MENÜ
İzmir
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İmamoğlu süt için Tire’yi seçti, Sayıştay ''Alamazsın'' dedi!
Güncel
21 Aralık 2020 Pazartesi 09:37

İmamoğlu süt için Tire’yi seçti, Sayıştay ''Alamazsın'' dedi!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Tire Süt’ten ihalesiz ürün aldığını tespit eden Sayıştay, mevzuata aykırılık buldu. İmamoğlu ise, “Üstün kamu yararı bulunan tüm hizmetlerimiz devam edecek. Anneler, çocuklar, müsterih olsun” dedi.

GERÇEKİZMİR - İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda İzmir’i yakından ilgilendiren bir bulguya rastlandı.

Kurum, “İdarece Sosyal Yardım Kapsamında Dağıtılmak Üzere Alınan Paketlenmiş Sütlerin İhale Yapılmadan Kamu İhale Kanunu’nun İstisnaları Düzenleyen Hükmüne Göre Satın Alınması” bulgusu altında Büyükşehir Belediyesi’nin hatalı bir yol izlediğini tespit etti.

Yapılan açıklamada şunlara yer verildi:

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler ve Yardım Esasları Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenen ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere satın alınan birer litrelik paketlenmiş haldeki sütler, 4734 sayılı Kanun’un istisna hükümlerinin yer aldığı 3’üncü maddesinin (a) bendine göre ihalesiz olarak S.S. Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden satın alınmıştır.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 3’üncü maddesinde;

“İstisnalar

“a) Kanun kapsamına giren kuruluşlarca, kuruluş amacı veya mevzuatı gereği işlemek, değerlendirmek, iyileştirmek veya satmak üzere doğrudan üreticilerden veya ortaklarından yapılan tarım veya hayvancılıkla ilgili ürün alımları ile 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince orman köyleri kalkındırma kooperatiflerinden ve köylülerden yapılacak hizmet alımları,…

Ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç bu Kanuna tâbi değildir.” denilmektedir. Anılan Kanun’un görevlilerin ceza sorumluluğunun düzenlendiği 60’ncı maddesinin son paragrafında, “(Değişik üçüncü fıkra: 30/7/2003-4964/36 md.) 5 inci maddede belirtilen ilkelere ve 62 nci maddede belirtilen kurallara aykırı olarak ihaleye çıkılmasına izin verenler ve ihale yapanlar hakkında da yukarıda belirtilen müeyyideler uygulanır.” düzenlemesi yer almıştır. Kanun’un 5’inci maddesinde ise, idarelerin, bu Kanun’a göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini sağlamakla sorumlu oldukları ifade edilmiştir.

İstisna hükümlerine göre yapılacak alımlarda, söz konusu temel ilkelerin hayata geçirilebilmesi, yasak ve ceza hükümlerinin taraflarca göz önünde bulundurulabilmesi için, öncelikle istisna kapsamındaki alımlar için bir usul ve esasın belirlenmesi, bu usul ve esasın da şeffaflık gereğince yayınlanıp duyurulmuş olması gerekmektedir.

Öte yandan, Kanun’un 3’üncü maddesi (a) bendine göre alım yapılabilmesi için bentte yer alan şartların mevcut olması gerekmektedir. Öncelikle alım yapacak kuruluşun, kuruluş amacı, o ürünün işlenmesi, değerlendirilmesi, iyileştirilmesi veya satılması olmalıdır. Veya kuruluşun bu ürünleri işleme, değerlendirme, iyileştirme veya satma işlemlerini yapmakla yasal olarak görevlendirilmiş olması gerekmektedir. Belediyelerin kuruluş amacı, mahalli müşterek nitelikteki hizmetlerin görülmesidir. Belediyeler, kuruluş amacı veya mevzuatı gereği, bir ürünün işlenmesi, farklı bir ürün elde edilmesi veya satılması için kurulmamaktadır. Ancak, Kanun’la verilen görevlerinden bazıları, gerek mal alımını, gerekse ürün alımını gerekli veya zorunlu kılabilir. Bu gibi durumlarda yapılacak alımlar; 4734 sayılı Kanun’un ihale usulleri ile yapılmak durumunda olup, kuruluş amacı ve mevzuatı gereğince işlemek değerlendirmek veya satmak olarak görülüp (3-a) maddesi kapsamında değerlendirilemez. Örneğin, belediyece, aşevi kurulması durumunda, aşevinin yemek hazırlamak için ihtiyacı olan ürünleri, doğrudan üreticilerden Kanun’un (3-a) maddesine göre istisna kapsamında temin etmesi mümkündür. Bu durumda, aşevinin kuruluş amacının işlemek, değerlendirmek ve satmak olduğu tartışmasız olduğu gibi, doğrudan üreticiden alınacak süt, sebze meyve gibi unsurların da ürün olduğu şüphesizdir.

Kanunun 3’üncü maddesi (a) bendi, kuruluşların, kuruluş amacı veya mevzuatı gereği üreticilerden veya ortaklarından yapacakları; Et ve Balık Kurumunun canlı hayvan, et ve balık alımları, Türkiye Süt Endüstrisi Kurumunun süt ve süt ürünleri alımları, Toprak Mahsulleri Ofisinin hububat alımları, Orman Ürünleri Sanayi Kurumunun orman ürünleri alımları, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün çay alımları, Türkiye Şeker Fabrikalarının şeker pancarı alımı, Orman Bakanlığına bağlı fidanlıkların fidan alımları gibi alımların üreticilerinden temin edilmesine yönelik bir düzenleme olduğu aşikârdır.

İkinci olarak, doğrudan üreticilerden alım yapılabilecek olan şey, tarım ve hayvancılık ürünleridir. Tarım ve hayvancılık ürünü ise çoğunlukla; doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul olarak tanımlanabilir. Bu nedenle, doğrudan üreticilerin ürettiği ürünlerin, işlenip başka bir hale dönüştürüldükten sonraki hali, işlenmiş endüstriyel ürün olduğundan, artık doğrudan üreticinin ürünü olarak kabul edilemez. Bu nedenle, doğrudan üreticiden veya ortaklarından temin edilen sütün, bazı işlemlerden geçirilip sterilize edilerek (UHT) paketlendikten sonraki hali, işlenmiş sanayi ürünü haline geldiği gibi, bu işlenmiş haldeki paketlenmiş sütün satıcısı da doğal ürün üreticisi kapsamından çıkmaktadır. Yukarıda yer alan denetim tespiti sonrasında, İdare tarafından; Türk Dil Kurumu sözlüğünde, ürün tanımının, ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şeyi de içerdiği belirtilmekle birlikte, işlenmiş şeyler ürün olmaktan çıkmamakta ama endüstriyel ürün haline gelmektedir. TDK sözlüğünde, ürünün sadece ham mallar için kullanılan bir ifade olmadığının gösterilmesi anlamında ikinci anlamı da verilmiştir. İkinci anlamdaki ürün, doğrudan tarım ve hayvancılık ürünü değil, endüstriyel ürün olup Türk Dil Kurumu sözlüğünde de ““Türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey” denilerek işlenmiş endüstriyel ürün olarak gösterilmiştir. 4734 sayılı Kanun’un 3-a üncü maddesinde ise, “tarım veya hayvancılıkla ilgili ürün alımları” istisna edilmiştir.

Kamu idaresi cevabında, üreticilerin ortaklığı ile kurulmuş tarım ve kredi kooperatifinden alım yapılmasının ortaklık kapsamına girdiği belirtilmekle birlikte, Kanunun 3-a maddesi kapsamında alım yapılabilmesi için, satıcının üretici veya ortakları olması yeterli olmayıp, satılan şeyin de işlenmiş endüstriyel ürün olmaması gerekmektedir. İdare cevabında, dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımların; Belediyelerin görev ve yetkileri arasında yer aldığı ifade edilmekle birlikte, belediyelerin kuruluş amacı, mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçların karşılanması olup, belediyeler bir şeyi “işlemek, değerlendirmek, iyileştirmek veya satmak” amacıyla kurulmamışlardır. Belediyelerin görevleri arasında muhtaç ve yoksullara yardım yapmanın yer alması, kuruluş amacının malları işlemek, değerlendirmek ve satmak manasına gelmemektedir. Diğer bir ifade ile belediyelerin kuruluş amacı, ham malları işleyip, iyileştirip katma değer katıp satmak değildir. Belediyelerin yoksul ve muhtaçlara yardım görevinin bulunması, belediyenin bu amaçla kurulduğu sonucunu doğurmaz. Belediyeler, 4734 sayılı Kanuna tabi idareler olup, görev ve hizmetlerinin yerine getirilmesinde bu Kanun’da yer alan ihale usullerine göre ihtiyaçlarını temin etmek durumundadırlar.

İMAMOĞLU’NDAN AÇIKLAMA
İmamoğlu sosyal medya hesabından, “Sayıştay, 0-4 yaş çocuklu annelere sağladığımız ücretsiz ulaşımı, 115 bin çocuğa dağıttığımız ücretsiz sütü ve üniversitelilere sağladığımız eğitim desteğini mevzuata aykırı buldu. Üstün kamu yararı bulunan tüm hizmetlerimiz devam edecek. Anneler, çocuklar, gençler müsterih olsun” dedi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir