Öncelikle belirtmek isterim ki
Aziz Kocaoğlu beni yanıltmadı.
Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıda Kocaoğlu ve ekibinin bir hamle yapacağını yazmıştım.
Kurultaydaki PM listesi, MYK’ya Tuncay Özkan’ın alınışı ve İzmir listesine Özkan’ın son anda eklenişi,
Kocaoğlu’nun zaten kapalı toplantılarda eleştirdiği 'Genel Başkanı'yla iplerin tamamen kopmasına neden oldu.
Kocaoğlu bir şey yapmalıydı...
Yaptı da!
Beni yanıltan
Hamlesini koltuğa oturmasını sağladığı İl Başkanı Deniz Yücel’in, çok iyi diyalogları olan Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur’un, kendisine bağlı bazı ilçe başkanlarının, bir dönem birlikte siyaset yaptığı ya da yakınlaştığı vekillerin ‘veto’ etmesiydi.
'Neden, neden, neden?' diye düşündüm...
Kocaoğlu bu desteği almadan arkasına yola çıkmazdı.
Bu kez çıktı!
Biraz da siyasetteki en büyük müttefiki Alaattin Yüksel’i örnek alarak çıktı...
'Yüksel’i örnek alarak' dedim
Çünkü Yüksel de bir dönem Deniz Baykal’ın 'ha 2 ha 5 yıl sonra gideceğini' gördüğü için bayrak açmış,
Sonrasında ise Baykal’ın yerine gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun A Takımı’nda yer almayı başarmıştı.
Kocaoğlu kısa ve net bir açıklama yaparak ve
“24 Haziran seçimleri, Cumhuriyet Halk Partisi'nde acil bir değişimi zorunlu hale getirmiştir. Kamuoyu ve parti tabanının talebi de bu doğrultudadır. Söz konusu değişimin Sayın Genel Başkanımızın öncülüğünde gerçekleşmesi, partimize büyük güç katacaktır. Bu düşüncelerimi kamuoyuyla saygıyla paylaşırım” diyerek,
Beklentilerin aksine
Fazla sert olmayan, tatlı bir geçişle, kısa bir açıklamayla 4 şey yaptı;
1- 2019’da aday olmama kararı alan Kocaoğlu, kendisini düşünmediği net şekilde bildiği Kılıçdaroğlu'na yönelik parti içi kırgınlıklarını toplayarak paketledi, parti kamuoyuna bıraktı. Bir nevi Kılıçdaroğlu’yla olan serüveninde Z raporu çıkarttı.
2- Eğer olağanüstü kurultay toplanırsa buna paralel yaşanacak değişimde renk vermeye çekinen birçok ismin arasında tavrını açık ve net belli eden biri olarak sürecin galibi olmayı cebine koydu.
3- Yeterli sayıda imza toplanamazsa ya da Genel Merkez kurultay kararı almazsa bile Yüksel'in o dönem gibi ufuktaki değişimi görmüş oldu ve bu açıklamayla ileriye dönük 'İnce' bir yatırım yaptı.
4- Açıklamayla Genel Merkez’e baskıyı arttırdı. ‘Değişim’ mesajında açık kapı bıraktı. Direkt 'Lider' demedi. Kılıçdaroğlu’na mesaj verdi. MYK’yı da işaret etti. Kısa vadede Kılıçdaroğlu’ndan MYK’da değişikliğe gitmesini yani bir numaralı olmazı Tuncay Özkan’dan kurtulmak istediği mesajını verdi. Kurultay olmasa bile MYK’da yapılacak bir değişiklikten kısa vadede istediğini elde eden biri olarak ayrılacak.
***
İki noktaya dikkat çekerek bitireyim.
Kocaoğlu’nun çıkışı sonrası 'Kocaoğlu bitti’, ‘Bir daha aday gösterilmez’ diye yorumlayanlar var...
Bence Kocaoğlu önce kafasında 2019’daki adaylığı bitirdi.
Sonucu ne olursa olsun!
O nedenle böyle rahat hareket etti!
***
Altını çizmek istediğim ikinci nokta ise Kocaoğlu’nun da aynanın karşısına geçip kendisini sorgulamasının gerekliliği...
‘Dürüst başkan’ ünvanı verilen bir başkanın, 15 yıldır Büyükşehir koltuğunda oturan bir başkanın
Vekillerin, ilçe başkanlarının ve partililerinin kendisine yönelik açıklamalarını okuyup, neden bu kadar hedef olduğunu sorgulaması lazım...
Yani geçmişte yaptığı parti içi yanlışları!