Soru-yorum!
“2019 seçimlerinde tarafım, Aziz Kocaoğlu’ndan yana tarafım”
Bu sözler Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce’ye ait.
Geçtiğimiz hafta sonu söyledi bu sözleri.
Kocaoğlu’nun adaylığıyla ilgili görüş bildiren başkanlar kervanına iddialı bir şekilde girdi İnce…
O halde soru-yorum….
Sayın İnce, Kocaoğlu bir parti midir. ‘Kocaoğlu’ndan yana tarafım’ demek, anladığımız kadarıyla ‘başka bir adayı istemiyorum’ demektir. Partiniz olur da Kocaoğlu dışında başka birini aday gösterdiğinde bu açıklamanız nedeniyle yeni adayla çalışmanız imkansız hale gelmeyecek midir? Önce sizin adaylığınız açıklanıp, Kocaoğlu’nun adaylığı açıklanmazsa istifa eder misiniz? Tepkiniz nasıl olur?
***
CHP’de oldum olası disiplin kararlarını anlamam. İlçe yönetimi-il yönetimi- il disiplin kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu dörtlemesinde farklı kararların çıktığının da şahidi olduk.
A diyenin disipline gönderildiği, ABC diye devam edenlerin disipline yollanmadıklarına da şahitlik ettik.
Genel de vardığım sonuç parti üyelerinin emekçilerinin kolay şekilde harcandığı oldu.
Kendi partisinin ilçe başkanı hakkında ‘Cambaz, iblis, bezirgan’ gibi ifadeler kullanan İl Eski Başkanı Kemal Karataş, varan 1,2,3,4,5 diye devam etti ve Urla İlçe Başkanı Bahri Yalaz için demediğini bırakmadı.
O halde soru-yorum…
Karataş hakkında hiçbir disiplin hamlesi yapılmadı. Partide disiplin konusunda ayrımcılık mı yapılmakta. Birileri birileri tarafından mı korunuyor. Sade bir üye de Karataş’ın yazdıklarını yazsaydı disipline gönderilmez miydi? Disipline göndermeler keyfi mi? Statü farkı etkili oluyor mu? Genelde parti üyelerini ihraç ederek partide ‘disiplin mekanizması çalışıyor’ imajı mı yaratılıyor?
***
Türkiye 2024 yılında yapılacak Avrupa Futbol Şampiyonu’nun ev sahipliği için aday oldu.
Maçlara ev sahipliği yapacak kentler arasında İzmir yok.
UEFA’ya verilecek listede İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya, Eskişehir, Trabzon, Gaziantep, Konya ve Kocaeli’nin yazıldığı duyuruldu.
O halde soru-yorum…
2024 yılındaki organizasyon Türkiye’ye verilirse, ülkenin batıya açılan penceresi diye lanse edilen, dünyada yaşanılabilir kentler arasında ismi telaffuz edilen, çok önemli futbolcular yetiştiren, marka ve köklü kulüplere sahip İzmir, ne Avrupa’dan gelecek taraftarları ağırlayabilecek, ne de İzmirliler Avrupa ülkelerinin yıldız oyuncularını izleyebilecek.
O halde soru-yorum:
Statları bu kadar geciktirenler mutlu musunuz?
Avrupalılar ‘İzmir neden yok’ dediğinde övündüğümüz İzmir için ‘uygun stat yok’ yanıtı mı vereceksiniz.
Ve bir de acaba listede İzmir’in yer alması adına gerekli kurum ve kuruluşlar TFF nezdinde çalışma yaptı mı?
Bu konuda hiç çalışma yapılmadığını duydum...
***
CHP İzmir’in, Parti Meclisi (PM) Üyesi Sevda Erdan Kılıç iyi CHP’lidir.
Uzun yıllardır partinin çeşitli kademelerinde görev yapmaktadır.
İzmir’de az sayıdaki kadın siyasetçiler arasında hatırı sayılır yeri vardır.
Zaman zaman şaşırtıcı çıkışlara da imza atar.
Geçtiğimiz gün bir röportajında “İl başkanlığını kendi şahsi planlarının önünde görmeyecek birisinin olması lazım. İlçe kongrelerinin sonrasında fotoğraf netleşir. Ama ‘kim olmasın’ diyorsanız bu makamı kendine kariyer planlaması olarak gören biri olmamalı. Bu görev basamak olarak düşünülmemeli” dedi.
O halde soru-yorum…
Kendisini PM’ye taşıyan 2015’teki il kongresi sürecinde benzer bir il başkanı tarifi yapabilir miydi? 2015’teki gibi kendisini düşünmese de yanındaki ekibine kariyer planlaması yapıp onların ‘yüksel’mesini isteyen bir il başkanı koltuğa oturursa tepkisi ne olur.
***
Gelelim sıcak konuya…
Bayındır’daki satış krizi.
Satılan köy tüzel kişiliklerine ait gayrimenkul…
Satan CHP’li Belediye Başkanı…
Satın alan CHP’li bir vekil…
Duruma tepki gösteren CHP’li başka bir vekil…
Bir tepki de ilçe başkanından...
Satışı savunan belediye başkanı…
İsyan edip istifa kararı alan il yöneticisi…
Konuyu kamuoyunun takdirine bırakmakla birlikte farklı bir duruma dikkat çekeyim. Bayındır’da 2014’ten beri sıkıntı bitmedi. Belediye başkanı ve CHP örgütü arasında uyum sorunu yaşandı. İstifa krizleri yaşandı, görevlendirme krizleri yaşandı. Yaşandı da yaşandı. Benzer durumlar belediye başkanlarının tam CHP’li olmadığı ya da geçmişinde CHP’nin kademelerinde görev almamış isimlerin belediye başkanı olduğu ilçelerde yaşanıyor.
O halde soru yorum…
Hayatında CHP’ye ilk oyunu belediye başkanı seçildiği yerel seçimde atan belediye başkanının ilçesinde CHP içinde yaşanan krizler sizi şaşırtıyor mu?
Beni şaşırtmıyor da!