Cezaevinden izinli çıkarak eski eşi Habibe Çevik ve kardeşini öldüren Göksel Sağlam’ın izin belgesinde yazan kalacağı adresin, cinayeti işlediği yer olan Habibe’nin ailesinin evine ait olduğu ortaya çıktı. Avukat Şenay Tavuz, “Cezaevi yönetimi tarafından bu adres araştırılmalı ve mahkumun izne çıkacağına dair Habibe’nin kaldığı sığınma evine bilgi verilmeliydi” dedi.
Şule Çet, Ceren Damar, Hande Kader, Hamide Gezer… Ne yazık ki öldürülen kadınların listesi uzayıp gidiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre; 2019 yılının ilk 6 ayında 214 kadın öldürüldü. Bu cinayetlerden ikisi 19 Haziran günü İzmir’de işlendi. Cezaevinden izinli çıkan Göksel Sağlam, boşandığı eşi Habibe Çevik ve kardeşi Fatma Akdağ’ı tabancayla vurarak öldürdü.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e konuşan Çevik ailesinin avukatı Şenay Tavuz iki kadının katledilmesine neden olan ihmaller zincirini anlattı.
Tutuklu yargılanan Göksel Sağlam’ın en ağır cezayı alması için soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini belirten Tavuz, bunun için gerekli başvuruların yapıldığını söyledi. Davaya ilişkin topladığı bilgilerden önemli detaylar paylaşan Tavuz, Göksel Sağlam’ın cezaevinden aldığı izin belgesinde 7 gün boyunca kalacağı adres olarak cinayeti işlediği yer olan Habibe’nin ailesinin evinin yazılı olduğunu söyledi. Tavuz, “Cezaevi yönetimi, Sağlam’ın kabarık dosyasına bakmak yerine sadece son aldığı cezanın dosyası üzerinden hafif bir suç olarak görüp yeterince üzerinde durmamış olmalı ki bu detay gözlerinden kaçmış. İzin verilmeden önce bu adresin detaylı olarak araştırılması gerekirdi. Ayrıca mahkumun izne çıkacağına dair Habibe’nin kaldığı sığınma evine de bilgi verilmeliydi” dedi. 6284 Sayılı kanunla alınan gizlilik kararlarının kadınlar için hayati önem taşıdığını ancak uygulamada önemli sorunlar yaşandığına da dikkat çeken Tavuz, şunları söyledi: “Gizlilik kararı alan kadınlar, Habibe’nin de yaşadığı gibi bürokratik işlemlerde sıkıntı yaşıyor. Habibe, çocuklarının okulu tarafından istenen evrakları, sistemden tamamlayamadığı için İzmir’e gelmiş. Böylece korunaksız kalmış.”
SIĞINMA EVİNE GİDİP DARP ETMİŞ
Habibe’nin evliliği süresince eşinden şiddet gördüğünü ve 2013 yılında boşandığını belirten Avukat Şenay Tavuz, “Habibe, son 1,5 yıldır kadın sığınma evlerinde kalıyormuş. En son Denizli sığınma evine gitmiş. Çünkü eski eşi İzmir’deki sığınma evlerinin adresini her seferinde bulmuş ve rahatsızlık vermeye devam etmiş. Hatta geçen yıl Ağustos ayında Bornova’daki sığınma evinin önünde bir süre bekleyip, dışarı çıktığında Habibe’yi darp etmiş. Bu olay sebebiyle 75 gün hapis cezası almış. Aslında bu suçu para cezasına çevrilmiş ama ödeyemediği için hapse girmiş. Habibe, çocuklarını zaman zaman kaldığı sığınma evine alıp yakın bir okula göndermiş. Ama eski eşi kaldığı adresleri öğrenip rahatsızlık vermeye devam ettikçe okulları sürekli değişmesin diye çocuklar Habibe’nin annesi ile kalmaya başlamışlar” dedi.
İZİN BELGESİNDEKİ ADRES CİNAYETİ İŞLEDİĞİ EVE AİT
Göksel Çevik’in 13 Haziran tarihinde Menemen Açık Cezaevi’nden 7 gün izin aldığı bilgisini paylaşan Tavuz, “Sağlam’ın aldığı izin belgesinde gerekçesi bildirilmeden sadece ‘özel izin’ yazıyor. Üstelik cezaevinden verilen izin belgesinde aldığı izin süresi boyunca kalacağı adres olarak Habibe’nin ailesinin evi yazılmış. Cezaevi yönetimi, Sağlam’ın kabarık dosyasına bakmak yerine sadece son aldığı cezanın dosyası üzerinden hafif bir suç olarak görüp yeterince üzerinde durmamış olmalı ki bu detaylar bile gözlerinden kaçmış. Kimse araştırmamış ama bu adres cinayeti işlediği adres. Bu çok büyük bir ihmal. Bunların önlenebilmesi için kadına yönelik şiddet davalarında bütünlüklü olunması gerekir. Yasalarda böyle suçlardan ceza alan kişiler, izinli olarak dışarı çıkmak istediğinde mağdura bilgi verilmeli. Mahkum izne çıktığında Habibe’nin kaldığı sığınma evine bilgi verilmesi gerekirdi. Mahkuma izin verildiğinde bu suçtan zarar gören kişiye bilgi verilsin diye bir hüküm yok ama böyle bir düzenlemenin olması gerekiyor. Çünkü çok yaşanıyor bu tarz olaylar. Burada ağır bir kusur var ve buna dair gerekli başvuruları yapacağız” ifadelerini kullandı.
SIĞINMA EVİNE BİLGİ VERİLEBİLİRDİ
2014 yılında yürürlüğe giren ve Türkiye’nin de ilk imzacılarından biri olduğu İstanbul Sözleşmesine değinen Tavuz, Ceza İnfaz Kanunu’nda bu sözleşmeyle uyumlu olmayan bir takım hükümlerin değiştirilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Sözleşmeye göre; kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet olaylarında devletin şiddeti önleme, izleme, koruma ve tazmin etme sorumluluğu var. Dolayısıyla şiddet mağdurlarını korumak için bütün yasal düzenlemeleri yapmak zorunda. Göksel Sağlam eski eşine şiddet uyguladığı için içeriye girmişti. Habibe ise 1,5 yıldır devlete ait sığınma evlerinde kalıyordu. Hakkında gizlilik ve koruma kararı vardı. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak Göksel Sağlam izne çıkmadan önce Habibe’nin kaldığı Denizli’deki sığınma evine bilgi verilebilirdi. Çünkü Habibe, eski eşinin hapiste olduğunu bilerek herhangi bir kaygısı olmadan ailesinin ve çocuklarının yanına gelmiş. İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın ortaklaşa yayınladığı bir genelge var. Şiddet mağduru kadın ve çocuklarla ilgili gereken bütün koruma önlemlerinin koordineli bir şekilde alınması şeklinde... Yeter ki uygulanmak istensin!”
EVRAKLARI TAMAMLAMAK İÇİN GELMİŞ
6284 Sayılı kanunla alınan gizlilik kararlarının kadınlar için hayati önem taşıdığını ancak uygulamada önemli sorunlar yaşandığına dikkat çeken Tavuz, “Gizlilik kararı alan kadınlar, Habibe’nin de yaşadığı gibi bürokratik işlemlerde sıkıntı yaşıyor. Habibe, çocuklarının okulu tarafından istenen evrakları, sistemden tamamlayamadığı için muhtara gidiyor. Böylece korunaksız kalmış oluyor. Öldürülmeden bir gün önce muhtara gitmiş Habibe. ‘Çok iyiyim, düzenimi kuruyorum’ demiş. Bu kadar ağır şiddet riski altında olan kadını Denizli Sığınma Evi neden yanına koruma tedbiri vermeden gönderiyor? Ama bir de şu gönül rahatlığı ile geliyor Habibe ailesinin yanına; biliyor ki eski eşi hapiste” şeklinde konuştu.
SORUŞTURMA GENİŞLETİLMELİ
Yürütülen soruşturmanın genişletilmesi için başvuruda bulunduklarını ifade eden Tavuz, “Habibe’nin çocuklarının da can güvenliği için soruşturmanın genişletilmesini talep ettik. Eğer soruşturma genişletilirse Habibe’nin İzmir’e geldiğini nasıl öğrendiğini ve silahı nasıl edindiğini de öğreneceğiz. Cinayeti işlediği gün, saatlerce evin etrafında dolaşmış. Savunmasında bir anlık öfkeyle öldürmüş gibi anlatıyor. Halbuki biz böyle olmadığını biliyoruz. Hapse girmeden önce de Habibe’nin yerini söyleyin bana, öldüreceğim onu demiş. İki kişiyi kasten öldürme, bir kişiyi de öldürmeye teşebbüs suçundan soruşturma devam ediyor. Şu anda detaylı otopsi incelemesi yapılıyor. Biz de bunu tasarlayarak öldürme olduğu noktasında soruşturmasının genişletilmesini istiyoruz. Bir anlık değil öncesinden adım adım planlı. Detaylı incelemelerin yapılıp mağdurların ailesinin de korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasını talep edeceğiz. Biri 10 diğeri 13 yaşlarındaki iki erkek güvenlikleri için devlet korumasına verildi, yurtta kalıyorlar” dedi.
BELEDİYELERE DE GÖREVLER DÜŞÜYOR
Çiğli’de geçtiğimiz aylarda bir kadının daha eşi tarafından öldürüldüğünü anımsatan Tavuz, kadına yönelik şiddetin önüne geçebilmek için belediyelere de önemli görevler düştüğünü söyleyerek, “Belediye bünyesinde bir kadın danışma merkezi ve sığınma evi yok. İzmir’de zaten sığınma evleri çok yetersiz. Belediyelere ait iki tane var. Biri Büyükşehir’in diğeri Bornova Belediyesi’nin. Nüfusu 100 bini geçen bütün belediyeler açmak zorunda aslında sığınma evi. Örneğin Karşıyaka Belediyesi’nin vardı ama tadilat bahanesiyle kapatıldı. Habibe tüm haklarını biliyor, bunlar için adımlarını atmış. Kendi ve çocukları için tedbir kararlarını aldırmış ama bunların uygulanmasında yaşanan sıkıntılar ve ceza infaz yasalarıyla ilgili sıkıntılar yüzünden aslında korunamamış. Yeteri kadar sığınma evlerinin açılması ve belediyelerin de bu konuda sorumluluk alması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
CİNAYETE GİDEN SÜREÇ...
Habibe Çevik, yıllarca şiddet gördüğü eski eşi Göksel Sağlam’dan boşanalı 6 sene olmuştu. Çocuklarıyla birlikte annesinin yanına taşındı, düzenli bir işe girdi. Fakat iddiaya göre, eski eşi peşini hiç bırakmadı. Sürekli kendisini takip ediyor, tehditler savuruyordu. Koruma tedbirleri talep eden Habibe, son 1,5 yıl boyunca sürekli kadın sığınma evlerinde kalmaya başladı. Kaldığı yerin adresini öğrenerek sığınma evine giden eski eşi Göksel Sağlam, Habibe’nin burnunu kırdı ve darp üzerinden aldığı bin 500 TL para cezasını ödeyemediği için cezaevine girdi. Habibe, bir süredir Denizli’de sığınma evinde kalıyordu; adres ve kimlik bilgileri gizliydi. Ancak annesinin yanında kalan iki çocuğunun güvenliğinden endişe ettiği için devlet koruması altında yatılı bir okula gitmelerini istiyordu. Eğitim tedbiri talep etti ancak yalnız toplaması gereken evraklar vardı. Eski eşinin cezaevinde olduğunu bildiğinden güvenli olacağını düşündü. Çocuklarını görmek ve istenen evrakları tamamlamak için İzmir’e ailesinin yanına geldi. Göksel Sağlam da 19 Haziran tarihinde Menemen Cezaevi’nden 7 gün ‘özel’ izin alarak Habibe’nin kaldığı eve geldi. Önce Habibe’yi ardından kardeşi Fatma’yı tabancayla vurarak öldürdü. Üstelik iki çocuğunun gözleri önünde... (Çağla Geniş/İlkses)