Uzm. Dr. Görkem Astarcıoğlu, toplumda büyük korkuya neden olan 'koronavirüs'ün bulaşmasını engellemek için el hijyeninin önemine dikkat çekti. Astarcıoğlu, "Maskeler bizim damlacıklarla hastalığı bulaştırmamızı engellemeye yarayan bariyerlerdir. Ama maskeleri de bazen yanlış kullanıyoruz. Sabahtan akşama kadar aynı maskeyle gezmenin bir koruyuculuğu olmaz. Kendimiz gripsek etrafa bulaştırmamak için 2 saatte bir yeni maskeyle değiştirmeliyiz. Mikrobu kapmamak için kalabalığa girmemek hasta olan insanlarla temas etmemek gibi durumlara dikkat etmeliyiz. Mecbursanız kalabalığa girmeye maske takın ancak el hijyeni her zaman daha önemlidir" dedi.
'Koronavirüs'ün aslında hayvanları ilgilendiren, hayvanlar arasında hastalık yapan bir virüs olduğunu söyleyen Uzm. Dr.Görkem Astarcıoğlu, yıllar içerisinde toplumun doğa ile yaptığı yanlış mücadeleler sonucunda bu virüsün şekil değiştirip hayvanlardan insanlara geçmeye başladığına dikkat çekti. Virüsün zamanla tehlikeli biçimde insandan insana geçme özelliği kazandığını vurgulayan Astarcıoğlu, "Koronavirüs, genetik materyali olan RNA virüsüdür. 2003 yılında ağır bir solunum yolu enfeksiyonu bir sars salgını o dönem 600-700 kişinin vefatına neden olmuştu. 2012 yılında ise Orta Doğu’da da mers salgını ortaya çıktı. Bunların hepsinin etkeni 'Koronavirüs'ün farklı çeşitleridir. Şuanda da yeni bir 'Koronavirüs' ile karşı karşıyayız. Bunun da hangi hayvandan geçtiği bilinmiyor, ama aralık ayının son günlerinde Çin'de kurulan bir pazar vardı. Hem deniz mahsulleri, hem de yasa dışı vahşi hayvanların satıldığı bu pazarda çalışan personelde arka arkaya bu virüs görüldü. Ardından bu insanların hastanede tedavi edilirken onlarla ilgilenen sağlık personelinde de bu hastalık ortaya çıkınca virüsün artık hayvandan insana değil insanlar arasında da dolaşma özelliğini kazandığını gördük ve bu Dünya Sağlık Örgütü'nü harekete geçirdi" dedi.
Çin'de başlayan ve 13 ülkeye yayılan salgınla ilgili rakamların sürekli değiştiğini ifade eden Dr. Astarcıoğlu, 7 binden fazla insanın bu hastalıkla mücadele ettiğine dikkat çekerek, 12 bin kişinin de şüpheli vaka olarak takip edildiğini ifade etti. Ülkelerin Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği yapıp bildirim yapması gerektiğini anlatan Astarcıoğlu, virüsten korunmak için yapılması gerekenlerle ilgili şunları söyledi:
"Sağlık Bakanlığı henüz Türkiye'de bir vaka açıklamadı. Ancak şüpheli vakayla karşılaştığımızda mutlaka bildirmemiz isteniyor. Özellikle çocukların bunun gibi birçok virüsten korunması için gereken önlemleri almasını öneriyorum. Her şeyin başı sağlıklı beslenmektir. Sağlıklı beslenip bağışıklık sisteminizi sağlıklı bir tempoda tutarsınız her türlü virüsü büyük ölçüde engellemiş olursunuz. Bunun için el hijyeni çok önemli. Burun akıntısı ve hapşırık olduğu dönemlerde elimize bir mendil alıp hapşırırken mendili ağzımızın önüne koymamız önemli. Mendilimiz yoksa kolumuzun içi ya da dirseğimizle ağzımızı kapatabiliriz. Hasta olduğunu bildiğimiz insanlarla temas etmememiz çok önemli. Dışarıda veya herhangi bir yerde hayvanlarla temas ettikten sonra el yıkamalı, çiftlik hayvanlarıyla korunmasız olarak temas etmemeliyiz. Yediğimiz yumurta ve etleri güzel pişirmeliyiz. Aslında bütün viral enfeksiyonlarda alınması gereken önlemler benzerdir. 'Koronavirüs' popüler olduğu için bu gündemde."
'MASKENİZİ 2 SAATTE BİR DEĞİŞTİRİN'
Son günlerde maske satışlarında da büyük artış yaşandığını söyleyen Uzm. Dr.Görkem Astarcıoğlu, maskeyle tüm risklerin önüne geçmenin mümkün olmadığına dikkat çekerek virüslerin solunum yolu ve damlacıkla bulaştığını ancak elleri iyi sabunlamanın önemini hatırlattı. Maskelerin doğru kullanımı hakkında bilgiler veren Astarcıoğlu şöyle konuştu:
"Maskeler bizim damlacıklarla hastalığı bulaştırmamızı engellemeye yarayan bariyerlerdir. Ama maskeleri de bazen yanlış kullanıyoruz. Sabahtan akşama kadar aynı maskeyle gezmenin bir koruyuculuğu olmaz. Kendimiz gripsek etrafa bulaştırmamak için 2 saatte bir yeni maskeyle değiştirmeliyiz. Ama dışarıdan mikrobu kapmamak için kalabalığa girmemek hasta olan insanlarla temas etmemek gibi durumlara dikkat etmeliyiz. Mecbursanız kalabalığa girmeye maske takın, ancak el hijyeni her zaman daha önemlidir. Maske üreticilerinin şu anda maske yetiştiremediğini biliyorum. Çin'den de maske talebi var. Çünkü onlar maske kullanmaya alışık hava kirliliği nedeniyle. Maskeyi ağız ve burnunuzu içeri alacak şekilde yüzünüze oturtmalı, burnunuzun üzerine gelen klipsi sıkıştırmalısınız. Profesyonel ve toz geçirmeyen maskeler var. Ama onları herkesin bulması mümkün değil. Basit, kulak lastikli maskelerin de burnunuza oturtmak için teli var." (DHA)