GERÇEKİZMİR- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Ekim ayı olağan üçüncü oturumu, Başkanvekili Altan İnanç yönetiminde gerçekleştirildi.
İŞBİRLİĞİ TARTIŞMASI YAŞANDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında, kültürel mirası koruma amacıyla işbirliği protokolü tartışma konusu oldu. Komisyonlardan oy çokluğu ile gelen önerge hakkında söz alan AK Partili Hüsnü Boztepe, “Böyle bir protokol imzalamaya gerek yoktu. Bu protokol, İzmir’de yaşayan vatandaşlara ve üniversitelere hakarettir. İzmir, İstanbul’un 40. ilçesi olmuştur” dedi.
“PROTOKOLÜ OKUMAMIŞ”
Boztepe’ye yanıt veren CHP’li meclis üyesi Ahmet Cemil Balyeli, protokolün karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma amacını açıkladı. Balyeli, “Hüsnü Bey protokolü okumamış. Siyasi amaçla bir açıklama yaptı. İzmir’e İstanbul’un ilçesi demesi, komisyonlara ve bu protokolü imzalayan arkadaşlara haksızlık olur” şeklinde konuştu.
NEDEN HAKARET OLSUN?
CHP’li İnanç ise, “Cumhuriyetin edinimleri ve kazanılmış deneyimleri Türkiye’nin her yerinde paylaşılabilir. Neden hakaret olsun? Bazı konular siyasetin üstündedir. Burada üniversitelerimize hakaret yoktur; dayanışma ve yardımlaşma gayet makuldür” dedi.
CHP’Lİ SÖNMEZ'DEN REZERV ALANI ÇIKIŞI
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Bayraklı’da 375 hektarlık alanın orman statüsünün kaldırılması Meclis'te gündeme geldi. CHP Grup Sözcüsü Evin Sönmez, 1995 yılında Ağırkuyu Deresi'nin taşmasıyla büyük bir felaket yaşandığını ve 63 kişinin boğularak hayatını kaybettiğini hatırlattı. Açılan davalara rağmen 2014 yılında bölgede Bayraklı Şehir Hastanesi’nin inşa edildiğini belirten Sönmez, “Bu alanın orman sınırından çıkarılmasını ciddi bir üzüntüyle karşılıyoruz. Ayrıca, bu alanın orman sınırından çıkarılmasına karşı bir mahkeme kararı da var. Plan davalarında mahkeme, meslek odalarını haklı bulmuş. Bu karardan dönülmesi için meclisteki tüm gruplarımızı desteğe çağırıyorum” ifadelerini kullandı.
YILDIZ’IN KONUŞMASI TANSİYONU YÜKSELTTİ
Eleştirilere yanıt veren AK Parti Grup Başkanvekili Yıldız, alanın orman vasfında olmadığını savundu. Yıldız, bölgenin yıllar önce çekilmiş fotoğraflarını paylaşarak, “Buranın yeşil olmadığını savunuyorum. Rezerv alan olmasıyla ilgili yetkili kurumlar detaylı bir çalışma yaptı” dedi. “Hikaye yazıyorlar. 1995 yılındaki felaketin merkezi Karşıyaka Yamanlar Dağı’ndan Ağırkuyu Deresi’ne kadar uzanıyor. Bahsettiğiniz alan, kuş uçuşu 4 kilometre. Cahilce konuşmayalım” şeklinde devam etti.
“BU BAKIŞLA CEMİL BEY YOL İZLEYEMEZ”
Bunun üzerine Meclis’te gerginlik arttı. Yıldız, “Ben kimseye cahil demedim. Bu kentin yararını istiyorsanız, AK Parti’nin ortaya koyduğu çalışmaları gerçeklik ile uyuşan bir şekilde değerlendirmeniz gerekiyor. Bir taraftan Aliağa’da olanı almak isterken, bir taraftan da Menemen’e destek verilmezse ortak akıldan bahsedemeyiz. Buraya açılan davaları Tunç Soyer’in gündem hikayesi olarak görmüştüm bu dava. Ama Görüyorum ki CHP Grup Sözcüsü bununla ilgili sunum hazırlamış. Bir diğer CHP’li meclis üyemiz ‘ormanımızı geri verin diyor’ Bunu hayretle izliyorum. Bu bakışla ne Cemil Bey bir yol izleyebilir ne de bu kent temel sorunlarını çözebilir” ifadelerini kullandı.
“EKSİKLERİMİZ VARSA TAMAMLARIZ”
Son olarak yapılan eleştirileri yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili Levent Zafer Yıldır, “Göreve geldiğimizden beri yaklaşık 6 ay geçti. Bir sürü şey yaptık. Eksik bırakılan işler, hatalar varsa bunları düzeltmek zorundayız. Var olan aksaklıkların, dünya genelinde yaşanan gelişmelerden mi, ülke yönetimindeki yanlış planlardan mı kaynaklandığını ayırmak istiyoruz” diye ekledi.
“MAKUL GEREKÇELERİMİZ VAR”
“Bizim yanan orman alanları ile ilgili gerekçeler makuldür” diyen Yıldır, “Bu bölgede heyelan ve sel felaketinin olma olasılığı vardır. Cumhur İttifakı grubu bazı konularda bizi önceden uyarmak zorunluluğu hissediyorsa, biz de benzer bir görevi hükümeti uyarma konusunda üstleniyoruz” dedi.
NAZİRE YAPAR GİBİ 22 YIL İLE YARGILIYORLAR
İzmir’de elektrik akımına kapılıp, 2 vatandaşın hayatını kaybettiği elektik akımı faciasında İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan’ın 22,5 yargılanmasına değinen Yıldır, “İZSU Genel Müdürümüz 22,5 yılla yargılanıyor. Ayrıca 3 soruşturma daha gündeme gelmiştir. Göreve geldikten sonra 22 gün sonra arkadaşımızın gözaltına alınıp, 22,5 yılla yargılanmasını halen anlamış değilim. Ama gerçekten bir samimi yaklaşım getirilecekse, bizim bürokratlarımızın da morallerini düzeltmesini düşünüyoruz. Biz elimizden geleni yapıyoruz ama 22 gün sonra sanki 22’ye nazire yapar gibi hemen 22,5 yılla yargılamaya çalışmanın arkasında iyi bir niyet görmediğimizi söylemeliyim” diye konuştu.