GERÇEKİZMİR - CHP Konak İlçe Eski Başkanı, MYK Üyesi Tuncay Özkan’ın Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aday Adayı Şakir Başak Gerçekizmir’de gazeteci Sercan Avcı’nın hazırlayıp sunduğu Kafe Siyaset programına konuk oldu.
Başak’ın programda öne çıkan konuşmaları şöyle:
ATATÜRKÇÜ OLARAK NE SÖYLEDİĞİMİ İYİ BİLİYORUM
Bundan yaklaşık 15 gün önce yerel medyada bir açıklamam olmuştu. Bu açıklamada "Mustafa Kemal Atatürk'ün vücut bulmuş haliyim" şeklinde bir ifade kullanmıştım. Bu söz öylesine söylenmiş bir söz değil. Ben kendimi bilen bir insanım. Bu söylemde hangi amaçla, hangi noktadan söyleneceğini kendini bilen bir yurttaş olarak, gerçek bir Atatürkçü olarak ne amaçla söylediğimi çok iyi biliyorum. Heyecanı, yurttaşlık sorumluluğu, partililik bilinci, bunların hepsi o sözde gizli. Tanıyan ve yakınen bilenler Mustafa Kemal Atatürk'ün siyaset anlayışını, o yurttaşlık anlayışını, millet anlayışını CHP saflarında siyaset yaparken elimden geldiği kadar 'mış' gibi değil, onun pratiğini hayata geçirmek için mücadele eden bir nefer olduğumu bilirler. Bir sorumluluk gereği bunu yapıyorum.
KÜTÜĞÜM MARDİN AMA İZMİRLİYİM
Bazen söylüyorlar evet benim kütüğüm Mardin ama ben İzmirliyim. 40 yıldır bu şehirdeyim. Bir İzmirlinin bakış açısına sahibim. İyiyi kötüyü, çıkarı, menfaati çok iyi bilen biriyim. Bizim gibi dava adamlarına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Benimki sadece bir yurttaş olarak üstüne düşeni yapma çabası. İyi bir örnek olmaya çalışıyorum.
KOLTUK YURTTAŞLARA ULAŞMAK İÇİN ARAÇ
Bizler, talip olduğumuz koltukları bizim ortaya koymuş olduğumuz ve CHP'nin temelini oluşturan siyasi anlayışa, ilkelere göre araç olarak kullananlarız. Konak İlçe Başkanlığı koltuğunda oturduğumda da hep söylemiştim, bir milletvekili, bir PM Üyesi koltuğu gibi gördüm. Dolayısıyla bu koltuk bir araçtı. Bu araçla ulaşabildiğim kadar yurttaşa ulaşmaya çalıştım. 8-10 yıldır birlikte siyaset yaptığım genç kardeşlerime bıraktım bu koltuğu. İkinci kongremde aday olmayacağımı söylemiştim aslında. Ama siyasetin ortamı çetrefilli bir ortam. Kolay kolay 'biz' anlayışının olmadığı bir ortam. Ben kendimi siper ederek bu gençlerin önünü açmak için aday oldum ve örgütümle konuşarak size teslim edeceğim demiştim. Birileri bunu eleştiriyor. Gençlerin bir yerlere gelmesi basit ve kolay değil. Yeri geldiği zaman ağabey olan bizler bu gençlere basamak olmalıyız. Ben Konak'ta bunu yaptım. Daha sonra tüzüğümüze göre MYK yardımcılığı görevi talebinde bulundum. Sayın Tuncay Özkan da bu talebi iletti. Genel Başkanımızın atamasıyla MYK yardımcılığına getirildim. Bu benim için çok büyük bir şeref ve gururdur. Milletvekili olduğun zaman alanın genişliyor. Biraz daha rahat oluyorsun. Bir kısıtlama var anlamında söylemiyorum ama milletvekili olduğunuz zaman çok daha etkili oluyorsunuz.
276 KERE ULUSAL BASINDA ÇIKMIŞIZ
Siyasette her zaman "Yapılmayanı yapmaya geliyorum" sloganını kullandım. Milletvekili olursam da yapılmayanı yapmaya geliyorum diyeyim kısacası. İlçe başkanlığı dönemimde 276 kere ulusal basında çıkmışız. Bunu bana Genel Merkez'den söylediler. Eylemlerimizle hep ses getirdik. Bir ilçe olarak farkındalık yaratmak adına Türkiye'nin her yerindeki insanlara ulaşmaya çalıştık. Hiçbir şey kendi kendine olmuyor. Yaptığımız her şeyin altında bir çalışma, bir düşünce var. Biz okumayan bir milletiz. Her seçim binlerce broşür dağıtıyoruz. Ama 10'da 1'i anca okunuyordur. Bu yüzden ben insanlara ulaşmak için bir yöntem bulmalıyım dedim. Görsel bir toplum olduğumuzu düşünüyorum. Bu yüzden eylemlerimi görselleştirmeye çalıştım. Mizah olarak kara mizah kullanırım. Tiyatral bir anlayışla şiddetli bir şekilde eleştirip hep tebessüm ettim. Dolayısıyla bu medyanın çok ilgisini çekti. Biz medyaya bir ödenek ödemeden buralarda çıktık. Tamamıyla haber değeri olan bir anlayışı Konak'ta gerçekleştirdik. Taraflı medya dahi bu eylemlere kayıtsız kalmadı.
GENEL BAŞKAN EN İYİ LİSTEYİ BELİRLEYECEK
Bu seçim süreci beklenmeyen şekilde oldu. Baskın değil bana göre yıldırım seçim oldu. Alel acele karar verilmiş bir seçim. Sayın genel başkanımızın en iyi kararı vereceğini düşünüyorum. Tabi ki örgüt adaletsizlik istemez. Dengelerin hepsi korunacak. Örgüt bu noktada hoşuna gidecek bir sıralama gerçekleşeceğini düşünüyorum. Genel başkanımızın en iyi listeyi belirleyeceğini düşünüyorum. Ben ilk kez aday adayı oldum. Sayısızca seçim yaşadım ama hiç aday olmamıştım. Ben sırtını örgüte dayayan ve onların sesi olmaya çalışan, onların hassasiyetini ortaya koyan bir anlayışı bu güne kadar yürüttüm. Bugün de genel merkezimiz bu görevi bana layık görürse şerefimle yapacağıma ve mahçup etmeyeceğime inanıyorum. Siyasette iyi örneklere daha fazla ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ben bir dava adamıyım. Mücadelemin devam etmesini istiyorum. Milletvekili olsam da olmasam da mücadelem devam edecek. Ama milletvekili olursam çok daha fazla katkı sunabileceğimi düşünüyorum. Topluma köprü olacak insanlara ihtiyaç var. Gerçekten derinleşen bir ayrışma var toplumda. Farklı bir siyasetçi olarak görüyorum kendimi. Gerçek Atatürkçüler olarak 'mış' gibi yapmayacağım, yapmamız gerekeni yapacağım.
KILIÇDAROĞLU ÇOK AZ LİDERİN YAPABİLECEĞİNİ YAPTI
Sayın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu ve partinin içinde muhalefet yapan İnce'nin bu noktada kendisine iki kez rakip olmasına rağmen Cumhurbaşkanı adayı olarak kendisinin elini kaldırmasının bana göre son yıllarda siyasette olmayan bir şey. Ben merkezli değil, biz merkezli düşüncenin doruk noktasıdır bu. Ben bu durumdan çok etkilendim, çok duygulandım. Türkiye'nin buna ihtiyacı olduğunu ve CHP'nin bunu yapabildiğinin göstergesidir bu aslında. Kılıçdaroğlu çok az liderin yapabileceğini yaptı. Bana göre ikinci tura kalacak ve ikinci turda da Muharrem ince ipi göğüsleyecek. Toplumda çok büyük bir olumlu etki yakalandı. Bu etki sandığa yansıyacaktır.
BEN DEĞİL, BİZ ANLAYIŞINI BENİMSEMELİYİZ
Biz olumsuz her sonuçta genel başkanı ya da genel merkezi suçluyoruz. Aslında tam tersi, biz örgütler çok önemliyiz. Siyaseti ben anlayışıyla değil biz anlayışıyla yaptığı takdirde toplumda var olan olumsuzluklardan etkilenmeden gerçekten yapması gerekeni yaparsak eğer her şey daha farklı olur. Ben Kürt kökenliyim. Ama vatansever nasıl olunur, Atatürkçü nasıl olunur onu gösteriyorum. Benim verdiğim mücadele tek yönden değil aslında. Hadsizlik olmasın ama bu konuda hiç mütevazi değilim. Benim asi duruşum, baş eğmeyişim, siyasette inandığım ilkelerden ödün vermeyişimden kaynaklanıyor bu duruş. Biz bu duruşları çoğaltmalıyız. İnsanlar siyaset kurumunu kirletmiş. O yüzden düzgün insanların bunu temizlemesi lazım, bizler çoğalmalıyız. Önce örgütün tabanı, sokaktaki CHP'liler CHP'nin temelini benimseyecek, ben değil biz anlayışını benimseyecek, kendi iktidarı için değil ilkelerinin iktidarı için mücadele ettiğinde halk bunu kucaklar. Biz söylediğimizle çelişmemeliyiz. Millet bizim temelimizdeki 1919 ruhunu bekliyor. O ruhu da gösterebilmek için ilkelerinden ödün vermeyeceksin. Eğilmeyeceksin, bükülmeyeceksin. Çıkar, menfaat peşinde koşmayacaksın. Biz Konak'ta bir devrim gerçekleştirdik. Bu devrimin Türkiye'nin her yerinde gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Umutsuz değilim, yapılabilir diyorum.
HERKESLE BİR ARAYA GELMELİYİZ
Genel Başkanımız da üstüne basa basa partiler üstü anlayışın ve CHP'nin düşünsel anlamda büyük bir kesmi kapsadığını ifade ediyor. 1919 mücadelesinde mevzilerde şehit düşmüş insanlar bizim hepimizin dedeleriydi. Biz onların torunu olarak bize bu temeli bırakan bu temelin sağlamlaşmasını sağlayacak layık, demokratik sosyal hukuk devleti ve parlamenter sistemin yeniden hayat bulması için herkesle bir araya gelmek mecburiyetindeyiz. Bu temel sağlamlaştıktan sonra herkes kendi partisinde iktidarı savunup daha iyi nasıl hizmet sağlayabilirim diye düşünebilir. Ben Konak İlçe Başkanı olsaydım benim izleyeceğim yol bu yol olurdu.
BOYUN EĞMEYİŞİMİ, İLKELİ SİYASETİMİ, TUNCAY ÖZKAN GÖRDÜ
Çok açık yüreklilikle söyleyeyim kimse de gönül koymasın. 20 yıldır bu partide siyaset yapıyorum hiç kimse benim verdiğim bu mücadeleyi görmedi. Bu farkındalığımı Tuncay bey gördü ve Tuncay bey geldi elini uzattı bana. Ben bunu unutamam ve çok etkilenmiştim. Benim samimiyetimi, ortaya koyduğum yurttaşlığı, Atatürkçülüğü, boyun eğmeyişimi, siyasette ilkelerle siyaset yapışımı, güzel eylemlerimi Tuncay bey gördü. Hakkını yemeyim 2-3 defa Tacettin Bayır da aradı tebrik etti. Sen ne güzel işler yapıyorsun diyen başka da kimseyi görmedim. Tuncay beyi çok iyi tanımazdım. Bir samimiyetim, sempatim de yoktu. Ama Tuncay bey geldi bana elini uzattı. Senin gibi insanlara partide ihtiyaç var, senin farklı bir duruşun var dedi. Seninle siyaset yapmak istiyorum dediğinde çok etkilendim. Biz onunla ağabey-kardeş olduk. Bedel ödemiş, ilkelerinden ödün vermemiş bir insan olarak tanıdım onu. Onunla birlikte yol yürümekten de şeref duyuyorum. Benim Tuncay Özkan'la bağım asla kopmaz. Çok büyük bir değer kendisi. Tanıyanlar bilir, ben haketmeyen bir insan için bunları söylemem. O beni kısa bir süre içinde keşfetti ve birlikte siyaset yapıyoruz. Tuncay Özkan bu ülkenin bir değeridir. Sadece İzmirle bağlayamazsınız. Seçim çalışmalarında sokakta insanlarla benim onu tanıştırmam gerekirken o beni işte Konak ilçe başkanımız diye tanıştırıyordu. 100 metreyi 2 saatte yürüyemiyorduk. Halk tarafından da çok karşılığı olan, sevilen bir devrimci kendisi. İnşallah siyaset hayatım boyunca onunla birlikte yürürüm.
AZİZ BAŞKAN’LA BİREYSEL PROBLEM YOK, SİYASİ UYUŞMAZLIK!
Aziz Ağabey bir partili aynı zamanda Büyükşehir Belediye başkanımız. Gerçekten bireysel bir problem yok. Siyasette uyuşmazlık tamamen. Siyaset yapış tarzlarımızdan dolayı kaynaklanıyor. Önemli olan o nezaketi kaybetmemek. Fikirlerimiz yüzde yüz aynı olması mümkün değil. Ben Aziz Başkan'a hiç bir zaman saygısızlık yapmadım, yapmam da. Ama dediğim gibi bu karşılıklı olmalı. Maalesef üzülerek söylüyorum siyasetin bir kirli yanı var, bugün iktidar bunu çok iyi yapıyor. Bir çatışma oluyor kendi iktidarını var etmenin üzerine giden. Bizim örgütlerimiz de bundan nasibini almış. Bir yöntem olarak kullanılıyor. Bu bana göre doğru değil. Tabi ki siyaseten mücadele olacaktır. Biz düşmanlık için değil daha iyi işler yapabilmek adına mücadele veren bireyleriz. Ben duruma böyle bakıyorum, Aziz Başkan'ın da böyle baktığına inanıyorum, böyle bakmalı diye düşünüyorum.
ÖNCE KENDİ İÇİMİZDEN BAŞLAMALIYIZ
Örgütümde hiç kimse hiç kimseyi ötekileştirmeden bu seçimde elinden ne geliyorsa bu mücadeleyi sürdürmeli. Bu örgüte çok iş düşüyor. Bu örgüt birliğini beraberliğini sokakta göstermek mecburiyetinde. Ben şahsen şuandan itibaren bana hakaret etmiş olan varsa dahi ben elimi ona uzatacağım. Birlik beraberlik için önce kendimizden başlamalıyız ki toplumu CHP çatısı altında birleştirelim. Yoksa inandırıcı olmayız. İnandırıcı olmak için önce ilk adımı kendimiz atacağız.
SANDIĞA KATILIM YÜZDE 90’I GEÇER
24 Haziran yaza ve Ramazan sonrasına geliyor. Sandığa katılım bana göre yüzde 90'ı geçecektir. Geçen sefer 83'tü. Halk bu seçimin ne kadar önemli olduğunun farkında.