MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yoksulluğun ajandası: İndirim günleri, ucuz ekmek kuyruğu, akşam pazarı!
Güncel
24 Haziran 2023 Cumartesi 09:48

Yoksulluğun ajandası: İndirim günleri, ucuz ekmek kuyruğu, akşam pazarı!

Giderek düşen alım gücü nedeniyle ucuz gıdalara yönelen vatandaş market market indirim kovalıyor, ucuz ekmek kuyruğunda saatlerce bekliyor.

Her geçen gün daha da artan gıda enflasyonu, en çok dar gelirli kesimleri vuruyor. Vatandaş giderek düşen alım gücü nedeniyle kalitenin ikinci planda kaldığı ucuz gıdalara yöneliyor. Bu durum ‘merdiven altı’ denilen kayıt dışı üretim hız kazanırken, gıda ürünlerinde taklit ve tağşişin de artmasını tetikliyor.

İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre Halk sağlığı açısından risk teşkil eden bu tabloyu değerlendiren Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Yurttaş ne yazık ki beslenemiyor. Sadece karın doyuruyor” vurgusu yaptı. Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle ucuz baklavalarda yapılan hileler konusunda da uyaran Toprak, Antep fıstığı yerine gıda boyası ile boyanmış yer fıstığı konulduğunu söyledi.

detail-photo-fancybox-0

HALK SAĞLIĞI RİSK ALTINDA
Vatandaşın alım gücünün büyük ölçüde azaldığını belirten Toprak, “Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların olduğu, her gün başka bir gıda zehirlenmesi ve gıda ürünlerinde taklit/tağşiş haberi ile karşılaştığımız günleri yaşıyoruz. Gıda enflasyonunun yüksek olması gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkilemektedir. Bu da özellikle gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biridir. Yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azaltıyor. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden olmaktadır. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkmaktadır; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil etmektedir. Taklit ve tağşiş ile mücadelede elbette ifşa etmek, denetimleri arttırmak, caydırıcı para ve hatta hapis cezası önemli. Ama daha da önemlisi bu kanunları uygulamak. Ülkemiz için asıl önemli nokta ise, işin sosyoekonomik boyutu. Bu noktada da asgari ücret, açlık sınırı, gıda enflasyonu ve alım gücü gibi kavramlar devreye giriyor” dedi.

detail-photo-fancybox-1

İNDİRİM GÜNLERİNİ TAKİP EDİYORLAR?
Türk-İş’in Mayıs 2023 verilerine göre mutfak enflasyonundaki artış yıllık yüzde 112,13 olduğunu hatırlatan Toprak, “Açlık sınırı 10.362,01 TL. Yani asgari ücret açlık sınırının altında. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 13.439,41 TL. Yoksulluk sınırı ise 33.752,49 TL. Yani 4 kişilik bir ailenin tamamı asgari ücrete çalışsa dahi yine de yoksul. Yani mevcut duruma baktığımızda hepimiz yoksuluz, çoğumuz açız desek yanlış olmaz. Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Çünkü 5 kuruş dahi hane bütçesi için oldukça önemli. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Sonuç olarak; enflasyon, sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcıdır” ifadelerini kullandı.

detail-photo-fancybox-2

YURTTAŞ BESLENEMİYOR
Dar gelirli ailelerin elde ettiği gelirin yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde olmadığını dile getiren Toprak, “Son dönemde hemen her ülkede yaşanan gıdaya ilişkin sorunlar, önümüzdeki dönemde daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Yinelemek gerekir ki, dar gelirli ailelerin elde ettiği gelir yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde değil. Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmekte. Sonuç olarak, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenmesine neden olmakta. Hicap duyarak söylüyoruz yurttaş ne yazık ki beslenemiyor. Sadece karın doyuruyor. Dengeli bir beslenme yerine tek tip ve özellikle karbonhidrat ağırlıklı beslenme ilerleyen yıllarda başta obezite olmak üzere diyabet ve diğer hastalıklara neden olacak” diye konuştu. (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir