GERÇEKİZMİR - Gazeteci Sercan Avcı, Yenigün TV’de Kafe Siyaset programında CHP’de önceki dönemlerde il başkanlığı, milletvekilliği ve genel başkan yardımcılığı yapan Alaattin Yüksel’i ağırladı.
CHP’nin tecrübeli ismi Yüksel, tüzük kurultayı ve kadın kollarıyla başlayacak, gençlik kolları ve ana kademeyle devam edecek olan parti içi yarış özelinde önemli mesajlar verirken, genel merkezin belediyelere gönderdiği ‘belediye başkan yardımcılıkları dahil üst yönetim kadrolarına yapılacak atamalarda Genel Merkez’e bilgi aktarılması talimatı’nın yer aldığı genelgeye eleştiride bulundu.
Yüksel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a ‘genel sekreter krizi', yapılan 'kadro atamaları’ ve ‘yanında siyasi aktör boşluğu’ başlıklarında destek verdi.
ÇARPICI TÜZÜK MESAJLARI
Yüksel, Eylül ayında yapılacak olan Tüzük Kurultayı’nın önemine dikkat çekti. Yüksel, çarpıcı tespitler ve önerilerde bulundu.
Yüksel şunları söyledi;
“ÖYLE BİR TÜZÜK YAPALIM Kİ BİR DAHA ANKARA’DAN ADAY BELİRLENMESİN”
Yerel seçimler öncesinde parti içinde ‘sandığa gitmeyeceğiz, oy vermeyeceğiz’ diyenlere hep şunu söyledim. ‘Yanlışlar yapılmış olabilir ama bu yanlışları düzeltmenin yolu sandığa küserek, sandığa gitmeyerek kentini cezalandırmak, ülkeni cezalandırmak, partini cezalandırmak değil’ dedim. Peki, ne yapacağız? Bu sistemle düzeltilir. Her genel başkan gelirken parti içi demokrasiyi yücelteceğinin sözünü veriyor. Ama bir şekilde ya etrafındaki insanlar ya da başka nedenlerden dolayı bir şekilde bu olmuyor. Bunun olması için tüzüğü yani partinin anayasasının sistemini doğru kuracaksın. O dönem ‘şimdi sandığa oyumuzu verelim. Görevimizi yapalım. Hatta gidelim, çalışalım. Oy isteyelim. Ama seçimden sonra yapılacak olan tüzük kurultayına da bir taraftan hazır olalım. Öyle bir tüzük yapalım ki bir daha asla Ankara'dan aday belirlemesin’ dedim.
ADAY BELİRLEMEDE DÖRT ÇEYREK FORMÜLÜ
Benim mesela bir ön seçim modelim vardır. Bunu daha önce de ifade etmiştim. Yani tek başına partide olması, tek başına kamuoyunda olması, tek başına sivil toplum örgütlerinde olması, tek başına örgütlerde olması yeterli değil. Dört bu ana dalda yarışması lazım. Yüzde 25 puan buradan alınırsa iyi olur. Dört çeyrek formülü. Bu benim formülüm. Yani bu tüzükte biz bunu sağlayabilirsek sistemi kurabilirsek başarılı olabiliriz. Her seçim öncesi hem milletvekili, hem belediye başkanlığı, hem de belediye meclis üyeleri… Bütün kamu görevlileri bu şekilde belirlenmeli diye düşünüyorum. Anayasası olmalı çünkü asla değiştirilemez, asla birinin kararına bağlı olmamalıdır. Aday buraya gelecek, kamuoyunda çalışacak. Burada parti tabanı da çalışacak. Ankara'da parti koridorlarında hem kendileri açısından, aday adayları açısından son derece onur kırıcı bir şekilde genel başkan yardımcılarının kapısının önünde beklenmemelidir. Günlerce oralarda vakit kaybederek değil. Burada çalışacak.
2 DÖNEM SINIRI GETİRİLMESİ GEREK
Dönem sınırlaması getirilmeli. Hem belediye başkanlığında hem vekillikte iki dönemde sınırlanmalıdır.
ETİK KURULU KURULMALI
İl başkanı olduğum dönemde etik kurulu kurulması talebinde bulunmuştum. Çok da güzel bir çalışma yaptılar. Biz onu bir kez Parti Meclisi’nden geçirdik ama tüzük kurultayına gelmedi. Mesela tüzükte bu yer almalı artık. Son zamanlarda Kılıçdaroğlu aday olmalı mı olmamalı tartışmaları yaşandığında ihtiyaç olarak eksikliğini gördüm. Bütün kurumların ve partinin de böyle bir danışma kurulu olmalı. Artık hani bir herhangi bir aktif görev beklemeyen ama hakikaten önemli hizmetler yapmış, önemli deneyimler kazanmış ferasetine güvenilen insanlardan oluşan bir danışma kurulu da olmalı.
PARTİ İÇİ YARIŞTA BELEDİYELERE ‘MÜDAHİL’ UYARISI
Kadın kollarıyla başlayacak, daha sonra gençlik kolları ve ana kademeyle devam edecek parti içi yarışla ilgili Yüksel belediyelerin müdahale etmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Yüksel şunları söyledi;
“Parti içi yarış sürecini mümkün olduğunca demokratik bir şekilde geçirmek gerekiyor. Bir kere belediyelerin, yerel yönetimlerin hiçbir şekilde kongrelere müdahil olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu kendilerini de yüceltecektir. Yani hak gerçekten ben buna kıl işi buluyorum. Yani hani orada bir taraf oluyorsunuz, belki taraf olduğunuz tarafı kaybediyor. Bu sefer onlarla çalışmakta zorlanıyorsunuz. Kazanan ekip işte sizi böyle bir şekilde o sizi tahakküm altına almaya çalışıyor. Bunlar hiç doğru değil. O nedenle bir kere başlangıçta bu yani. Aynı şekilde mümkün oldukça genel merkezinde müdahil olmaması gerekiyor.”
O GENELGEYE ELEŞTİRİ: DOĞRU BULMADIM
CHP’nin tecrübeli ismi Yüksel, CHP Genel Merkezi’nin belediyelere yönelik gönderdiği ve ‘belediye başkan yardımcılıkları dahil üst yönetim kadrolarına yapılacak atamalarda Genel Merkez’e bilgi aktarılması talimatı’nın yer aldığı genelgeye eleştiride bulundu.
Yüksel şunları söyledi;
“Partinin belediye başkanlarına gönderdiği o genelgeyi doğru bulmadım. Belediye’de ‘üst düzey bürokratları belirlerken bize danışın. Danışmadan yapmayın.’ Hani belki bir şeyleri kontrol etme çabası olarak değerlendir ama bence demokratik değil. Ben onu birçok yerde paylaştım. O sırada Rıza Türmen'in çok güzel bir katılımcı demokrasiyle ilgili bir yazısı çıkmıştı. Bizim şimdi belediyelerimizin en çok üzerinde durmaları gereken şey; ‘halkın katılımını nasıl sağlarız?’ olması gerekiyor. Ona yönelik bir yazıydı. O sırada da genelge çıktı. İkisini birleştirerek Genel başkanımıza gönderdim. Hangisini yapacağız? Bunu mu, diğerini mi? Yani bunlar önemli konular.”
“GENEL SEKRETER KONUSUNDA BİR MÜDAHALE VARSA EĞER, TUGAY’IN SAĞLAM DURMASI ÖVGÜYE DEĞER”
CHP Genel Merkezi ile Büyükşehir Belediye Başkanı arasında yaşanan ‘genel sekreter’ krizi hakkında sorulan soruya yanıt veren Yüksel, “ Ben oldum olası bu tür müdahalelerin doğru olmadığını düşünüyorum. Eskiden de dün ne düşünüyorsam bugün de onu düşünüyorum. Ben bunu doğru bir yaklaşım olarak görmüyorum. Eğer bu oluyorsa tabi, hep böyle tahminler yazıldı. Böyle bir müdahale oluyorsa doğru bulmuyorum. Cemil Tugay’ın sağlam durmasını ise eğer müdahale oluyorsa övgüye değer bir şey olarak görüyorum. Bütün İzmirli Tugay’ın arkasında durdu. Burada önemli olan İzmirlilerin gönlünü kazanmak. Genel Sekreter belirleme meselesi tamamen o kurumu en iyi bilen ve o konuda sorumluluk almış en önemli sorumluluk kimde başkanda… Kendisi orada belirleyecek bence” dedi.
“GÖREVLENDİRMELER LİYAKATLİ”
Büyükşehir’deki kadro değişimini ve görevlendirmeleri değerlendiren Yüksel, “ Zamana yayılabilirdi ancak bakıyorum ‘siyaset yaptığım partili arkadaşlarımı getireyim de onlar da yararlansın’ anlayışının olmadığını görüyorum. 5 yıl öncesi ile en büyük fark. Daha çok liyakata bağlı. Öğrendiğim kadarıyla da başkanın görevlendirdiği arkadaşlara yetki de vermesi. ‘Ben seni yönetim kurulu başkanı yapıyorum altındaki üyeler de bunlardır’ demiyor benim duyduğum. Diyor ki ‘siz sorumlusunuz. Başarılı olmak için kimlerle çalışmanız gerekiyorsa siz belirleyin’ ama sonuçta başkan onaylayacak tabi. Son derece liyakatli bu işleri başarabilecek insanları görevlendirdiğini görüyorum. Bu da mutlu ediyor.
‘SİYASİ AKTÖR BOŞLUĞU' SORUSUNA YANIT: CEMİL BEY DOĞRU YAPIYOR
Yüksel’e Büyükşehir eski Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde Kocaoğlu’nun yanındaki ‘siyasi aktör’ rolü hatırlatılıp “Tugay’ın etrafında siyasi boşluk olduğu, yanında ikinci adam olmadığı’ yönünde yorumlar yapıldığının sorulması üzerine Yüksel şunları söyledi;
“Bence Cemil Başkan daha da doğru bir şey yapıyor diye düşünüyorum. Biz mesele Aziz Başkan döneminde Bornova’ya ve Büyükşehir’e seçilişinde etkili de olduğum için… Hatta başlangıçta ne dendi ‘Aziz Başkan değil Alaattin Yüksel yönetiyor kenti’ dendi. Ben hiçbir görevlendirmesinde bile müdahil olmadım o dönem. Sonradan böyle bir şey yok. Bu sefer tersi de söylenmeye başladı. PM’ye seçilmem örneğin ‘Aziz Başkan seçtirdi’ bu söylenmeye başladı. Siyasi ilişkiler biraz daha riskli oluyor. Ben çok eleştiri aldım. Cemil Bey ortak akıl üzerinden götürüyor. Daha doğru olur belki de. Parti dışında kamuoyunda birikimleri olanlardan yararlanıyor, onu yaptığını düşünüyorum ben Cemil Bey’in mesele İEKK’ya çok önem veriyor. Orada farklı siyasal görüşte insanlar var. AK Partili insanlar da var. ‘Karar sürecine sizi sokmak istiyorum’ diyor. Orada bilgi birikimi olan insanlardan bu konuda yardım da aldığını sanıyorum. Bu daha doğru kesinlikle.”