Yücel'den Erdoğan'ın İzmir mesajlarına yanıt: Keşke bu sudan nutukları atmadan önce...
CHP İl Başkanı Yücel'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İzmir kongresinde yaptığı su ve yapılaşma çıkışlarına yanıt geldi. Yücel, "Sayın Erdoğan keşke bu sudan nutukları atmadan önce, Gördes barajıyla ilgili gerçekleri, o proje için yapılan israfı ve halen İzmir’e vaat edilen suyun verilemediğini öğrenseydi" derken, "25 yıl boyunca İstanbul’a ihanet ettiklerini itiraf eden bir kişinin, İzmir’e laf etmeden önce dönüp bir geçmişine bakması lazım" diye ekledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin il kongresinde yaptığı konuşmada, CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerine yanıt verdi.
İSTİKLAL HARBİNDEN SÖZ EDİLECEKSE SÖZE ATATÜRK’LE BAŞLANIR!
CHP İl Başkanı Yücel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İzmir'de yıllardır aynı masalları anlattığını ve ülkenin boğuştuğu sorunlara hiç değinmeden sadece CHP’ye hakaret ederek günü kurtarmaya çalıştığını ifade ederek, şunları söyledi: Öncelikle belirtmeliyim ki, AKP Genel Başkanı sıfatıyla partisinin İzmir il kongresine katılan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’de kazanılan bağımsızlığa atıfta bulunarak başladığı konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk’ün adını dahi anmayarak, bir kez daha İzmir’in milli değerlere olan hassasiyetini ve Atatürk’e olan büyük sevgisini görmezden gelmiştir. İstiklal harbinden, işgalden, İzmir’de körfeze dökülen düşmandan ve cumhuriyetin kuruluşundan söz edip; Vatanın kurtarıcısı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten söz etmemek, ona minnet sunmamak neyin kaygısı, neyin acısıdır. Bu, sadece İzmirlilere değil, Türk milletine ve aynı zamanda oturduğu cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlıktır. Sayın Erdoğan’ın bilmesi gerekir ki, İzmir’de kurtuluş savaşından, işgalden söz edilecekse söze Atatürk’le başlanır. Unutmuşa benziyorlar ama Atatürk ve onun cumhuriyetine saygıyı sadece 15 Temmuz’larda hatırlamak yeterli değildir. Cumhuriyet var olduğu sürece Atatürk ve cumhuriyet bu milletin yol göstericisi ve ışığı olacaktır.
SUDAN NUTUKLAR, EKONOMİDEN MASALLAR…
Yücel, Erdoğan’ın yıllardır İzmir’e geldiğinde aynı konuları gündeme getirdiğini, CHP’ye ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret ederek günü kurtarmaya çalıştığını, söyledi.
Yücel, "Erdoğan’ın ülkenin sorunlarına, halkın beklentilerine yönelik tek bir çözümden söz etmediğini belirten Yücel: İzmir’deki konuşmasında ne bitik durumdaki ülke ekonomisine bir çare sundu ne iflaslarla ve intiharlarla gündeme gelen esnafa umut verdi ne de yokluk içindeki insanlarımızın derdine bir çözüm üretti. İzmir’de yıllardır yaptığı gibi sudan nutuklar atıp, ekonomiden masallar anlattı. İktidarın avuçlarının arasından kayıp gittiğini gördükçe Sayın Erdoğan, daha da hırçınlaşıyor. Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sadece İzmir’in değil tüm Türkiye’nin, yoksulluktan, işsizlikten, ekonomik krizlerden, yolsuzluktan ve milletin kanını emen yandaş düzeninden kurtuluşu için en büyük umududur. Bu umut 31 Mart seçimlerinde zirve yapmıştır. AKP Genel Başkanının korkusu da, Genel Başkanımıza ağza alınmayacak ve siyasi terbiyemizin tekrarlamamıza izin vermeyeceği hakaretleri sarf etmesinin sebebi de, bu umudun tüm halkımızı sarmış olmasındandır. Sayın Erdoğan gerçeklikle ve gerçek gündemle o kadar bağını koparmış durumdaki, söylediklerinin anlaşılır yanı yok. Hepimizi yasa boğan Gara şehitlerimizin siyasi sorumlusu, sorumluluğu kabul etmek, af dilemek, milli yas ilan etmek yerine, hakaret etmeye ve şarkılı sloganlı, konser havasında kongreler yapmaya devam ederken, her seçim öncesi sarıldığı toplumu germe ve kutuplaştırma yöntemine yine dört elle sarılıyor. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na Diyarbakır anneleri üzerinden mesaj gönderme çabası ise asla kabul edilemez. Diyarbakır’daki anneler çocuklarını kurban verirken Valilere “terör örgütüne dokunmayın, teröristlere karışmayın” diyenler, O annelerin çocukları dağa çıkmasın diye askerin operasyon yapmasını engelleyenler kimlerse, bugün Diyarbakır annelerinin bu acıları yaşamasına sebep olanlar da onlardır. Sebep oldukları acıların mağduru olmaya çalışmaları, AKP’nin suçluluk psikolojisi ve hedef şaşırtma girişiminden başka bir şey değildir” diye konuştu.
25 YIL BOYUNCA İHANET EDENLER KENDİ DÖNEMİNİ SORGULASIN
Erdoğan’ın konuşmasında değindiği Merkez Bankası rezervi, İzmir’in suyu ve kentleşmesiyle ilgili eleştirilerine de değinen Yücel, sözlerini şöyle tamamladı: Sayın Cumhurbaşkanı, merkez bankası rezervlerini sıfırlayan damadını da unutmadı, hatta övgüyle söz etti. Ama 128 milyar dolarla hangi işlemler yapıldı, kimlere neler verildi, halkın parası nereye gitti yine açıklayamadı. Sayın Erdoğan merkez bankası döviz rezervlerinin nerede olduğunu ya kendisi de bilmiyor ya da damadı koruma derdinde. Kendisi yine AKP’nin plansız ve inatla yaptığı işlerden birisi olan Gördes barajına da atıfta bulundu. Şehirlere su sağlayacak barajları ve isale hatlarını yapmak merkezi iktidarın, dolayısıyla DSİ’nin görevidir. Üstelik İzmir’e getirdik dediğiniz suyu, Gördes barajının yanlış bir proje olması ve dibinin delik olması sebebiyle, İzmir Büyükşehir Belediyemiz parasını ödediği halde taahhüt edildiği miktarda getirmediniz. Sayın Erdoğan keşke bu sudan nutukları atmadan önce, Gördes barajıyla ilgili gerçekleri, o proje için yapılan israfı ve halen İzmir’e vaat edilen suyun verilemediğini öğrenseydi. Bir de Karabağlar üzerinden kentin yapı sorununa bir gönderme yaptı kendisi... Sayın Erdoğan, İzmir Büyükşehir Belediyemiz ve Karabağlar belediyemizin kentsel dönüşüm için yaptıkları çalışmalardan ve AKP’ye rağmen verdikleri mücadelelerden de habersiz. İzmir her şeyin en güzelini hak ediyor ve yerel yönetimlerimizde bunun için gece gündüz çalışıyor. Ama 25 yıl boyunca İstanbul’a ihanet ettiklerini itiraf eden bir kişinin, İzmir’e laf etmeden önce dönüp bir geçmişine bakması lazım. Ayrıca kongrede sarf ettiği “İzmir bize oy vermediği halde” sözleri, AKP’nin İzmir’i nasıl ötekileştirdiğinin itirafıdır. Bir iktidar kendisine verilen oy oranına göre illere hizmeti sorguluyorsa, zaten İzmir’in parasıyla İzmir’e yaptığı yatırımları “lütfetmişler” gibi anlatıyorsa, zihniyetini de ortaya koyuyordur. Bu zihniyet, böbürlenme, İzmir’e üstten bakma ve ötekileştirme devam ettiği sürece de İzmir halkından hak ettiği cevabı almaya devam edecektir.