MENÜ
İzmir 13°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Soyer'den 'Zeybekci' yorumu: Çözümlerimiz benzer, mesele bakış açısı!
Politika
13 Mart 2019 Çarşamba 14:31

Soyer'den 'Zeybekci' yorumu: Çözümlerimiz benzer, mesele bakış açısı!

Millet İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı CHP'li Soyer, “AKP’nin adayı ile bizim söylediğimiz çözümler arasında çok benzerlikler var. Ama mesele bakış açısında... Ortada bir uçurum var; o da bu demokrasi meselesinde” dedi

İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (İZSİAD) geleneksel Çarşamba Toplantıları’nın bu haftaki konuğu, Millet İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer oldu.

- SEFERİHİSAR'DA DUYGUSAL BULUŞMA... 

Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin konuşan Soyer, “AKP’nin adayı ile bizim söylediğimiz çözümler arasında çok benzerlikler var. Ama mesele bakış açısında... Ortada bir uçurum var; o da bu demokrasi meselesinde. Global İzmir’ diye bir şey hayal ediyorum. İzmir’in tanıtımından, ekmeğini büyütecek kim varsa birlikte çalışacağız. Bu işi Büyükşehir’in sırtına bırakıp gidemezsiniz. Beraber yürüyeceğiz. Kimin nerede ne kadar gücü varsa güç havuzuna aktaracak. Bu bir kent meselesidir” ifadelerini kullandı.

ELİTLERİN EKMEĞİNİ BÜYÜTÜYOR
Kentlerin artık başka türlü bir konum elde etmeye başladığını belirten Soyer, “BM geçenlerde ‘kent çağı’ diye bir şey tanımladı. Çünkü devletler hükümetler kentlerin sorunlarına çözüm bulmakta zorlanıyorlar. Ülkelerin ürettikleri çözümler insanların derdine dermen olmaktan uzak. Yerelde üretilen çözümler derman oluyor, hayatı iyileştiriyor. Kentler devletlerden daha fazla çözüm üretmeye başladılar. İzmir bu hikayede potansiyeller ile harekete geçebilirse gerçekten çok daha fazla ileriye gitmesi mümkün olan bir şehir. Bunu için ihtiyaç duyulan şey demokrasi. Kentleri ileri ya da geriye götüren şey demokrasi ile irtibatlı. Demokrasi ne kadar geriliyorsa kent de geriye gidiyor. Kentin potansiyeli ancak demokrasinin güçlü bir biçimde kullanılmasıyla ortaya çıkıyor. Demokrasi yoksa kentte ortaya çıkarılacak refah sadece bazı elitlerin ekmeğini büyütüyor. Demokrasi hem refahı büyütmek hem de bunun adil paylaşımı için gerekli. Özetle bu küresel kentleşme çağında İzmir kentinin önünün açılmasının sırrı demokraside” diye konuştu.

İNSANIN İÇİ CIZ EDİYOR
Hükümet tarafından uygulanan tarım politikalarını eleştiren Soyer, “Biz Anadolu’nun bereketli toprakları dururken saman ve gübre ithal ediyoruz. 200 bin ton patates ihalesine çıkıldı. Daha geçen hafta 300 bin ton mısır, pirinç ihalesine çıkıldı. İnsanın içi cızlıyor. O topraklar, su, güneş yerinde duruyor. Kaybettiğimiz bir şey yok aslında. Yer altı su kaynakları kurudu da; biz buğday, pirinç üretemiyoruz diye bir şey yok. Sadece böyle buyurdu yukarıdaki büyüklerimiz ve biz buna uygun yaşıyoruz. Türkiye’ye örnek tarım politikaları İzmir’den doğacak. Türkiye İzmir’i takip edecek. Aynı şeyi demokrasi politikaları için de söyleyeyim. İzmir demokrasi uygulamaları konusunda da Türkiye’yi peşinden sürükleyecek bir kent olacak. Türkiye’deki siyaset dili İzmir’den değişecek” ifadelerini kullandı.

İZMİR BİR ARADA YAŞAMA KÜLTÜRÜNE SAHİP
Fuar İzmir’in bir gün bile boş kalmaması gerektiğini ve fuar sayısının arttırılması gerektiğini vurgulayan Soyer, “Ne kadar profesyonel hizmet almak gerekiyorsa almak gerekir. Ama bu da yetmez yanına bir büyük kongre merkezi yapacağız. Büyükşehir’in arazisi var. Fuar kongre merkezini, kongre merkezi fuarı besleyecek. Belki bir iki tane de butik kongre merkezi yapmak gerekecek; Çeşme ve Foça civarında… İzmir’de neden bir yüksek teknoloji vadisi kurmuyoruz. Çok güçlü yetişmiş insan kadromuz var. İzmir birçok şeyin kalesi olabilir ama diğer yandan sanayinin de üretimin de demokrasinin de kalesi. Çok daha fazlasına müktediriz. Merkezde yürütülen siyaset bizi ayrıştırmak adına yürütülüyor. Ama bu yerel siyasette aşılabilir bir şey. Bu tuzağa düşmemek mümkün hele İzmir’de. Çünkü İzmir daha çok bir arada yaşama kültürüne sahip bir şehir. İzmirli komşusu Ermeni, Yahudi, Fransız olmuş hiç fark etmemiş ekmeğini paylaşmayı öğrenmiş. Bu köklü bir yaşam kültürü oluşturmuş. Bu demokrasinin en çok ihtiyaç duyduğu beceriyi kazandırmış. Bunun bir yaşam tarzı olduğunu sanıyorlar ama bu kökleri olan bir kültür. İzmir’in ortak çıkarları etrafında buluşmayı becerebileceğimizi düşünüyorum” dedi.

BU ÇOCUKLARI TUTMAMIZ LAZIM
İzmir’in son 10 yılda diğer illere yaklaşık 100 bin göç verdiğini belirten Soyer, “İzmir çok göç alıyor diye seviniyoruz ama şöyle bir yanı var… Son 10 yıl göç rakamlarını incelediğimde şunu gördüm. 2018’de 120 bin göç almışız fakat son 10 yıl içerisinde 90-100 bine çıkan göç vermişiz. 17 bin beyaz yakalı göç aldık diye seviniyoruz ama 10 senedir İzmir beyin göçü veriyor. İyi eğitim görmüş, iyi yetişmiş pırıl pırıl gençlerimize iş imkanı veremediğimiz için gidiyorlar. Bizim ne yapıp ne edip bu çocukları tutmamız lazım. Bunun için o damar tıkanıklarını aşacak çok şey var. Sadece yüksek teknoloji değil film endüstrisine de ev sahipliği yapacak İzmir. Avrupa kültür ve gençlik başkent olacağız, tekrar EXPO’ya aday olacağız… Önce İzmir’i tanıtmaya başlayacağız gücü ortaya çıktıkça biz daha fazla tanıtacağız, İzmir dünyanın en marka 100 şehrinden biri olacak” ifadelerini kullandı.

UZUNDERE ÖRNEĞİ YETERSİZDİ
Konuşmasının ardından işadamlarının sorularını yanıtlayan Soyer, “Kentsel dönüşüm meselesinde maalesef Türkiye’de iyi uygulama çok az. Eğer belediye aradan çekiliyorsa o vakit vatandaş mağdur oluyor. Müteahhit para kazanıyor belki ama ortaya sağlıksız ve mutlu etmeyen bir dönüşüm yaşanıyor. İki ilke gerekli; yerinde dönüşüm ve menfaatlerin ortaklaştırıldığı bir çözüm. Büyükşehir Uzundere’de güzel bir örneğini yaptı ama bu yavaştı, yetersizdi ve sınırlıydı. Biz vakit kaybetmeden hemen başlayacağız” dedi.

ORTADA UÇURUM VAR
İkinci çevre yolunun kente kazandırılması gerektiği fikrini destekleyen Soyer,  “Çevre yolu konusunda yerden göğe kadar haklısınız. Bir ulusal uzlaşma iki yerel uzlaşma… Bu ikisini birlikte başarmak zorundayız. Ulusal uzlaşma hükümet ile bu kentin dinamikleri arasında uyumlu ilişki sağlamak. Ben kavga etmeyeceğim. Ben uyumlu uzlaşmacı makul bir dil kullanarak kişisel siyasi görüşlerimi işin içine katmadan İzmir’in menfaatleri doğrultusunda ne söylemem gerekiyorsa onu söyleyeceğim. İzmir vizon mutabakatını hep birlikte oluşturalım istiyorum; ikincisi ise yerel mutabakat. Biz demokrasiyi dijitalleştirmek zorundayız. Dünyada da bu kafa yorulan bir hikaye. Demokrasinin erdemleri tek başına insanların hayatlarını iyileştirmeye yetmiyor artık. Bunun hayatımıza dokunabilir hale gelmemiz için dijitalleşmesi gerekiyor. Demokrasiyi en gelişmiş teknolojilerle birleştirerek uygulayacağız ve kentin tüm dinamiklerini çözüme katmaya çalışacağız. AKP’nin adayı ile bizim söylediğimiz çözümler arasında çok benzerlikler var. Ama mesele bakış açısında... Ortada bir uçurum var; o da bu demokrasi meselesinde” açıklamasında bulundu.

GLOBAL İZMİR HAYALİ
İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nın ikinci HUB olması gerektiğini savunan Soyer, “Burası Türkiye’nin ikinci HUB’ı olmazsa, ne yaparsak yapalım faydası olmaz. Tüm mesele bu hikayeyi pazarlayacak kanalların açılmasıdır. Liman acil olarak büyümek zorunda ama bir yandan da bu HUB meselesi çok hayati. Başka türü yapamazsınız… ‘Global İzmir’ diye bir şey hayal ediyorum. İzmir’in tanıtımından, ekmeğini büyütecek kim varsa birlikte çalışacağız. Bu işi Büyükşehir’in sırtına bırakıp gidemezsiniz. Beraber yürüyeceğiz. Kimin nerede ne kadar gücü varsa güç havuzuna aktaracağız o engelleri birlikte aşacağız.  Bu bir kent meselesidir.”

SİYASİ GÖRÜŞÜM İZMİRİZM
Soyer, son olarak şunları söyledi: “Şu an benim bulunduğum siyasi nokta ‘izmirizm’. Enerjimi, gücümü, birikimimi İzmir’e harcamak istiyorum. Ben sosyal demokrat bir insanım bunu saklayacak değilim. Ama şu an kendimi tanımladığım nokta ‘izmirim’. Her şeyi İzmir odaklı görmeye çalışıyorum. Türkiye ciddi bir ekonomik kriz ile yüz yüze. Parlak bir tablo yok. Buradan ekonomik zafer çıkmayacak gibi. Ama ‘izmirizmin’ faydası şu: İzmir’in gücünü büyütmek zorundayız. 179 km raylı sistemi var İzmir’in. Bir kuruş Ankara’dan para almadan yaptı. 470 km daha var önümüzde; tamamını bir kuruş hükümetten para almadan yapabilecek durumdayız.  Ama bu tabiî ki, onlara sırtımızı dönüp kendi cumhuriyetimizi kuracağız demek değil. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin 81 vilayetinden biriyiz. İyi ilişki kurmak için kavga dil kullanmamak yetmez, niyet de yetmez. Önemli olan ne kadar ortak akılla orada temsil edildiğinizdir. Hükümete götüreceğimiz hiçbir proje benim değil olmayacak, İzmir’in projesi olacak. Siz de benim elimden tutacaksınız.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir