Son 1 ayda telefonda en çok karşılaştığım soru:
“CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı kim olacak?”…
15 yıllık meslek hayatımda ilk defa bir adaylık sürecinde farklı bilgilerin havada uçtuğu, saat başı ismin değiştiği, fotoğrafın flu, havanın sisli olduğu bir durum görüyorum.
Partililer adeta papatya falı bakıyor.
Bunun en önemli nedeni ‘değişim’ yaşanan kurultay ve Genel Merkez’in hangi yöntemi, hangi formülü uygulayacağının kararını verememesi.
Mevcut başkanla devam mı edilecek?
Değişim yaşanan kurultay üzerinden siyasi bir karar mı verilecek?
Anketlere mi bakılacak?
STK’ların, odaların, sendikaların sesine mi kulak verilecek?
Kadın aday formülü mü yoksa ağabey formülü mü devreye girecek?
Genel Merkez’deki güçlü ekiplerin istediği mi olacak?
Tüm bu şuan için yanıtsız kalan sorular dışında bir de Soyer dahil aday adaylarının ciddi artı ve eksileri sürecin belirsizliğine katkı koyuyor.
Herhangi bir yolsuzluğu yoksa, çok büyük bir başarısızlığı yoksa söz verdiği projelerin büyük bölümünü tamamlamışsa o belediye başkanı zaten doğal adaydır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de süreçteki en büyük artısı buydu.
Soyer’in bu artı duruma devrim niteliğindeki alt yapı yatırımları, kenti kabuğundan kırıp yurt dışıyla buluşturmayı da ekleyebiliriz. Hatta Avrupa’daki görevi…
Süreçte Soyer’e sendikalardan, odalardan, kanaat önderlerinden ve iş dünyasından gelen destek de çok önemliydi.
Ancak Soyer’in diğer aday adayları gibi handikapları da var. Bu handikaplar da şu gün itibariyle açıklanmamasının temel nedenleri arasında...
Kurultay sürecinde kendisinin ve ekibinin tavrı, aldığı duruş bugün bu kadar tartışılmasının en büyük nedeni.
Kurultay sonrasında hemen ilk günden itibaren kamuoyunda yıpratılmaya başlandı.
Genel Merkez’de Soyer’i savunacak isim ya da ekip yok! Tersine olumsuz propagandasını yapan isim çok.
Soyer’in kente kattıklarını katmaya çalıştıklarını İzmirlilere anlatmadaki yaşadığı sıkıntı da ciddi handikap... Bunu kendisi de dile getiriyor zaten...
Soyer için artı ve handikap durumları tüm aday adayları için geçerli…
İsmi kadın aday formülünde gündeme gelen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu müthiş bir tecrübe... Ancak İzmir için kesinlikle ‘ithal aday’ durumunda.
Genel Sekreter Selin Sayek Böke çok önemli bir isim. ‘Mevcut başkanı değiştiriyoruz ama Genel Sekreteri Aday olarak gönderiyoruz’ başlı başına zaten önemli bir argüman ancak Böke’nin belediyecilik tecrübesi yok, partideki görevi kritik ve kendisi yerel yöneticiliğe soğuk.
Selçuk Belediye Başkanı Filiz Sengel Ceritoğlu benim özellikle ilk 3 yılını çok başarılı bulduğum bir isim. İktidara karşı çok defa aldığı net tavır, sergilediği duruş da dikkat çekici. Ancak 5 yıllık Selçuk Belediye Başkanlığı tecrübesinin Büyükşehir için yeterliliği tartışılan ve soru işareti yaratan bir durum.
Genel Merkez İzmir Adayı noktasında eğer siyasi bir karar verecekse zaten bu doğrultuda en şanslı isim Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay olur. Kurultay sürecinde ‘değişim’ diyen, imza veren tek belediye başkanı Tugay’dı… Yıpranmamış bir isim olması da avantaj ancak 5 yıllık belediyecilik tecrübesi, kent genelindeki tanınırlık sıkıntısı, anketlerde önlerde çıkmaması Tugay’ın ciddi handikapları…
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur çok önemli bir yerel yönetim tecrübesine sahip… Belediyecilikte kitap yazacak durumda. Genel Merkezi, kenti, parti örgütünü ezbere biliyor. Ancak en büyük handikapı 25 yıldır belediye başkanı olması. Çeyrek asırlık bu tecrübe ‘değişim’in ruhuyla tamamen ters.
Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Buğra Gökçe, aday adayları içinde Soyer dışında belediyeyi en iyi bilen isim. Kenti de tanıyor. Çok iyi bir teknokrat… CHP’nin yetiştirdiği en iyi yerel yöneticilerden. Aday belirleme sürecinde etkin olacak aktörler içinde en çok ismin desteğini alması da avantaj. Ancak İzmir’le geçmişi sadece 8-10 yıl olması, sürecin en başından bu yana ‘İstanbul’un Adayı’ algısının oluşması ve anketlerde 2-3 ismin gerisinde kalması kendisi adına sürecin eksileri…
Bornova Belediye Eski Başkanı Olgun Atila aday adayları içinde en iyi kampanyayı yapan, en iyi çalışan, sahada ciddi karşılık gören isimlerin başında geliyor. Anketlerde de ilk 3’te çıkan Atila için konuşulan handikaplar ise Genel Merkezin üzerini çizdiği İzmir Milletvekili Mahir Polat’la kurultay sürecinde hareket etmesi, tavrını kurultayda değiştirmemesi ve 5 yıldır kenarda durması, herhangi bir görevde olmaması.
Siyasetin profesörü İl eski Başkanı Alaattin Yüksel de ismi gündeme gelenlerden… Hem partiyi hem kenti yakından tanımasının yanında iş dünyasındaki saygınlığı da ortada. Eski başkan Kocaoğlu’nun de desteği Yüksel’e… Ancak Yüksel de değişim diyen CHP’nin öncelikli tercihi olma noktasında handikapları var. Yüksel’in yaşı da (73), uzun süredir siyasi arenadan uzak olması da masaya konan handikaplardan.
Büyükşehir’e talip olan İzmir eski Milletvekilleri Tacettin Bayır, Musa Çam ve Atilla Sertel ise alkışı hak eden bir performanstalar. Özellikle Bayır ve Çam'ın sahada birlikte çalışması, gerektiğinde sesini yükseltmeleri, bir duruş sergilemesi değerli… Önseçim (ki mümkün değil) dışında adaylık için hiçbir şansı olmayan üç eski vekilin partililik ve kentlilik bilinciyle sürece koydukları katkı göz ardı edilmemeli.
Ay sonuna sarkacak gibi duran İzmir adaylığı için daha çok papatya falı bakılır.
Bakalım son yaprak koptuğunda kimin ismi kalacak?
Cumhur İttifakı'nın İzmir Adayı 15 Ocak'ta belli olacak. Geçtiğimiz yılların aksine AK Parti'de süreç bu kez daha farklı gitti. Son dönemeçte Hamza Dağ'ın bir adım önde olduğu adaylık için Mehmet Kasapoğlu ve Selim Gökdemir isimleri de masada!