SERCAN AVCI/ GERÇEKİZMİR - Dile kolay…
İlçe başkanlığında 68 ay…
Üstelik ‘ağabey’ formüllerinin partisi CHP’de,
32 yaşında o koltuğa oturduysanız!
Gaziemir gibi zor bir bölgede.
CHP bayrağını en üstte tutmak.
Başarıyı sürekli kılmak.
Matematik Öğretmeni olup da siyasetin matematiğinde boğulmamak.
Vefa Kitabı kaleme almak, sokak tiyatroları, kısa filmler yazarak ‘fark’ yaratmak!
Umut Tekin.
Sadece Gaziemir’in değil, İzmir Örgütü’nün takdiri almış bir siyasetçi...
O artık eski başkan.
Tekin’le görev yaptığı 68 ayı, yapmaya çalıştıklarını/yapamadıklarını, belediye başkanıyla dışarıya ‘soğuk savaş’ olarak yansıyan diyaloğunu ve yol haritasını konuştuk.
6 yıla yakın süre koltukta kaldınız. Başarılı buluyor musunuz kendinizi. Gönül rahatlığıyla bıraktınız mı? İlçe başkanı olarak hedeflediklerinizi yapabildiniz mi?
68n ay çok uzun süre…32 yaşında bu göreve başlayıp 6 yıla yakın süre sürdürebilmek kazasız belasız atlatmak önemli. Siyasetçinin karnesi seçimlerdir. Önemli kriterler; stratejileri iyi kurmak, seçimlerden hatasız çıkmak ve başarı sağlamaktır. Parti içi-dışı çok seçim yaşadım. CHP Gaziemir’de birinci parti oldu. Yerel de genel de referandumda başarı geldi. Bu benim mutluluğum. CHP’yi çok seviyorum. Bu benim başarım değil, partimin başarısı olduğu için çok mutluyum. CHP birinci değil farklı noktalarda çıksaydı istediğiniz kadar çalışın o üzüntü tarif edilemez. 99’da yaşadım. Gençlik kolu başkanıydım. Birbirimizle kavganın anlamsız olduğunu o yıl parti içindeki önseçimde gördüm. Listenin birinci üçüncü olmasındansa partinin başarılı olması önemli. 2012’de göreve geldiğimde iyi bir örgüt kurmak gerektiğini söyledik. Gaziemir çok zor bir bölge. 50 yıl sağ tandanslı bir parti yönetiyor. CHP hiç birinci parti çıkmamış uzun yıllar. Gaziemir’i Cumhuriyet Halk Partilileştirmek iyi dinamik bir örgütle yaparsınız. Bunu kurmaya çalıştık. Etkinlik ve eylemler koyarak yeni kadın ve gençleri partiye kazandırdık.
Başka ilçelerde görmediğimiz etkinlikleriniz oldu. Sokak tiyatroları, kısa filmeler, dram gösterileri. Amaç neydi?
Bunlar örgütlenme modeliydi. Bu etkinliklerle bir sürü kadın ve genç aktif üye kazandık. Onlarla sadece zaman geçirip oyunlar sergilemedik. Tiyatrolarla filmlerde hep ülkenin gündemini işledik. Hem o kadınlar ve gençler siyasi mesaj verirken bir yandan yeni kadın ve genç kazandık. Hem partinize aktif üye kazandırıyorsunuz hem sol mesajlar veriyorsunuz.Çok amaçlı etkinliklerdi.
Sokak kahvaltıları düzenlediniz. Bu da pek görülmemiş bir çalışma.
Yatay mahallelerde yaptık daha çok. O mahallelerde CHP etkinliği var ama gelen seçmen sayısı azdı. Siz onların yanına gidip ‘sokak kahvaltısı’ dediğinizde herkes akrabasını komşusunu alıp gelince partinizi anlatma fırsatı yakalıyorsunuz. Sokak kahvaltılarından partiye katılanlar oldu. İletişim kuruldu.
Referandum da Gaziemir’de partiniz açısından geçmiş dönemler göz önüne alındığında dikkat çeken bir sonuç çıktı. İzmir geneliyle aynı sonuç alındı...
Referandumlarda MHP’yle girdiğimiz seçimler dahil böyle oran almadık. Yüzde 68 önemli. İzmir’e güç verdik. O yatay dediğimiz bölgelerde Aktepe ve Emrez var. O iki mahallede bugüne kadar hiçbir seçimde birinci parti çıktık. Referandumda bu iki mahallede istediğimiz sonucu aldık. Oralarda projeleri arttırıp oraların oyunu CHP’lileştirmek lazım.
Yapmak isteyip de yapamadığınız projeler var mı? İlçe başkanı olarak devam etseydiniz, hayata geçirmek isteğiniz projeler…
CHP Kadın Kolları Kooperatifi kurmayı düşünüyordum. O kooperatifi kurmak için kamu gücüne ihtiyaç var. Kendi başınıza yapamıyorsunuz. Kendi kadın kollarına ekonomik anlamda destek olman lazım. Kadınlar broşür dağıtmak için etkinliklere gelmek için kendi harçlıklarından verip geliyor. Yerel yönetimler bu işin içine girdiğinde Gaziemir’deki tüm kadınlara yönelik yapacaktır. Benim düşüncem ilçe başkanı olduğum için CHP kadın kollarına yönelik yapmaktı. Bizim işletmelerimiz var, düğün salonlarımız var, yerel yönetimlerin ikram alma bütçeleri var. Bunu kooperatiflerden yapabiliyorlar. Açılış etkinlikler de ‘sizden alacağız. Siz yapın börek poğaça’ denebilir. Düğün salonları kadın kooperatifi hazırlasın masa örtüsünü ikramları…Örgüt dışarıdan tatlı yaptırıyor özel günlerde. Kadın kolları yapsın, partili kadınlar evlerinde yapsınlar kooperatifte satsınlar. Gaziemir’de dikey yapılaşmanın olduğu yerlerde dışarından yemek söyleniyor. Kooperatifteki kadınlar yapabilirdi. Hem kadın üye sayısı çoğalırdı hem ekonomik anlamda kadınlara katkı olacaktı . Broşür dağıtmak için harçlığını buraya harcayan kadınlar var. CHP’ye sahip çıkıyorum CHP’de bana sahip çıkıyor der. Mutlu kadın yaratabilirdik. Bir de CHP’ye ait gençlik merkezi açmak isterdim. Ekonomik anlamda bunu sağlamak kolay değil. Gençler CHP binası içine girmiyor. Halk oyunları tiyatrodan gençleri yakalamıştık. Bu aktiviteleri devam ettirecek merkeze ihtiyaç vardı. Bu iki projede yerel yönetimin desteği önemli. Yerel yönetim sahip çıkmazsa devamlılık gelmez.
Gaziemir CHP için ‘kale’ oldu mu?
Hiçbir zaman kale olduğunu söylemedim. Demem de. Çalışmazsanız üretmezseniz vatandaşa dokunmazsanız dikkate almazsanız Gaziemir’de fark 11-12 bin. 5 bin seçmenin yer değiştirmesiyle kapanacak ,6 bin seçmenin yer değiştirmesiyle de kaybedilecek bir yer. Gaziemir’de bölgelere baktığınız iyi tahlil etmelisiniz. Dikey bölgelerden çok oy kaybetmezsiniz, yatay bölgelere çalışırsınız oy toplarsınız ama Sarnıç farklı. Geçmiş yıllarda farklı partilere oy verdi. ANAP, Genç Parti, AK Parti ve CHP birinci oldu. Bir partiye fanatikleşmiş bir durum yok. Özellikle o bölge CHP’ye oy verdiği müddetçe CHP kazanma açısından öne çıkar. Orayla devamlı ilgilenmeniz lazım. Dokunmanız lazım hiç boş bırakmamanız lazım.
Gaziemir’de farklı bir adaylık süreci oldu. Çok önceden ‘Yokum’ dediniz. Adaylar 2-3 gün kala ortaya çıktı. Keskin bir geçiş de oldu. Genç bir başkandan, onun iki katı yaşında bir başkana. Süreç nasıl gelişti?
Tarif üzerine aday bulmak kolay değil. Uzlaşı da deseniz kadın genç ağabey de deseniz aday öyle kolay bulunmaz. Adaylar çıkar hangisinin yapacağına bakarsınız. Gaziemir’de farklı oldu. Delege seçimini yaparken Gaziemir’de benim yapmak istediğim hayallerden biriydi. Delege seçimi yaparken bana yakın noktasında kongre yapıyoruz heyecanlı dolu geçmiyor. Delegenin gelmesini bekliyorsunuz kongre açılsın diye…Emek verenler bile kendileri yaptılar kendileri seçiyor gitmeye ne gerek var diyorlar. İlçe başkan adayı olmayacağımı söylemiştim önceden. Son 25 yılda partiye kim emek verdiyse benle diyaloğu nasıl olursa olsun yazdık. Prensipler üzerinde belirledik kişiler üzerinde değil. 25 yılın partilileri listedeydi. Delege listelerinde yer alanlarla vefa kitabında yer alanlar aynı. 25 yılın siyasetçileri var. Son 3 gün kalaya kadar aday olarak çıkan olmadı. 3 gün kaldı. Bizim de yapmamız gereken iş ‘ben bırakıyorum benden sonrası tufan’ diyebilir misiniz. Hayır. Ekip arkadaşlara söyledik. Umut Tekin bir aday çıkarmayacak. Ne yapıldı. Kendi aralarından çıkardılar. Herkes tabloyu görecek. Çıkan aday yok. Çıkartılan aday yok. Talep eden yok. Bu işi kim yapabilir diye soracaksınız dedim. Dürüst olacak ilkeli olacak dik duruşu olacak şeffaf demokratik olacak ekonomik anlamda ayakta duracak gibi prensipler sıraladım sadece…Bunlar kesin çizgilerim dedim. Eksik olursa ‘ben oy vermem’ dedim. Yan faktörleri çoğaltabilirsiniz dedim. Hitabet Gaziemir’i bilmek…Bunlar tamamlanır. Karakter tavır duruş ekonomik durum isteğin kadar ekip kur yanında tamamlayamazsınız. Böyle isimler bulun. Birlikte değerlendirelim dedik. Birkaç isim ‘seni düşünüyoruz’ dediğimizde istemeyebilir. Alternatifler olmalıydı. 2 isim çıktı öne. Ünal Işık ve Kasım Özkan. Kendi aranızda oturun konuşun dedik. İkinizde de saydığım özellikler var. İkinizle de ilgili sıkıntımız yok. Kendi aranızda ayrılan bazı özellikler var. Çözümleyin dedik. Ünal Bey’in zaman ayıramamayla ilgili durumunu gündeme getirmesinin ardından Kasım Bey hepiniz varsa varım dedi. Onu çıkartan ekip örgüt dimdik yanında durdu. Nereden çıktı bu isim demedi. 3 dönem belediye başkanlığı yapmış ilçe yöneticiliği yapmış yatay bölgeleri çok iyi bilen biri. Ağabey formülü aranmadı genç başkan bırakırken genç olsun da değildi. Kim yapabilir noktasında çalışıldı. Kasım Bey de karar kılındı.
Vefa kitabı kaleme aldınız. Çok önemli bir çalışma. Ne amaçladınız?
Partide değişim çok yaşanıyor ama 3 dönem sonra gelen başkan ve yönetici geçmişte ne yaşandı kimler görev aldı seçimlerde ne kadar oy alındı bilmiyor. Hepsini bir kitaba aktardık. Gaziemir CHP’nin hafızasını topladık. 92’den bu yana o kitapta yer alan isimleri bir gecede buluşturduk. Herkes birbiriyle bir araya geldi. Vefanın duygusunu yaşadık yaşattık.
Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol ile sanki hep bir soğuk savaş, psikolojik savaş içindeydiniz. Dışarıya böyle yansıdı.
Soğuk Savaş yoktu. Hepimizin bir yönetim biçimi var. Yoğurt yiyişlerimiz farklı. Benim anlayışım ortadadır. Tek başıma hiçbir karar alma, ben yaptım ben başarılıyım gelme anlayışı ben de yoktur. Söylemekle olmaz yaptığımız eylemlerde gösterdik. Yönetim biçiminizle gösterdik. Belediye başkanının yönetim anlayışı farklı. Ortak akılla götürme anlayışından daha uzak. Bu bir kavga soğuk savaş değildi. Yönetim biçimi anlayışı farklılığıydı. Neden istemiyorsun kısmında değildik. Sorunlar yaşanabilir. Bunu dışarı yansıtmadık. Açılışlarda etkinliklerde partinin eylemlerinde bunu yansıtmadık dışarı. Bazı dönemlerde mecburen yansıyan krizlerde önleyemediğimiz, önlemek için uğraştığımız krizlerde oldu. Bunları da çok uzamadan çözme noktasında müdahale ettik. Büyük krizleri de çabuk aşma çalışmasını örgüt gözlemlemiştir. İkimizde başkanız. Yönetim tarzları farklı. Bu farklılık dışarıda farklı bir algı yaratmış olabilir. Örgütün düşüncesini ilçe başkanının düşüncesi alma meclis üyelerini yönetime katma noktalarında başkan uzak. Bu da sanki bir gerginlik varmış görüntüsü oluşturdu. Ben duruş tavır gösterilecek yerlerde bunu yaptım. Onun dışında karışma gibi bir işim olmadı.
İl başkanlığına, belediye başkanlığına, vekilliğe yakıştırılıyorsunuz. Örgütte bir teveccüh var. Yol haritanız nedir?
Her zaman metropolde il başkanlığına vekilliğe belediye başkanlığına PM’ye yakıştırmalar daha fazla olur. Gaziemir’in konuşulması hem örgütün memnuniyeti hem de benim memnuniyetim. Onurlanmamam gururlanmamam elde değil. Siyasette işe farklı bakıyorlar. İlçe başkanlığı bittiğinde hemen başka bir yere aday olarak bakılıyor. Siyaset illa bir koltukta oturarak yapılacak bir şey değil. Yaşam biçimi. Koltukta oturmam gerekmez. Siyaset yapmak için illa bir görev olmak zorunda değil. Bir koltuktan kalkıp diğerine hemen başka koltuğa oturmak hedefiyle yol yürünmez. Bu dinlenme de değil. Siyasetçinin mücadelesi olur süreçlerde. O koltuklarda olsa da olur olmasa da olur. Unut Tekin siyasetin içinde olacak. Buradan kalktı il başkanı olacak. Olmazsa siyasette olmaz diye bir şey yok. Adaylık hastalığına yakalanmak doğru değil. Adaylık hastalığına yakalanan kişiler var. Muhakkak her dönem aday. Ben ilçe başkanlığını da il başkanlığına da vekilliği de PM’yi de yaparım anlayışı doğru değil. İnsan kendini tartmalı. Kafayı bir yere takıp şu tarihte bu olacağım demek de doğru değil. Süreçler getirir görevleri. Yerel seçimlerde genel seçimlerde adaylık düşüncesiyle ayrılanlar oldu. Neredeyse 70 değişik ilçe başkanıyla çalıştım. Gördüğüm kadarıyla kafaya takıp şurada şu olacağım diyenin düşüncesinin olumlu sonuçlandığını da görmedim. Bu yöntemi değiştirmek gerek.
2 dönemdir il başkan adaylığı için isminiz geçiyor. Böyle bir niyetiniz ya da çalışmanız var mı?
Bir adaylık çalışmam yok diyerek alttan çalışma yaparsanız gizleyemezsiniz. Birisi ekipleriyle görüşür birisi kendi kulisini yapar. Benim bugüne kadar ne bir kişiyle ne bir ekiple ne alttan çalışma nede üstten çalışmam olmadı. İl başkanlığıyla ilgili beni söyleyin bana çalışın demedim. Evet arkadaşlardan gelen telefonlar var. ‘Uzlaşırız sen yaparsın’ diyen var. Ama benim il başkanlığıyla ilgili çalışmam adaylık düşüncem yok.
İl kongresi süreci var. Kongreye 15 gün var. Uzlaşı aday arayışı var. Süreç doğru işliyor mu?
Aziz Başkan geçen dönemki yaralar olamaması adına bir çalışma içinde. Uzlaşı aday deneniyor. Uzlaşı adayı olmuyorsa süreci bırakmak lazım. Adaylar çıksın. Çıktıktan sonra 3’lü bir yarış mı var. Olsun. İlla kavga edeceğiz diye bir şey yok. Aziz Başkan da adaylara ambargo koymuyor. Öncesi bir isimde uzlaşı aranıyor. Denedik olmadıysa çıksın arkadaşlar. Enerjisiyle bizi 2019’a götürücek örgütü toparlayacak zamanı olacak İzmir’de bir karşılığı olacak, gider adaylar içinde ona oyumu veririm. Kongrede de uzlaşı sağlanabilir. Arayarak bulamadığı uzlaşıyı kongre salonunda bulabilirsin.
Matematik öğretmenisiniz. Siyasetin matematiği var mı? Siyasette matematik yapmak başarı getirir mi? Siz siyasette matematik yaptınız mı?
Siyasette matematik var ama 2 kere 2 diye okunmaz. Matematik analitik düşünmeyi gerektirir. Hedeflere ulaşmayı ulaşırken örgütlenme modelinin nasıl kuracağınıza bakmanız gerek. Bunda analitik düşünce gerek. Sayıyla, delege sayısıyla matematiğin uzaktan yakından alakası yok. İzmir’de bana karşı teveccühü belki de böyle yakaladık.
cengiz cansız 24 Aralık 2017 Pazar 12:59
|