Başka şehirlerden üniversite eğitimi için geldikleri İzmir'e "İzmir Gençlere Kucak Açıyor” projesiyle çok çabuk alışan gençler, Büyükşehir Belediyesi'nin “Gönüllü Takımı”na dahil olarak daha şimdiden sosyal projelerde etkin bir şekilde rol almaya başladı.
İzmir'de yaşayan gençlerle, farklı kentlerden gelen üniversitelileri kaynaştıran proje kapsamında Kültürpark'ta düzenlenen özel buluşmaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da katıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası'nın verdiği konserde gönüllerince eğlenen gençler, "İyi ki varsın İzmir" dedi.
Başka kentlerden gelip kısa sürede "İzmirli" olan gençlere hitap eden Başkan Aziz Kocaoğlu, onlara kendi üniversite anılarından söz etti. 1968 Eylül’ünde lisans eğitimini yapmak üzere geldiği İzmir'i çok sevdiğini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı. "Yüksek Lisans yapmak için İstanbul’a gittim ama İzmir beni adeta mıknatıs gibi geri çekti. İyi ki de öyle oldu. Ben kentte işimi, eşimi ve çocuklarımı buldum. 14 yıla yakın bir süredir de belediye başkanlığını yapıyorum. Bundan büyük onur olamaz” şeklinde konuştu.
“Üniversite sadece dersten ibaret değil”
Gençlerin sadece derslerle değil sosyal sorumluluk projeleriyle de pek çok şey kazanacağının altını çizen Başkan Aziz Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversite 30-40 dersten ibaret değildir. Üniversite tahsili, bir metropol tahsilidir. Okulun yanında, farklı yörelerden gelen arkadaşlarımızla fikir alışverişlerinde bulunmaktır. Karşılıklı öğrenmek, dolayısıyla öğretmek ve birlikte yaşamak demektir. Örneğin, bizim yürüttüğümüz Abla-Ağabey-Kardeş projesiyle bir eve gittiğinizde, sadece kardeşle muhatap olmuyorsunuz. Onun annesiyle ve babasıyla da tanışıyorsunuz. Komşu teyze veya amcayla da, evdeki diğer çocuklarla da muhatap olauyorsunuz. Dolayısıyla farklı kültürleri tanıyorsunuz. Üniversite mezunu olduktan sonra yurt dışında bir yere müracaat ettiğinizde, notlarınız hep AA bile olsa, 'ne gibi sosyal etkinliklere katıldın, hangi sivil toplum örgütünde çalıştın' diye soruyorlar, ona da ayrı bir değerlendirme yapıyorlar. Sosyal projeler ayrıca, paylaşmayı ve dayanışmayı da öğretiyor. Bunlar, bizim için çok özel ve sahip çıkmamız gereken kavramlar."
Öğrencilerin gözünden İzmir
Eskişehir’den gelerek Dokuz Eylül Üniversitesi’nde kayıt yaptıran Cansu Yüksel, “İzmir çok güzel, çok şaşırtıcı geldi bana.. Kültür ve sanat açısından tamamen öğrencilere yönelik bir şehir. Büyükşehir Belediyesi kültür ve sanata önem veriyor; gerek tiyatrolar, gerek konserler olsun. Öğrencilerin başka bir şehri tercih etmelerine gerek yok bence" şeklinde konuşuyor.
Ege Üniversitesi öğrencisi olan Duygu Durna İzmir’e Bursa’dan gelen bir öğrenci. İzmir’in mükemmelliğine vurgu yapan Durna, “Özellikle Gönüllü Takımı'ndan bahsetmek istiyorum. 3 yıldır içerisindeyim. Yeni gelen öğrencilere diğer öğrencilerle kaynaşma fırsatı veriyor. Ayrıca İzmir’in geri kalmış mahallerindeki çocuklara Abi-Abla-Kardeş projesiyle destek olunuyor. Bu çok güzel ve anlamlı.. İzmir mükemmel" diyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğrenim gören Serhat Güler, düşüncelerini şöyle anlatıyor: “Ben Mersin’den geliyorum. İzmir çok sıcakkanlı bir şehir. Çeşitli projeleri var İzmir Belediyesi’nin.. Bu projelerden kendime ev arkadaşı buldum; birçok arkadaşım ve çevremi bu projelerden edindim. Artık İzmir’den başka şehirde yaşayamam diyebilirim."
Edirne’den gelen Ege Üniversitesi öğrencisi Deniz Kurtoğlu, İzmir’in tam bir öğrenci kenti olduğunu belirterek, "İzmir’de birçok kültür sanat aktiviteleri var. Ulaşım da çok rahat" diyor.
İstanbul’dan gelen Mert Taşbaş, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okuyor; İzmir’in İstanbul’a göre daha iyi bir şehir olduğunu söyleyerek her öğrencinin İzmir’de okumasını tavsiye ediyor.
Bursa’dan gelen Fevzi Çakmak ise, “İzmir çok sıcak bir şehir; insanları da çok sıcak. Fazla paranız olmasa da, belediyenin sunduğu imkanla birçok şeye ulaşabiliyorsunuz. İzmir’i seviyorum” şeklinde konuşuyor.