İYİ Partili Özlale: Küresel eğilimleri okuyan, kapsayıcı bir devlet gerekir!
İYİ Partili Özlale, Genel Başkan Akşener'i temsilen katıldığı İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'ndeki Millet İttifakı buluşmasında, "Devletin küresel eğilimleri okuyan kapsayıcı bir devlet olması gerekir. Küresel gelişmeleri okuyamayan hiçbir ülke zenginleşemez" dedi.
GERÇEKİZMİR - İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nde gerçekleşen Millet İttifakı buluşmasına Genel Başkan Meral Akşener'i temsilen katılan İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale oturumda önemli açıklamalarda bulundu.
İYİ Partili Özlale küresel değişime uyum vurgusu yaptığı konuşmasında, "Devletin küresel eğilimleri okuyan kapsayıcı bir devlet olması gerekir. Küresel gelişmeleri okuyamayan hiçbir ülke zenginleşemez" dedi.
Özlale kongre konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Genel başkanımızın sevgilerini ve selamlarını getirdim. Dün konuşmama kişisel bir hikaye ile başlamıştım. Zira benim ve sizlerin hayat hikayeleri yaşadığımız dünya tarafından şekilleniyor. İzmir’i ilk kez gördüğümde 3 yaşındaydım. O gün bugündür bu şehir benim yuvam, evim. Yuvama, evime hoş geldiniz. Annem ve babamın da dahil olduğu işçi göçü en büyük göç hareketlerinden biriydi. Geçtiğimiz 10 yılda Türkiye Cumhuriyeti binbir emekle yetiştirdiği eğitimli insan adaletsizlik ekonomik belirsizlik gibi nedenler ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. İnsan kaynağı bir kez daha başka ülkelerin yaratacağı ekonomik mucizelere hediye edildi. Batıya kafa tutarmış gibi yapan iktidar çanak tuttuğu şey küresel güç dengesizliğine katkıda bulunmaktı. Bu emek göçünü durduracak bir şey yapmadığı için bu yüzyılda da batının ekonomik iktidarını hakim kıldı. Bağımsız düşünceye, liyakata karşıydı.
KÜRESEL EĞİLİMLERİ OKUYAN KAPSAYICI BİR DEVLET OLMASI GEREKİYOR
Bugün hem birey hem ulus olarak sahip olduğumuz en büyük becerinin bilgi olduğu bir dönem yaşıyoruz. Bambaşka bir dünyadayız. Kontrol edemediğimiz değişimler bizi dünyaya hızlı biçimde ayak uydurmak zorunda bırakıyor. Artık içimize kapanarak bu dünya ile rekabet edemeyiz. Dünyadaki değişimi öngörmek ve onu yönetmek zorundayız. Cumhuriyetimizin 100. Yılında mesleğini ülkesini hayatını üzerinde gururla taşıyan yeni bir toplumsal sözleşme yazmalıyız. Bu sözleşmenin en temel unsuru yaşatmaktır, devlet yaşatmak için vardır. Deprem felaketi devletin yaşatma vaadini yerine getiremediğini gösterdi. Ana sorumluluğu yaşat olan devlet modelini yeniden inşa etmeliyiz. İkinci unsur ise fırsat eşitliğidir. Tüm çocukların ekonomik durumuna bakılmaksızın kaliteli eğitime erişiminin sağlanması gerekir. Artık 100 yıl öncesine göre bambaşka bir dünyada yaşıyoruz. Devletin küresel eğilimleri okuyan kapsayıcı bir devlet olması gerekir. Küresel gelişmeleri okuyamayan hiçbir ülke zenginleşemez.
BU İŞLERİ ARTIK KAMUNUN DEĞİL ÖZEL SEKTÖRÜN SAĞLAMASI GEREKİYOR!
4 temel değişiklik var. Bir; küreselleşmenin sonuna geldik, bölgeselleşen bir dünya var ve bu Türkiye için büyük fırsatlar sunuyor. Küresel devlet anlayışına ihtiyaç var. İki… Yeni ve yıkıcı sanayi devrimin ilk fazını yaşıyoruz. Ucuz ve kalifiye olmayan bir iş gücü üzerinden rekabet geliştirmek imkansız. Çevik bir devlet anlayışına ihtiyacımız var. Üç… Yaşlanıyoruz, eşi benzeri görülmemiş göç dalgasının yarattığı demografik riskler artıyor. O yüzden istihdam diyoruz, bu işleri başta kadınlar ve gençler için sağlamalıyız. Kadınları eve, gençleri kafelere hapseden bireyler olmaktan çıkarmamız gerekiyor. Bu işleri artık kamunun değil özel sektörün sağlaması gerekiyor. Özel sektörün marifeti ile büyümemiz gerekiyor. Bunun için de iş dünyası ile uyumlu girişimci bir devlet anlayışına ihtiyacımız var.
SADECE ENFLASYONU DÜŞÜRECEĞİZ DEMİYORUZ...
Dördüncüsü iklim krizi… Olumsuz etkilerinden fazlasından nasibiyle alıyoruz. Bu memlekette çocuklarımızın da en azından bizim çocukluğumuzdaki gibi yaşamasını istiyorsak yeşil ve çevreci bir devlet anlayışına ihtiyacımız var. Dolayısıyla vizyoner, kültürel gelişmeleri takip eden çevik, girişimci ve yeşil bir devlet anlayışına ihtiyacımız var. Yeni yüzyılda sadece 'enflasyonu düşüreceğiz' demiyoruz onu hemen düşürürüz sorun yok. En önemlisi yeni bir devlet anlayışının sözünü veriyoruz. Yeniden, daha iyisini hep birlikte inşa edeceğiz.