Baro'dan 'yaşam hakkı ihlali' çıkışı!
Kahramanmaraş merkezli depremlerin sonrası afet bölgesini ziyaret eden İzmir Barosu Başkanı Yılmaz, “Arama kurtarma ekiplerinin yetersizliği vatandaşların yaşam haklarını ihlal ediyor” dedi.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerin ardından İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz ile yönetim kurulu üyelerinden oluşan heyet afet bölgesine gitmişti. Günlerce süren mesainin ardından İzmir’e dönen heyet, yapılan tespitler ve bundan sonra yapılacak işlemleri kamuoyu ile paylaşmak için basın toplantısı düzenledi.
10 İLİN BAROSUNUN SESİYİZ
Av. Yılmaz, tespitleriyle birlikte depremin yaşandığı ve çok sayıda canın hayatını kaybettiği 10 ilin barosunun da sesi olmak istediklerini belirterek, “10 ildeki nüfus dikkate alındığında yaklaşık 14 milyon insanı etkileyen bir affet yaşadık. Konuşlandığımız il Mersin oldu. Mersin’den afetin yaşandığı kentlere tek tek gittik. Tespitlerimize hemen başladık. Aslında biz bugün burada İzmir Barosu olarak aynı zamanda deprem bölgesinde çok fazla can kaybının olduğu 10 ilin barosunun sesi olmak için açıklamayı yapmak istedik” dedi.
YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLİYOR
Deprem bölgesinde tespit ettikleri hak ihlalleri konusunda açıklamalarda bulunan Baro Başkanı Yılmaz, önce yaşam hakkına vurgu yaparak “Yurttaşın yaşam hakkı ihlal ediliyor. Arama kurtarma faaliyetleri çok yetersiz, hala ulaşılmayan enkaz var. Binlerce yurttaş kurtarılmayı bekliyor, cenazelerini almayı bekliyor. Ekipman ve personel yetersizliği var. AFAD, arama-kurtarma faaliyetlerini daha etkin hale getirmek zorunda… Depremin ilk anından itibaren çevre illerde bulunan madenciler yönlendirilebilecekken bu çağrı yapılmadı, bu arkadaşlar kullanılmadı. Asker yönlendirilebilecekken yapılmadı. Kurtarma faaliyetleri neredeyse 1 buçuk gün sonra başladı. Yaşam hakkı gerçekten ihlal edildi, edilmeye devam ediyor” diye konuştu. Bölgede haberleşme hakkının ihlal edildiğini söyleyen Yılmaz, “Operatörler yeterince hizmet vermemiş. Bir buçuk gün Twitter yasağı getirildi, oysa enkaz altındaki insanların haberleşme yolu oydu, bu bile engellendi. Neden? Cumhurbaşkanı bölgeye gitti, Twitter da kişilerin haberleşme imkanı ortadan kaldırıldı. Depremzedeler yakınlarıyla haberleşemedi. Bu, haberleşme hakkının ihlalidir. Dezenformasyon kanunu çıkmıştı, bunun çok sakıncalı olduğunu daha önce de söylemiştik. Deprem bölgesine twitter’ın kapatılmasıyla bunun uygulandığını gördük. Belli operatörlerde haberleşme hala olanaksız” dedi.
BARINMA VE SAĞLIK HAKKI İHLAL EDİLİYOR
Hak ihlallerinden birinin de sağlık hakkı olduğunu dikkat çeken Yılmaz,”Hastanelerin birçoğu zarar gördü, yeterli ilaç yok, doktor yok. Sahra hastanesi yeni kuruluyor ve yetersiz. İnsanların sağlık haklarının da çok açık bir şekilde ihlal edildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı. Bölgeye yeterince çadır ve konteynır gönderilmedi, çadır kurulacak alanların henüz belirlenmemesi ve gönderilen çadırların standartlara uymadığı gerekçesiyle kabul edilmemesi söz konusu… Barınma hakkı da ihlal ediliyor. Bölgede ayrımcılık yaşandığını ve dayanışmaya engel olunmaya çalışıldığını da dile getiren Yılmaz, “Din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin, gönderilen yardımlardan tüm insanların istifade etmesi gerekirken ayrımcılık yapılıyor. Şiddet, nefret söylemi artmış vaziyette… Dayanışmaya engel olmaya çalışıyorlar. Baro olarak bunu gördük, yardım malzemelerimizin ulaştığı dönemlerde; AFAD yetkilileri tarafından kendilerinin tek elden dağıtılacağı gerekçesiyle yardım tırlarının AFAD’a teslim edilmesi istendi. Biz daha sonrasında yaptığımız görüşmelerde barolardan barolara teslimat için izin aldık. Ancak engeller yaşanıyor” açıklamalarında bulundu.
20 AVUKAT BÖLGEYE GİDECEK
“Hak ihlallerinden biri de adli işlemler” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Yılmaz, “Adliyeler yıkıldı, savcı ve hakimler vefat etti, adli yargı konusunda tüm işlemler durdu. Ancak pazar günü savcılar görevlendirildi, görev dağılımı yapılacağını ve bölgede tespitlerin yapılmasını sağlayacakları ifade edildi. Biz de İzmir’den 20 avukattan oluşan grubu Hatay bölgesine göndereceğiz” dedi. Devletin yetersiz kaldığının belirten Yılmaz, “Birçok şey yandaş medyada farklı anlatılıyor. Çok büyük bir yıkım var, devlet bu afetin yanında o kadar aciz ki… Yapılmayan o kadar çok hizmet var ki… İnsanlar tuvalet ihtiyacını karşılayamıyor. Yakın zamanda bir salgın hastalığın çıkması muhtemel. Yağma, ilk 4 gün vardı ve buna bağlı olarak yağmaya karıştığı iddia edilen insanlara karşı öldürmeye varan şiddet mevcut idi. Ne yazık ki böyle bir süreç yaşanıyor. Devlet afet alanında çok sınırlı şekilde var” diye konuştu.
ASLA VE KATA ERTELENEMEZ
TBMM eski başkanı Bülent Arınç’ın seçimlerin ertelenmesine ilişkin açıklamalarını da değerlendiren Yılmaz, “Tamamen hukuk dışı. Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı kanunu açık. Seçimlerin ertelenmesi gerektiren hiçbir fiili durumu yok. Seçimlerin açıklandığı tarihte yapılması gerekir, yapılmaz ise çok büyük bir yanlış olur. Artık demokratik bir sürecin başlaması gerekir. İktidar sadece gördüğü tepkiler karşısında vatandaşların kendisine git diyeceğinden korktuğu için şimdi bir isim üzerinden ama sonrasında yandaş medyada da tartışılacak. Anayasanın hükmü çok açık savaş hali dışında seçimler asla ve kata ertelenemez, mümkün değil” ifadelerini kullandı.