MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yunanistan'a konsolosluk önünde 'mülteci' protestosu!
Güncel
6 Şubat 2022 Pazar 14:57

Yunanistan'a konsolosluk önünde 'mülteci' protestosu!

Geri itilen 19 göçmenin Edirne’de donarak ölmesi, sivil toplum kuruluşu üyeleri tarafından Yunanistan İzmir Başkonsolosluğu önünde yapılan eylemle protesto edildi.

GERÇEKİZMİR - Yunanistan’a geçmek isterken, eşyaları ve elbiseleri gasp edilerek geri itilen 22 mülteciden 19’u İpsala’da donarak hayatını kaybetti. Çok sayıda sivil toplum kuruluşu üyeleri, mülteci ölümlerini protesto etmek amacıyla Alsancak’taki Yunanistan İzmir Başkonsolosluğu’nun önünde bir araya geldi. Atılan sloganlarla göçmenlerin ölüme itilmesinin protesto edildiği açıklamada, basın metnini Halkların Köprüsü Derneği’nden Yusuf Ak okudu.

MÜLTECİ DÜŞMANI UYGULAMALAR
Geri göndermelerin hayata, insanlık onuruna ve haklarına karşı işlenen sistemetik şiddet eylemleri olduğunu vurgulayan Ak, “Yunanistan'da, politik ve sosyo-ekonomik olan insanlık dışı koşullardan kaynaklı kendi ülkelerini terk etmeye zorlanan insanlar yüksek güvenlikli sınırlara, sınır şiddetine ırkçı ve mülteci düşmanı uygulamalara maruz kalmaktadırlar. Bizler geriye göndermeleri sınır şiddetini ve hareket halindeki insanları insanlıktan çıkartan bütün uygulamaların sonlanmasını talep ediyoruz. Geri göndermeler bir grup insanın ya da tekil bireylerin yasal süreç başlatma ya da sığınma başvurusunda bulunma fırsatı bulamadan bir bölgeden geri itilmesi ya da gayri resmi olarak sınır dışı edilmesidir. Bu Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerindeki göç düzeninin gayri resmi de olsa önemli bir parçası haline gelmiştir. Son yıllarda, Ege Denizi’ni ve Meriç Nehri’ni geçen on binlerce insan Yunanistan’dan Türkiye’ye geri gönderilmiştir. Geri-göndermeler, işkence ve ölüm riski bulunduran yasadışı faaliyetlerdir. Meriç Nehri’nin bulunduğu bölgede, nehirden zorla Türkiye’ye geri gönderilmeden önce; gözaltında çok ağır bir şekilde darba uğrayan, aşağılanan, bütün kişisel eşyaları çalınan insanlar aynı zamanda gözaltı süreci boyunca aç susuz muameleye maruz kalmaktadırlar. Zira sınırı geçen ve ülkenin içlerine doğru ilerleyen insanlarda iç bölgelerden toplanmakta, polis tarafından sokaklardan veya kamplardan kaçırılmakta ve Türkiye’ye geri gönderilmektedirler. Bu şiddet eylemleri yerel haydutlar, Frontex (Avrupa Sınırları ve Sahil Güvenliği Koruma Kurumu), Yunan kolluk kuvvetleri ve Yunan polisi tarafından örgütlenen diğer çeteler tarafından işlenmektedir. Yunanistan Sahil Güvenliği ve Frontex Ege Denizi’ni geçmeye çalışan teknelere kasten hasar vermekte ve tekneleri Türkiye tarafına doğru itmektedirler. Batma tehlikesindeki botların yardım talepleri ise sıklıkla reddedilmektedir. Yunan adalarına ulaşmayı başaran ve sığınma başvurusunda bulunma niyetini ifade eden kişiler ise Yunan Sahil Güvenliği tarafından zorla açık denizlere getiriliyor, motoru olmayan sallara bindirilerek ve Türk sularına sürüklenmeye bırakılıyor” dedi.

SINIR REJİMİ KATLETMEKTE!
Ege Denizi’nde yaşanan mülteci ve göçmen ölümlerine dikkat çeken Ak, “Sınırlardaki silahlanma, örülen duvarlar ve gözetim teknolojileri AB tarafından finanse edilmektedir ve devletin, derin devletin şiddeti Avrupa’ya ulaşmaya çalışan insanları daha tehlikeli yollar izlemeye zorlamaktadır. Türk-Yunan sınırında binlerce insan katledilmiştir. Ege Denizi Avrupa’ya ulaşmaya çalışan insanların mezarlığı haline gelmiştir. Sadece 2021 Aralığında denizde batan tekne ve botlardan kaynaklı 30 insan yaşamını yitirirken onlarcası hala kayıptır. Bu ölümler kaza değil tersine AB sınır rejiminin Yunan Devletiyle beraber işlediği cinayet eylemleridir. Sınırların güvenliğinin artırılmasına yönelik siyasi söylemler ve devlet politikaları, göç edenleri insanları kriminalize etmekte, onları insanlıktan çıkartmakta, yaşanan istismarlara, hak ihlallerine ve can kayıplarına karşı bizleri kayıtsız bırakmaya çalışmaktadır. İnsanların savaştan, zulümden, yoksulluktan kaçtıklarını ve hayatta kalmak için AB sınırlarına girmeye çalıştıkları gerçeğini muğlaklaştırmaya çalışmaktadırlar. ‘Hareket halindeki insanlar’, devletlerin önlerine koyduğu engellere aldırmadan hareket özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceklerdir” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir