CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu üyesi Kani Beko, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde kanunla yasaklanmasına rağmen önemli kısmı çalışanlardan alınan primlerle oluşan GSS fon gelirinin sağlık dışında SGK tarafından açıkları kapatmak için neden kullandırıldığını sordu. Beko, aynı önergede SGK’nın karşıladığı sağlık hizmetleri için ihtiyaç duymayacak kadar kaynağı olmasına rağmen vatandaştan aldığı tedavi katılım payının hangi gerekçeyle alındığını da Meclis gündemine taşıdı.
Kanunla sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası için ayrı fonlar oluşturulduğu ve bu fonlardaki birikimin sadece amacı için kullanılması, fon varlığının diğerine aktarılmasının da yine kanunla yasaklandığı bilgisini veren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Sayıştay denetim raporunda görülmektedir ki; SGK, önemli kısmını çalışanlardan alınan prim gelirlerinin oluşturduğu, genel sağlık sigortası fon varlığında kalması ve sağlık hizmetleri için kullanılması gereken fon varlığını, kanunun açık hükmüne rağmen açıkları kapatmak için emekli aylık ve ödeneklerinin yapıldığı sosyal sigorta fonuna aktarmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu 2013 ve 2016 yılı Sayıştay denetim raporlarında genel sağlık sigortasından sağlanan genel sağlık sigortası fonunun kanunlara aykırı olarak sosyal sigorta fonu açıklarını kapatmak için kullanıldığı tespit edilmiştir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na soruyorum; GSS fon gelirlerini neden Kanun hükümlerine aykırı şekilde kullanıyorsunuz? Kanunda belirtildiği şekilde sadece sağlık hizmetleri harcamaları için kullanmayı düşünüyor musunuz?”
SGK’NIN TEDAVİ KATILIM PAYINA İHTİYACI YOK!
Sağlık hizmetlerine ‘insana yaraşır bir biçimde’ ulaşabilmek için vatandaşın başka zorunlu ödemeler yapmak zorunda bırakıldığını da vurgulayan Beko, “Sağlık hizmeti alabilmesi için vatandaşın sadece Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi ödemesi yetmiyor. Vatandaş, sağlık kurumuna adım attığı andan itibaren muayene, tetkik, tıbbi malzeme, ilaç, reçete vs. adı altında cebinden ek olarak SGK’ya katılım payı ve özel sağlık kurumlarına da ayrıca ilave ücret ödemek zorunda. Ekonomik krizin yoğun yaşandığı, artan gelir eşitsizliği, istihdamın korunamaması, yoksullaşma ve işsizlik nedeniyle geniş toplum kesimlerinin sağlık ve sosyal güvenlik ihtiyacını daha da arttırdığı bu dönemde, zorlukla geçim mücadelesi veren yurttaşlardan da sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyduklarında tedavi katılım payı alınmaktadır. Oysa SGK’nın kendi verileri ve Sayıştay denetim raporlarının sonuçları da açıkça ortaya koymaktadır ki yoksulluk içinde vatandaştan alınan tedavi katılım payına ihtiyaç duymayacak kaynak mevcuttur. Dolayısıyla tedavi katılım payı uygulamasına son vermeyi düşünmekte misiniz?” açıklamalarını yaptı.
ÜNİVERSİTE HASTANELERİNE KATKI VERMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?
Diğer yandan özellikle son zamanlarda kamuoyuna da sıkça yansıdığı üzere başta köklü sağlık kurumları olan üniversite hastaneleri olmak üzere birçok sağlık kurumunun finansal sıkıntı yaşadığına da değinen CHP’li Beko, soru önergesinde bu konuya da yer verdi. Beko, “Bu durum bir yandan bu hizmetlere gereksinim duyan hastaları mağdur ederken diğer yandan bilimsel araştırmaları, tıp ve uzmanlık eğitimini aksatmakta, sağlık çalışanlarının gelirlerinde azalmaya yol açmaktadır. Başta üniversite hastaneleri olmak üzere finansal sıkıntı yaşayan hastanelerin sorunlarının çözülmesi için hangi adımlar atılmaktadır? Üniversite ve Eğitim Araştırma Hastanelerinin eğitim fonunun desteklenmesi için yeterli katkı vermeyi düşünüyor musunuz?” sorularının cevaplanmasını bekliyor.