MENÜ
İzmir 14°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sanatta dijital vizyon
Seray Akın
YAZARLAR
3 Haziran 2023 Cumartesi

Sanatta dijital vizyon

Hadi gelin bugün teknolojinin sanatsal vizyonuna şöyle bir bakalım. Dijitalleşme sanatı nasıl yaygınlaştırır anlamaya çalışalım. Ama ilk önce dijital çağ tanıtım alanında neler getirdi ona bir el atalım.

Çağın getirdiği dijitalleşme reklam, sunum ve pazarlamaya yeni bir yön verdi. Bu yön gelenekselden dijitale doğru akış olacak şekilde günbegün devam etmekte. 

Dijital platformlar aracılığı ile sağlanan dijital dönüşüm, daha çok hedef kitleye ulaşabilmeyi sağladı. Tarihsel süreç boyunca gazeteden, radyoya, televizyona, ardından internet aracılığı ile dijital platforma taşınan reklam ve pazarlama yöntemleri internetin sağladığı yayılım ağı sayesinde bambaşka bir boyut kazandı ve gündelik hayatımızın bir parçasına dönüştü. 
Küresel kapsamda bir hedef kitleye ulaşmayı sağlayan dijital platformlar sayesinde, rekabet yaratılarak kullanıcıların tepkilerini ölçme imkanı sunuldu. Sosyal medya ile kullanıcıların ilgisi rahatlıkla canlı tutularak yönetilebilmeye başlandı. Dijital platformların birçok alanda pazar olarak kullanılması ise tüketici kesimin yaratılan rekabet sayesinde daha çok fırsatlar edinmesine vesile oldu.

Hayatın her alanında olduğu gibi sanat sektöründe de dijital pazarlama yöntemlerinden yararlanılmakta ve bu sayede sanat daha ulaşılabilir hale gelmekte. Özellikle pandemi sürecinde sanat ve kültür sosyal platformlara taşındı.  Günümüzde birçok atölye, sanat evi, galeri ve sanatçı sosyal medyayı başarılı bir şekilde kullanmakta. Haricinde kişisel web adresleri veya bazı sanat portfolyo uygulamalarından kendileri ile ilgili bilgileri ve eserleri rahatlıkla küresel boyutta paylaşmakta. 

İlk başlarda benim de tereddüt ile yaklaştığım sanal galeriler ve sanal sergiler başarılı boyutlara ulaştı ve eserlerin daha ulaşılabilir olmasına imkan sağladı. Özellikle reel ortamda ziyaret edilebilen sergilerin eş zamanlı ya da sonrasında sanal platforma taşınması ile sanatın ulaşılabilirliği arttı. Birçok nedenden ötürü gidilemeyen sergi, müze, ören yeri gibi alaların online platformda sunulması kültürel etkileşim için önemli bir hal aldı.

Sosyal platformlar sayesinde belirli bir kesime sıkışıp kalmış sanat, izole kimliğinden sıyrılarak her kesime ulaşabilir hale geldi. Özellikle sanatçıların, atölyelerin, galerilerin sosyal medyadaki hesapları sayesinde sanat severler ile daha interaktif iletişim kurabilmelerine imkanı sağladı.  Sanatçı ve zanaatçıların sosyal marketing ile ürünlerini gelire dönüştürmelerine olanak sunan platformlar oluştu.

Yurt içinde ve yurtdışında çok fazla galeriyi ve müzeyi sanal platformda gezme ya da sosyal medya hesaplarından takip etmek imkanı bize sanat konusunda daha fazla fikir sahibi olma fırsatı sundu.  Hayat koşulları gereği her genç adil ekonomik şartlarda sanata olan ilgisini ortaya çıkartamadığı için, dijital çağın bu getirisi yeni nesile kendi vizyonunu oluşturma ve içerisinde sanat ilgisi varsa, onu bir şekilde geliştirme ve tatmin etmeye imkan sağladı. Herhangi bir galerinin kapısını çalıp girmeye çekinebilecek ya da bir müzeye ekonomik nedenlerle ulaşamayacak kişiler sosyal medya aracılığı ile bu eksiği gidermeye başladı. İşte özellikle bu son ayrıntı beni inanılmaz mutlu ediyor. Kendim de sanatsal açıdan bu avantajları en iyi şekilde kullandığımı düşünüyorum. Ülkemizde özellikle İstanbul Modern’i sanal tur konusunda oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Aynı zamanda TC. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Efes Müzesi, İzmir Efes Ören Yeri ve daha bir çok  alanı da sanal tur ile gezme şansımız bulunmakta. İzmir de de, eş zamanlı olmasa da sergi kalktıktan sonra sanal turla sergilerini izleyiciye sunan Arkas Sanat Merkezi’nin dijitalleşme vizyonunu da başarılı bulduğumu belirtmek isterim. Oldukça uzun periyotlara yayılan sergi süreçlerini ola ki kaçırdınız bir sonraki dönemde dijital platformdan izleme imkanı garip bir özgürlük getirmekte. 
O zaman yazımı, Arkas’ın “Arkas Koleksiyon’unda Pencere“sergisi hakkında birkaç izlenimle bitirmek istiyorum. 18.yy’dan 20. yy’a kadar pencerenin anlamına hayatın içinden çeşitli bakış açıları ile yaklaşan sanatçıların eserlerinden oluşan sergide, her sanatçının pencereye yüklediği anlamı görmek mümkün. Her sanatçının ışığı görüş ve algılayış şeklinin ince farkını gözler önüne sermesi açısından bu tema oldukça keyif verici bölümlerden oluşmuş. En etkilendiğim seri ise; 20.yy’ın başında kadının hayattaki yerini, pencere yanındaki sakin bekleyişi ve ev içi hayatında yaptığı ufak tefek detayları yansıtan eserlerdi. 

Aynı zamanda pencerenin mekan içerisinde ve cephelerde kullanımını da gösteren çok sayıda eşsiz eserle oldukça dikkat çekici bir sergi olduğunu düşünmekteyim. Ve tabiki bir eser vardı ki detayı en sevdiğim, Cornelis Springer’in “Haarlem, Vieeshal ve Ötesindeki St. Bravo Kilisesi Manzarası” eserinin dışa açılan pencere detayı.  Öyle bir umut ki kapatmaya imkan yok.  Hadi siz de gidip bu güzel sergide ayrıntınızı bulun, ne dersiniz?

Ama dedim ya ola ki kaçırdınız, üzülmeyin sosyal medya hesapları ve sonrasında sanal sunumlar bu güzelliği kolaylıkla siz elinizde çayınız ile otururken bilgisayarınız tabletiniz ya da telefonunuz ile evinize kadar getirecek.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir