MENÜ
İzmir 20°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP'li Sındır’dan ‘aday’, ‘kongre’ ve 'Bornova’ mesajları!
Politika
14 Şubat 2022 Pazartesi 09:34

CHP'li Sındır’dan ‘aday’, ‘kongre’ ve 'Bornova’ mesajları!

CHP İzmir Milletvekili Sındır, Cumhurbaşkanı adayı, 4 ilçedeki gerçekleşecek olağanüstü kongre mesaisi ve son dönemde parti içi yaşananlarla gündeme gelen Bornova özelinde mesajlar verdi.

GERÇEKİZMİR – Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Gerçekizmir’e özel açıklamalarda bulundu.

Sındır, Millet İttifakı cephesindeki ‘aday’ belirsizliği, 4 ilçede gerçekleşecek olağanüstü kongre mesaisi ve 1 dönem belediye başkanlığı yaptığı Bornova’da örgüt içinde yaşandığı iddia edilen krizler özelinde önemli mesajlar verdi.

ADAY ÜZERİNDEN KONUŞMAK İÇİN ERKEN
Millet İttifakı içerisindeki ‘aday’ belirsizliği üzerinden ‘aday kim olmalı’ ve ‘aday krizi var mı’* sorularına yanıt veren Sındır, “Cumhurbaşkanı adayı konusunda bir ismi öne çıkarmanın, bir ismi bir partinin dayatarak öne çıkarmasını doğru bulmuyorum.  Zaten genel başkanımız da bu yönde bir tavır içerisinde…” dedi.

“Güçlendirilmiş bir parlamenter sistem önerimiz arzumuz var” diyen Sındır şöyle devam etti: Türkiye’de rejimi yeniden demokratik bir rejime dönüştürme çabamız var. Parlamenter sistemlerde her siyasi partinin genel başbakanı potansiyel başbakan adayıdır. Bu tartışılmaz bile. Partiler seçime girer en çok oy alan parti hükümet kurma yetkisini alır ve o yetkiyle başbakan statüsünde hükümetini kurar ve kabineyle yürütmenin başı olarak yoluna devam eder. Bu koalisyon hükümeti bile olsa en çok oy alan partinin genel başkanı koalisyon hükümetinin de başbakanıdır sonuçta. Bu tartışılmazdı eskiden. Şimdi tartışılır hale geldi. Benim partimin de genel başkanı sonuçta potansiyel olarak benim parti üyelerimin Cumhurbaşkanı adayıdır ama tabi buna bireysel partisel bir tavırla yaklaşma ile Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu karanlık süreçten kurtulabilmek pek mümkün değil o nedenle bir ittifak gerekiyor.

Demokrasi ittifakı, bir adalet ittifakı yani Türkiye’nin tüm kurum ve kuruluşları ile yeniden tesis etme çabası bir takım asgari müştereklerde birleşebilme ki o asgari müştereklerden birisi de demokrasi hedefidir. Türkiye’de demokrasiyi getirmek, adaleti getirmek, bağımsız yargıyı getirmek söylenebilir. O nedenle bizim ‘Cumhurbaşkanı adayımız şudur’ diye ortaya çıkmamız da bu süreç içerisinde ittifaka zarar verebilir ama sayın genel başkanımız sanki doğal olarak Meral Akşener de öyle, Temel Karamollaoğlu da öyle herkes parti programını, ekonomik, siyasal görüşlerini ve mevcut iktidara yönelik eleştirilerini ortaya koyarken kendi doğrularını ve çözüm önerilerini ortaya koyuyorlar… Bu da ‘ben bir potansiyel adayım’ algısı oluşturabilir.

Sayın genel başkanımızın da her konuda ‘göreve geldiğimizde şunu yapacağız bunu yapacağız’ söylemleri doğal olarak yürütme erkine sahip olmayı gerektirir. O da sanki aday kendisiymiş gibi bir algıya neden oluyor ki kendisi ısrarla söylüyor, ‘bizim herhangi bir aday açıklamamız söz konusu değildir’.’ Biz nitelikler üzerine konuşuruz, ortak bir kararla bu ittifaktan çıkar’ dedi. Ben de böyle bakıyorum.

Bizim toplumumuzda kişilerin tanınırlığı adaylıkta öne çıkıyor. Sayın Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye başkanımız görevini de son derece verdiği sözler çerçevesinde iyi bir şekilde halkın menfaati, kentin menfaati adına yürütüyor. Mansur Yavaş yine aynı şekilde, diğer bütün belediye başkanlarımızı aynı şekilde söyleyebilirim. Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da son derece nitelikli potansiyel kişilerdir. Olur mu olmaz mı… İttifak ne der, ne demez...  Ankara ve İstanbul’da aynı zamanda Eskişehir’de meclis çoğunluğu CHP’de değil. Dolayısıyla belediye başkanının istifa etmesi durumunda meclis içerisinden bugün Cumhur İttifakı’nın adayının belediye başkanı olması muhtemel demiyorum kesin…

Esas memleketin girdiği risk mi daha önemli yoksa İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mi yoksa Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin mi hangisi daha ağırlıklı o da belki tartışılacak bir konu. Biz karanlığa giden bu süreci aydınlığa döndürme, demokrasi, temel hak ve özgürlükler adına daha aydınlık gelecek adına çabalarken İstanbul’u düşünerek bundan vazgeçmek de söz konusu olamaz. Bence henüz aday ismi üzerinden konuşulmasının erken olduğunu düşünüyorum.”

"PARTİLİLERİN SAĞDUYUSUNA GÜVENİYORUM"

Sındır,  İzmir’de Torbalı, Bayraklı, Tire ve Kınık’ta önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olağanüstü kongrelerle ilgili örgütlere mesaj verdi. Sındır şunları söyledi;

“Parti içinde bir seçim varsa seçim olduğu yerde demokratik tercihleri ile adaylar da çıkacaktır, adaylar aralarında yarışacaktır. Esas olan parti siyaseti parti ilkelerinden ödün vermeden ve partinin iktidara giden yolunda, yoluna en ufak bir zarar getirmeden parti içi yarış mümkündür olmalıdır.

Sonuç itibariyle de örgütlerin partililerin yeniden bir arada seçilenin arkasında durarak ona güç vermesidir. Burada kişisel çıkarlar, kişilerin gelecek istikballerinde kendi geleceğinin herhangi bir parti yöneticisinin ‘benden olsun bana destek versin, ben de şu makama geleyim’ demeden kişilerin hırslarından, çıkarlarından bağımsız partiyi öne çıkaran bir süreçte seçimler olmalı. Seçim olmalıdır örgütler kendi istekleri kendi tercihleri adaylarını tercih edebilmeli ve seçebilmeli buna müdahale doğru değil.

Sonuç itibariyle partililerimizin sağduyusuna güveniyorum… Onların partililik anlayışı ile bu erken seçimin konuşulduğu günlerde bu ittifak sürecinin yaşandığı günlerde partimize iktidar tarafından saldırıların olduğu günlerde partiye zarar verecek söz ve eylemlerden kaçınacaklarını düşünüyorum, inanıyorum. O sağduyu bütün örgütlerimizde var. Sonuçta herkesin kabulleneceği içine sindireceği bir sonuç olacaktır ama ilçenin üzerindeki hangi kademe varsa milletvekilleri dahil belediye başkanları dahil yukarıdan gelecek baskı ve telkinlerle dizayn edilmeye çalışılmadan özgürce yapılabilsin yeter ki.”

BORNOVA MESAJI: DİYALOGLA OTURULUP ÇÖZÜLEBİLECEK ŞEYLER

Parti içi grup toplantısında konuşulanların bir gazetede birebir yazılması sonrası ‘köstebek’ tartışmalarıyla gündeme gelen CHP Bornova’da, Belediye Başkanı Mustafa İduğ ve İlçe Başkanı Ertürk Çapın arasında kriz yaşandığı iddia edilmişti. Bornova’da 1 dönem belediye başkanlığı yapan ve İduğ ile Çapın’la uzun yıllara dayanan dostluğu bulunan Sındır, şu mesajları verdi: 
Bazı şeyler abartılı da konuşuluyor Bornova ile ilgili. Belediye başkanı belediyenin sevk ve idaresinden sorumlu olan kişi meclisiyle birlikte encümeni ile birlikte yani dolayısıyla sorumluluk büyük oranda başkanın üzerinde bunu taşırken de onun sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmesinde hepimizin ortak sorumluluğu olarak görüyorum. Parti ilçe yönetiminin örgütümüzün de bunun bilincinde olduğunun farkındayım. İlçe başkanımızla dahil ilçe örgütümüz aynı sorumluluk aynı bilinçle partililikleri asla tartışılmaz. Ben de belediye başkanlığı yaptım. Benim dönemimde de bu tür durumlar yaşandı, o zaman Aziz Bey'in nüfuzu vardı. Bir takım veya olduğu ifade ediliyordu ama başkan olarak örgütüme de sahip çıkarak her ne kadar sıkıntılar da yaşasam da bunu çok fazla dışarı vurmadan aramızda partiyi kamuoyunda tartıştırmadım. O birlikteliği sağlayabilmek belediye başkanı ve ilçe başkanının birlikte görevi sorumluluğu diye düşünüyorum. Bornova’da baktığımda o sıkıntıyı görmüyorum.

Belediye başkanımızın beklentileri var, onların da karşılanması lazım. Ne olabilir beklentileri; Faaliyetlerini örgütlerimizin gittiği her yerde konuşması, açıklaması, anlatılması partinin asli görevleri bunlar, bunların yerine gelmesi beklentisi var. Ben bunu büyük bir sıkıntı olarak görmüyorum. Diyalogla oturup çözülebilecek şeyler. İlçe başkanımız da görüyorum takip ediyorum görüşüyorum o da asla belediye başkanımızı kamuoyunda tartıştırmayan belediyemizi tartıştırmayan bir tavır içerisinde. Kendi içinde bir duygusal bütünlüğü sağlayabilmek Bornova’da sorun bu diye düşünüyorum. Bornova Belediye Başkanı ile de Bornova İlçe Başkanı koşulsuz şartsız birlikte ki biz ilkokul sınıf arkadaşıyız… İlçe başkanı belediye başkanı birbirlerini yeni tanıyan kişiler değil. Bu konuda böyle bir süreç Bornova’daki tüm tartışmaları da bitirir diye düşünüyorum. Yeter ki hiçbir koşul öne sürmeden ve hiçbir siyasi beklenti üzerinden tavır koymadan her  şeyi bir kenara atıp partimiz adına iktidara giden bu yolda Bornova’mızdaki yere yönetimimizin başarıları, partimizin başarılarını Bornova’da temsil edip bunu halka açıklamak adına duygusal ve eylemsel bütünlüğü sağlamak bir diyalogla çözülecek bir şey diye düşünüyorum.”    

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir