
Özel'den soruşturma mesajı ve erken seçim çağrısı!

Duayen isimden ‘il başkanı olacak' iddiasına net açıklama!

Genel Merkez çağırdı: CHP'li başkanlar Ankara yolcusu!

Kocaoğlu'ndan İzmir operasyonu değerlendirmesi: Soyer'in yetkisi bile yok!

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Genel Merkezi’nde kameraların karşısına geçti. Gündeme yönelik değerlendirmelerde bulunan Yücel, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarla ilgili de konuştu. Yücel, Türkiye’nin tarihi bir kırılmanın eşiğinde olduğunu söyledi. Yücel, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelen operasyonlar ile ilgili de konuştu.
Yücel'in açıklamasının tamamı şöyle:
Öncelikle sözlerime başlamadan önce, Irak'ın kuzeyinde şehit düşen 12 kahraman Mehmetçiğimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Ve toplantı öncesi basın camiası adına çok üzücü bir haber aldık. Türk basınının duayen kalemlerinden Hikmet Çetinkaya’nın vefatını da üzüntüyle öğrendik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine, Cumhuriyet Gazetesi'ne ve basın camiasına başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar,
Geçtiğimiz Cumartesi yine karanlık bir güne uyandık...
3 belediye başkanımız yine şafak operasyonları ile gözaltına alındı.
Bu hukuksuz ve olağanüstü süreci değerlendirmek, uzunca bir zamandır belediyelerimize ve partimize yönelen bu düşman hukuku karşısında bundan sonra nasıl bir tavır alacağımızı belirlemek için;
Önce cumartesi öğlen Merkez Yönetim Kurulumuz Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel başkanlığında toplandı, ardından da dün Parti Meclisimizi topladık…
Bugün de önce İl Başkanları toplantımızı, ardından milletvekillerimizle kapalı grup toplantımızı yapacağız.
Hafta ortasında da tüm belediye başkanlarımızla Ankara’da toplanacağız.
Türkiye tarihi bir kırılmanın eşinde…
Ya giderek otoriterleşen bir yönetime boyun eğip, sandığa veda edecek,
Ya da toplumun tüm kesimlerine karşı, günden güne artan baskılara “dur” deyip gerçek iradenin “Millet İradesi” olduğunu gösterecek…
Kimse bu yaşananlara karşı sessiz kalmamızı beklemesin…
Kimse bu yaşananları normalleştirmemizi beklemesin…
Bundan 110 gün önce İstanbulluların iradesini yargı eliyle gasp eden iktidar,
2 gün önce de Adana’nın, Antalya’nın ve Adıyaman’ın iradesine çökmek için düğmeye bastı….
Hedefine koyduğu Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratmak, Yerel yönetimlerdeki gücümüzü zayıflatmak, iktidar yürüyüşümüzü sekteye uğratmak için akla hayale gelmeyecek kötülükler bir bir devreye sokulmaktadır…
Bu saldırıların, bu soruşturmaların, bu tutuklamaların neden yapıldığını biliyoruz…
Mertçe, demokratik bir yarışa girmekten korkanlar, rakiplerini bertaraf etmek için haksızlıkta, hukuksuzlukta, kötülükte sınır tanımıyor.
Bugün baktığımızda,
Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı,
Hukuk, adalet ve vicdan çizgisinden uzaklaşmıştır.
Sadece bir kişinin koltuğunu koruması uğruna, masum ve mazlumlar tutsak edilmektedir.
AKP’nin “Seçimsiz bir Türkiye” hayali ile kırmızıçizgi ise çoktan aşılmıştır.
Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı hemen hemen her dönem tartışılmıştır.
Ancak yargı hiçbir zaman, bugün olduğu kadar iktidara bağımlı olmamış, iktidarın aparatı gibi hareket etmemiştir.
Bugün ne yazık ki; yakın geçmişte yaşadığımız, bu ülkenin aydınlarına, Cumhuriyet savunucularına, gazetecilerine, akademisyenlerine, onurlu, şerefli, vatansever subaylarına yönelen kumpas davalarının benzerleri Cumhuriyet Halk Partisine ve halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarına yönelmektedir.
İktidarın İstanbul ile başlayan, İzmir, Adana, Antalya ve Adıyaman’la devam eden operasyonları; sadece bu illerimizde yaşayan vatandaşlarımızın iradesini yok saymak değildir.
AKP, kendisinin yazıp, kendisinin oynadığı bu tiyatroda, 86 milyona meydan okumaktadır.
Ve AKP “Benim gibi düşünmeyeni saf dışı bırakmak için başvurmayacağım yol yok! Herkes ayağını denk alsın” demektedir.
İnsanlar açlıktan, yokluktan, yoksulluktan kırılırken, mutfak yangın yeriyken AKP,
Bu operasyonlarla, bu soruşturmalarla, bu tutuklamalarla 86 milyona,
“Senin seçimine saygım yok, Senin iradene saygım yok” demektedir.
“Sen sosyal belediyecilik hizmetlerini hak etmiyorsun, vasata mahkumsun” demektedir.
“Benim izin vermediğim kanalı izleyemezsin, senin doğruları bilmeye hakkın yok” demektedir.
“22 bin lira asgari ücretle, 16 bin lira emekli maaşıyla geçineceksin” demektedir. Kira artış oranı % 43’lere, gerçek enflasyon %70’lere dayanmışken asgari ücretliye “Ara zam yapmıyorum” emekliye “Sana reva gördüğüm artış sadece 2 bin 412 lira” demektedir.
AKP, bu millete;
Etin, sütün, kıymanın, yumurtanın tadını unutturmuştur.
İnsan onurunu ayaklar altına almıştır.
İnsana insanca yaşamayı çok görmüştür.
Kısacası, kendini milletten büyük görmüştür.
Türkiye artık bir yol ayrımında ve iktidar gibi düşünmeyen herkes tehdit altındadır.
Artık halkın önüne sandığı koymaktan başka hiçbir yol, hiçbir çare, hiçbir çözüm yolu yoktur..
86 milyonun kanayan yarasına, sandıktan başka hiçbir şey merhem olamaz.
İmamoğlu'na 2019'da yaptığınız haksızlığa bu millet nasıl yanıt verdiyse, Adana’ya, Antalya’ya, Adıyaman’a yaptığınız haksızlığa, işçiye, memura, emekliye, esnafa, çiftçiye, dar gelirliye yaptığınız haksızlıklara da sandık geldiğinde öyle cevap verecek.
Muhittin Böcek'in yardım ettiği öğrencinin, Zeydan Karalar'ın destek verdiği çiftinin, Abdurrahman Tutdere'nin 24 saat yanında durduğu depremzedenin ahını aldınız siz...
Yaptırdığı anketlerde birinci olduğunu iddia eden saraya buradan sesleniyoruz;
Mademki birincisin, getir kardeşim sandığı!
Mademki kendine güveniyorsun, halk nezdinde de güven tazele!
Bizim bildiğimiz yol budur.
Biz haktan, hukuktan, halkın iradesinden başka yok bilmeyiz.
Biz kumpas bilmeyiz, yolsuzluk bilmeyiz, hırsızlık bilmeyiz, halkın gönlünü kırmayız.
Genel başkanımız Sn. Özgür Özel’e soruşturma açanlara ve açtıranlara sesleniyorum…
Türkiye’nin ana muhalefet partisi liderinin, son seçimlerde Türkiye’nin 1. Partisinin Genel Başkanının ülkenin geleceğine dair kaygılarını dile getirmesinin, sandık çağrısı yapmasının, demokrasiye, seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmasının neresinden suç çıkardınız?
Haksız, hukuksuz, tamamen siyasi sebeplerle Belediye Başkanlarımıza yönelen gözaltı ve tutuklama süreçlerine tepki göstermenin neresinden suç çıkardınız?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanını kriminalize etmeye çalışmak kimseye fayda sağlamaz!
Soruşturma açacağınıza yüreğiniz yetiyorsa 2 Kasım’da getirin sandığı!
Bizi, soruşturmalarla korkutamayacağınızı hala anlamadınız mı?
110 gündür direniyoruz ve hiç yorulmadık.
İktidardan düşmemek için hukuksuz yollara sapmış, her türlü pisliğin içine batmış,
İşçinin, emeklinin, dar gelirlinin, memurun, çiftçinin, esnafın sorunlarını çözmekten imtina etmiş,
Kendi iç dünyasında vicdanını, halk nezdinde meşruiyetini kaybetmiş olan iktidarınızı sandıkla gönderene kadar da mücadele etmeye devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar,
Ateş çemberinden geçtiğimiz bu günlerde, bir kez daha ifade etmek gerekirse;
Baskı ve tehditle alınmış ifadeler,
Soyut iddialar,
Hiçbir yasal dayanağı olmayan suçlamalar,
Silivri’de özgürlüğü gasp edilerek haksız ve hukuksuz bir şekilde tutulan AKP’yi ve Tayyip Erdoğan’ı tam 4 kez yenmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız,
İlçe Belediye başkanlarımız, bürokratlar, meclis üyeleri, siyasiler…
Ve onların büyük mağduriyetler yaşayan ama bir milim bile eğilmeyen gözü yaşlı anne babaları, eşleri ve evlatları…
Vicdanı olan, adalet ve hakkaniyet duygusu olan herkesin içini acıtmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne, geleceğin Cumhurbaşkanına ve onun yol arkadaşlarına adeta bir savaş açılmıştır.
Bu savaşın zalimi, sarayından talimat yağdıran Erdoğan ve onun talimatlı yargısıdır.
Bu savaşın haklısı da, haksızı da bellidir.
86 milyonun vicdanında mahkûm olan Erdoğan’dır.
86 milyonun vicdanında mahkûm olan talimatlı yargıdır.
Zalim Erdoğan’ın saray penceresinden göremediği şey şudur;
Açmış oldukları bu savaş, milletin gözünde Ekrem İmamoğlu’nu da, Cumhuriyet Halk Partisi’ni de daha da güçlendirmektedir.
Haklılıktan aldığımız güçle, bir saniye dahi ara vermeden, yorulmadan, pes etmeden mücadelemize devam ediyoruz ve edeceğiz.
İZMİR MESAJLARI!
Değerli arkadaşlar,
Bir hukuksuz süreç de İzmir’de yaşanıyor.
İl başkanımız Şenol Aslanoğlu,
Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer,
İZBETON Genel Müdürü, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri, Daire başkanları, memurlar ve işçiler olmak üzere 60 kişi hakkında tutuklama kararı verildi.
Tutuklanan İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu’nun tek suçu CHP İzmir İl Başkanı olmaktır.
Tutuklanan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Tunç Soyer’in tek suçu dar gelirli vatandaşlarımıza uygun koşullarda konut üretmek için kooperatiflerle iş birliği içerisinde geliştirilen projedir.
Çeşitli sebeplerle kooperatif projesinde gecikme yaşanmış olabilir. Ekonomik koşullar ortada, bundan dolayı bir mağduriyet yaşanmış olabilir. Bu nedenle soruşturma açılabilir, hukuki bir süreç yürütülebilir ancak böyle bir iddiayla insanlar sabahın 5’inde evinden alınamaz, insanlar tutuklanamaz.
Yıllarca yaşadığı kente hizmet eden insanların bu şekilde itibarsızlaştırılmasını kabul etmiyoruz.
İzmir’e de sıçrattıkları bu hukuksuzluğa göz yumacağımızı düşünenler büyük bir yanılgı içindeler.
Haklılığımızdan aldığımız mücadele gücümüz, 86 milyonun geçim mücadelesine de geleceğin Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu’nun özgürlük mücadelesine de İstanbul, İzmir, Adana, Antalya ve Adıyaman mücadelelerine de yeter, kimsenin şüphesi olmasın!
Değerli arkadaşlar,
İzmir’de yapılan operasyon öncesinde Erdoğan “Başka şehirlere de sıçrayacak” dedi ve birkaç gün sonra İzmir Büyükşehir Belediyemize operasyon düzenlendi.
Elbette bu bir tesadüf değildir.
Ve bu operasyon elbette Erdoğan’ın bilgisi dahilinde gerçekleşmiş bir hukuksuzluk sürecidir.
İşine geldiğinde “Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyorum, saygı da duymuyorum” diyen Erdoğan, işine geldiğinde “Yargı mensuplarına parmak sallamak, “yargı kararını tanımayız” demek, mahkemeler üzerinde baskı kurmak kimsenin hakkı da haddi de değildir. Ne yaparsak yapalım hukuka riayet etmek mecburiyetindeyiz.” demektedir.
Sayın Erdoğan, önce sen hukuka riayet edeceksin, yargıdan elini çekeceksin, talimatlarını sonlandıracaksın, hukuk katline bir son vereceksin…
Ve yüreğin yetiyorsa, mertçe, demokratik bir seçimde Ekrem İmamoğlu’yla yarışa gireceksin!
Var mısın?
Türlü iftira ve kumpaslarla hukuku ayaklar altına alanlara, Sayın İmamoğlu ve yol arkadaşlarından, İzmir Büyükşehir Belediyemizin bürokratlarından suç örgütü yaratma çabası içerisinde olanlara, Cumhuriyet Halk Partisi’ni kriminalize etmek için uğraşanlara sesleniyoruz;
İktidarınızı devam ettirmek için daha kaç kişiyi tutuklamanız gerekiyor?
Elinizden geleni ardınıza koymayın!
Cumhuriyet Halk Partisi’nden, Genel Başkanından ve cumhurbaşkanı adayından ve kıymetli bürokratlarımızdan ne bir suçlu yaratabilirsiniz ne de suç örgütü…
Bizden suç örgütü çıkmadı ve çıkmayacak ama sizler,
86 milyonun vicdanında demokrasiyi ve hukuk katledenler olarak tarihe geçtiniz.
Değerli arkadaşlar;
Bu milleti her yeni güne şafak baskınıyla uyandıranlar,
Dikkati siyasi operasyonlara çekerek ülkenin asıl gündemi olan geçim sıkıntısını,
Her evin gündemi olan açlık ve yoksulluğu,
Kaşla göz arasında, sessizce yaptıkları yüzde 24’lük doğalgaz zammını,
16 bin 881 liraya mahkûm ettikleri emeklinin, 22 bin 104 liraya geçinmeye çalışan asgari ücretlinin, kısacası 86 milyonun yaşam mücadelesini unutturmaya çalışıyorlar.
İktidar siyasi operasyonlarla en güçlü rakibini ekarte etme telaşı içindeyken ülkede,
Açlık sınırı 26 bine
Yoksulluk sınırı 85 bine,
Bekar bir çalışanın yaşam maliyeti 33 bine fırladı….
Bu koşullar altında,
22 bin 104 lira alan asgari ücretliye ara zam yapmamak demek onlara “zulmetmek” demektir…
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak geçtiğimiz hafta asgari ücretin 1 Temmuz 2025 tarihinden geçerli olmak üzere 30 bin 205 lira olması,
Ve emekli aylığı veya gelirlerinin en az asgari ücret seviyesine çekilmesi hususunda iki ayrı kanun teklifini meclise sunduk.
Buradan AKP’ye çağrı yapıyoruz
Eğer asgari ücret alan milyonların bir nebze olsun nefes almasını istiyorsanız,
Yıllarca bu ülkeye hizmet eden emeklilerimizin insan onuruna yaraşır koşullara bir adım yaklaşmasını istiyorsanız bu tekliflerimizi derhal meclis gündemine alır ve hızla kanunlaştırırsınız….
Değerli arkadaşlar,
AKP iktidarı RTÜK eliyle de namuslu gazetecileri, özgürlükten, demokrasiden yana yayıncıları susturmaya çalışıyor.
Salı gününe kadar bir Yürütmeyi durdurma kararı çıkmazsa Halk TV ve Sözcü TV karartılacak.
Spotify için yasak kararı almaya çalışıyorlar.
Fatih Altaylı gibi bir gazeteciyi suç uydurup tutukladılar.
Tele 1, Halk TV, Sözcü Televizyonu...
Bütün yandaş kanalları topla, bu 3 kanal etmiyor.
Onlarca yorumcuları ve trolleri var. Hepsini topla, Fatih Altaylı'nın boş koltuğu etmiyor. Niye?
Çünkü bu millet “kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor” biliyor.
Bu iki kanalı 10 gün karartırsınız, 11'nci gün daha güçlü gelirler.
Ama akıllarda sizin kara zihniyetinizi yansıtan siyah ekranlar kalır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ünal IŞIK İSTİFA! 7 Temmuz 2025 Pazartesi 17:41
|
Huseyin uzan 7 Temmuz 2025 Pazartesi 14:40
|