Efe Can TAN / GERÇEKİZMİR - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, İzmir’in Çeşme ve Urla ilçelerini kapsayan Karaköy ve Zeytineli bölgesini içine doğal sit alanlarının statüsü hakkındaki değişim kararlarını geçtiğimiz ay askıya çıkarmıştı. Askıya çıkarılan kararlara göre 2’inci Derece Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı olan alanların koruma derecesinin 3’üncü derece Doğal Sit Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’na dönüştürüleceği açıklanmıştı. Askıya çıkarılan kararlar bakanlık tarafından onaylandı.
Karar çevre örgütleri ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İzmir (TMMOB) tarafından tepkiyle karşılaşırken bakanlık tarafından tescil edilen kararlar için TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu ve EGEÇEP dava açma hazırlığında...
Bakanlığın SİT değişikliği kararlarını tescil etmesi hakkında açıklamalarda bulunan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, "Koruma kaygısından çok alanın korunması gereken özel değerlerinin tahribatı ve yok olmasına yol açacak yapılaşma ve faaliyetlere izin verecek şekilde sit statülerinin düşürüldüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu uygulamaların geri dönülemez sonuçları olacağı çok açıktır" ifadelerini kullandı.
"DEVLETİN KORUMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU ALANLARIMIZI…"
Kınay; ‘’Son yıllarda büyük bir ivme ile kontrolsüz bir şekilde bir şekilde devam eden yapılaşma ve rant baskısının sonucunda; korunması gereken alanlar, orman alanları, zeytin alanları, tarım alanları, meralar ve sit alanlarının yağmalanması süreci mevzuat düzenlemeleri ile de yasal hale getirilerek hız kazandı. Sağlıklı çevresel yaşam koşullarımızın en önemli bileşenlerinden olan bu alanların korunması ve geleceğe aktarılması ile sorumlu olan Devlet Kurumlarının; Yapılan mevzuat düzenlemeleri ile yağmanın önündeki engelleri kaldıran, yağmayı yasallaştıran süreçte rol almaları ise kabul edilebilir bir durum değil. Bu noktada maalesef Devletin kurumlarının korumakla yükümlü olduğu Sağlıklı yaşam hakkımızı, alanlarımızı, vatandaşlar olarak bizler çevre mücadeleleri ile korumaya çalışıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çalışmaları yürütülen Doğal Sit alanlarının Statülerinin yeniden belirlenmesi süreçlerinde Bölgemizde de farklı alanlarda sit statüleri bölge bölge değiştiriliyor, ilan edilerek kesinleştiriliyor. Ancak bu çalışmalarda koruma ve geleceğe taşıma anlayışından çok, doğal karakteri kesin korunması gereken alanlar ile ilgili kısıtların yumuşatıldığını, statülerinin değiştirilerek rant ve yapılaşma süreçlerine açıldığını görüyoruz. Bu kararların gerekçesi olarak tanımlanan alanların özelliklerini kaybetmesi, değişmesi noktasında alınan kararların hangi bilimsel çalışmalarla alındığı, bu süreçte bu alanların korunmasından sorumlu bileşenlerin görevlerini yerine getirmemeleri, bu alanlarda yasadışı yapılaşma ve tahrip süreçlerini yaratanlar ile ilgili bir değerlendirme yapılmıyor. Dolayısı ile tahribat ve talan ödüllendiriliyor. Sit Alanlarının statü değişiklikleri ile ilgili ilanlara ulaşmak ve bu çalışmalara esas olan “Ekolojik Temelli Bilimsel Raporlar” olarak tanımlanan raporların paylaşılmaması, gerekçelerinin bilinmemesi de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.’’
"TAHRİBATIN BİR PARÇASI’’
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün hayata geçirmek istediği Çeşme Projesi’nin uygulama alanı içinde yer alan Karaköy ve Zeytineli bölgesinin SİT derecelerinin düşürülmesi hakkında konuşan Kınay; ‘’Yarımada; arkeolojik sit, doğal sit alanları, orman, tarım alanları, sulak alanlar, koruma alanları, endemik türler, su kaynakları gibi ekolojik ve biyolojik çeşitliliği ile son derece özel bir bölge. Yarımada Bölgesi kapsamında yapılan Doğal Sit derecelerinin değiştirilmesi süreçlerinde de koruma kaygısından çok alanın korunması gereken özel değerlerinin tahribatı ve yok olmasına yol açacak yapılaşma ve faaliyetlere izin verecek şekilde sit statülerinin düşürüldüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Bölgede gerçekleştirilen ve geçmişte de davacı olduğumuz doğal sit statülerinin değiştirilmesi kararlarının, yine TMMOB olarak da davacısı olduğumuz Turizm Alanı İlanı Kararı, Çeşme Projesi gibi süreçler ile ilişkisi ve bu ve benzeri projelere yönelik ardışık etki yaratacak izinler ilişkisi Kurumsal yürütülen bir tahribatın da parçası aynı zamanda. Bu noktada yapılan uygulama ile bölgede izin verilen ve önü açılan faaliyet ve yatırımlar mevcut doğal ve ekolojik yapıyı bozacağı gibi getireceği ilave çevresel yükler ve ihtiyaçlar ile de bölgenin son derece kısıtlı olan kaynaklarına yönelik de ilave baskılar yaratarak kirletici etkiler oluşturacaktır. Bu kararlar ve sonucunda ortaya çıkacak planlama sürecinin bölgenin doğal ve ekolojik yapısına getireceği Çevresel Etki ve Çevresel yüklerin değerlendirilmesi, bütünsel bir çevresel etki değerlendirmesi yaklaşımı ile karar alma süreçlerinin yönetilmesi, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre yönetiminin en önemli parçasıdır. Alınan kararlar ve sonucunda planlanan faaliyetlerin bölgenin doğal ve ekolojik yapısı, çevresel yük kapasitesi, mevcut ve planlanan çevresel altyapı durumu ile ilişkilendirilmeden, olası etkiler ve alınabilecek önlemler değerlendirilmeden gerçekleştirilecek uygulama kararları ekolojik yapı,çevre ve halk sağlığı açısından geri dönülmez olumsuzluklar yaratmaktadır. Bölge ekolojik ve doğal yapısı itibari ile korunması gereken özel bir alan statüsündedir’’ diye konuştu.
"GERİ DÖNÜLEMEZ SONUÇLARI OLACAK’’
Bakanlığın SİT değişikliği kararlarını onaylamasının ardından TMMOB olarak hukuksal ve toplumsal mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Kınay; ‘’Bölgenin özel ve hassas yapısı korunması gerekirken, bilimsel dayanak ve koruma politikalarından uzak yaklaşımlar düzenlenen, sit statü değişiklikleri korumadan çok kullanmaya ve tahribata odaklanmaktadır. Özellikle Yarımada bölgesinde plan ve sit statü değişiklikleri yakın geçmişi değerlendirildiğinde projelere göre alan düzenlemelerinin yapıldığı, doğa koruma ve kamu yararından uzak amaçlara hizmet etmektedir. Her mevzuat düzenlemesinin altında kamu yararı taşımayan, kentlerimiz, doğal yaşam alalarımızın tahribine yol açacak uygulamaların önündeki engelleri kaldıran mekanizmalar olarak karşımıza çıktığı bugünlerde bu uygulamaların geri dönülemez sonuçları olacağı çok açıktır’’ dedi.
Hayrettin selim 22 Aralık 2021 Çarşamba 20:55
|