuz yıldır iç mimarlık yapan Betül Sezgin, işe ilk olarak eşine ait hukuk ofisini yeniden tasarlayarak başladığını belirtti. Eşiyle aynı ofisi kullanmaya başlayan Sezgin, mesleğiyle ilgili yurtdışında sürekli olarak fuarlara katıldığını ve böylece yenilikleri takip ettiğini söyledi. Geçmişte de hep dekorasyona meraklı olduğunu söyleyen Sezgin, "Sosyal medyayı çok kullanıyorum. Projelerim devam ederken paylaşımlar yapıyor ve geri dönüşler alıyorum. Yılda 3-4 iş alıyorum. Villa olunca 4-5 ay sürüyor, daireleri ise 2-3 ayda bitiriyorum. Çalıştığım ustalar genelde erkek ama keşke kadınlar da olsa. Boyacılar, seramikçiler hatta tesisatçılar bile kadın olabilir. Ne yazık ki sektörümüzü genelde erkekler oluşturuyor. Onlarla çalışmak kolay değil" dedi.
Kadınların çalışırken feminenliğini yitirmemesi gerektiğini söyleyen Sezgin, "Ben erkek gibi olmayı sevmiyorum. Kadının hangi işte çalışırsa çalışsın feminenliğini yitirmemesi gerekir. Çalışma koşullarımız kirli gibi gözüküyor. Buranın tozunu seviyorum. Malzemeye elleyip dokunuyorum. Bu ortam beni rahatsız etmiyor" dedi.
KIZLARI, ANNE VE BABA MESLEĞİNİ BIRAKMAYACAK
Büyük kızı 24 yaşındaki Ceren Sezgin'in kendisi gibi mimarlığı tercih ettiğini belirten Betül Sezgin, 18 yaşındaki küçük kızı Beril Sezgin'in ise Hukuk Fakültesi'nde okuduğunu ve babasıyla aynı işi yapacağını anlattı. Ceren'in işini hep yakından takip ettiğini söyleyen Sezgin, "O mimar ve kendi işini yapmak istiyor. Ama bir yandan da yüksek lisansa hazırlanıyor. Yarışmalara katılıyor. Son projemde o da bana destek oldu. Ceren kentsel ölçekte çalışmalar yapıyor. Ben ise iç mekan üzerine çalışıyorum. İşimizin mesaisi hiç bitmiyor. Elimde hep telefon ve projeler. Mimarlık planlı olmayı gerektiriyor. Hayatı planlamayı öğrendim" diye konuştu.
'ÖĞRENDİKÇE HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMİ FARK EDİYORUM'
Mezun olduktan sonra İZİKAD'a üye olduğunu söyleyen Sezgin, aynı zamanda bir rotaryen ve İç Mimarlar Odası Şube Sekreteri olduğunu da ifade etti ve şunları söyledi "STK'larda vakit geçirdikçe besleniyorum, öğreniyorum, öğrendikçe hiçbir şey bilmediğimi fark ediyorum. İZİKAD'daki kadınların hepsi farklı ve hepsinin bir hikayesi var. Dernek olarak Vazgeçmeyen Kadınlar Projesi'ni uyguluyoruz. Meslek liselerine giderek genç öğrencilerle bir araya geliyoruz. 5 kişiyiz, herkes kendini anlatıyor. İçimizde eczacı da var kimya mühendisi de. Gençlere rol model olmaya çalıyoruz. Bizi tırnakları ojeli, makyajlı ve dış görünümlerimize göre değerlendirdiklerinde yaşadığımız zorlukları anlayamıyorlar. Ama bir kadın olarak her zaman kendimize saygımız olması gerektiğini anlatıyoruz. Dış görünüm iş yaşamında da size avantaj sağlar. Arabamda her zaman topuklu ayakkabı ve ceket bulunur. İnşaattan çıkıp bir toplantıya katılabilirim. Temiz ve düzgün bir görünüme sahip olmanız karşı taraftaki saygınlığınızı da arttırır. İnsanın istediklerine ulaşması için çaba göstermesi ve emek vermesi gerekir. Ben vazgeçmedim, buradayım. Uykusuz kaldığım geceler oldu ama mücadeleden vazgeçmedim" dedi. (DHA)